İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yılında İHD Dersim Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) adına kapsamlı bir açıklama yayımladı. Açıklama, İHD Dersim Şube Eş Başkanı Özgür Ateş tarafından kamuoyuna okundu.
Metinde, dünyanın ve Türkiye’nin ağır bir insan hakları krizinden geçtiği vurgulanırken, barış, demokrasi, adalet ve eşitlik taleplerinin her zamankinden daha güçlü şekilde dile getirildiği ifade edildi.
Açıklamada, 10 Aralık 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin, insanlığın en önemli ortak sözleşmesi olarak güncelliğini koruduğu belirtildi. Buna karşın uluslararası toplumun, özellikle BM’nin, ayrımcılık, savaş, yoksulluk, iklim krizi ve adaletsizliği önlemede yetersiz kaldığı ifade edildi.
Özgür Ateş’in okuduğu açıklamada Türkiye’de 2016’dan bu yana olağanüstü hal mantığının kalıcı hale geldiği ve bunun keyfilik, hukuksuzluk ve belirsizliği artırdığı belirtildi.
2025 yılı boyunca yaşam hakkı ihlalleri, polis şiddeti, üçüncü kişilerden gelen saldırılar ve devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu çok sayıda ölüm yaşandığı hatırlatıldı.
Açıklamada işkence ve kötü muamelenin 2025’te de Türkiye’nin en ağır insan hakları sorunu olarak devam ettiği vurgulandı. Resmî gözaltı merkezleri dışında sokakta, evlerde ve toplumsal gösterilerde yaşanan işkence iddialarının arttığına dikkat çekildi.
Van Belediyesi’ne kayyım atanması ve 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tutuklanmasının ardından yaşananlar bu duruma örnek olarak gösterildi.
Türkiye’de cezaevlerinin “ağır hak ihlallerinin merkezi” haline geldiği belirtilirken, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüler için “umut hakkının yokluğu”nun insan onuruna aykırı olduğu ifade edildi.
İmralı başta olmak üzere ağır tecrit uygulamalarının sürdüğü, S ve Y tipi yüksek güvenlikli hapishanelerin kapatılması gerektiği dile getirildi.
2025 yılının toplantı ve gösteri özgürlüğünün sistematik biçimde engellendiği bir yıl olduğu belirtilerek Van ve İstanbul’daki kayyım protestoları, 8 Mart, 1 Mayıs, LGBTİ+ etkinlikleri, ekoloji eylemleri ve işçi protestolarına yönelik yasaklar ve polis müdahaleleri örnek gösterildi.
Açıklamada ayrıca gazetecilere ve insan hakları savunucularına yönelik baskının “kaygı verici boyuta ulaştığı” belirtildi.
1 Ekim 2024’te başlayan yeni sürecin önemine dikkat çekilirken, çatışmaların sona ermesinin hayat kurtaracağı ve demokratik çözüm için fırsat sunduğu ifade edildi.
Hak ve özgürlüklerin hiçbir otoritenin onayına bağlı olmadığı, eşit yurttaşlık temelinde bir demokratikleşme programının şart olduğu belirtildi.
Kadınların ve LGBTİ+’ların 2025 yılında da fobik, nefret içerikli saldırılara maruz kaldığı; koruyucu yasal adımların atılmadığı, tam tersine kazanımlarının hedef alındığı vurgulandı.
Mültecilerin/sığınmacıların ise her türlü ayrımcılık, istismar ve ekonomik sömürüye karşı savunmasız bırakıldığı ifade edildi.
Türkiye’nin tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşadığı belirtilerek:
Yoksulluk,
İşsizlik,
Güvencesizlik,
Çocuklar, kadınlar ve mülteciler üzerindeki derin etkiler
insan hakları bağlamında ele alındı.
Kıdem tazminatına dokunulmaması, iş cinayetlerinin önlenmesi, sendikal özgürlüklerin güvence altına alınması çağrısı yapıldı.
Açıklama şu sözlerle sona erdi:
“Hak ihlallerinin son bulduğu, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edildiği bir dünya için dün olduğu gibi bugün de ihlalleri görünür kılmaya, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarının kurucu değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
İnsan haklarıyla insandır… Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz.”
Elazığ'ın Keban ilçesinde nesli tehlike altında bulunan su samuru, balık üretim tesisinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.…
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul etmesi, insan…
Alevi Vakıfları Federasyonu’nun düzenlediği 2. Uluslararası Alevi Sinema Günleri, 19-21 Aralık’ta Atlas Sineması’nda gerçekleşecek. Alevi…
Bir çakmak yalnızca ateş yakmak için değildir; bazen bir tarzı, bazen bir hatırayı, bazen de…
AFAD verilerine göre merkez üssü Pülümür olan 4.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat 15.34’te…
Dersim’de bir kadının (B.T.) fuhuş ağına zorlandığı iddiasıyla savcılığa başvurmasının ardından kamu görevlilerine, üniversite mensuplarına,…