7554 Sayılı Maden Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte madencilik faaliyetlerinin önü açıldı. Yasayla birlikte maden arama, işletme ve izin süreçlerinin kolaylaştırılması hedeflenirken, çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinde esneklik getirildi. Yasanın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte özellikle Kürt kentlerinde ormanlık alanlarda, zeytinliklerde ve tarım sahalarında yoğun kesim, kazı ve sondaj faaliyetleri yürütüldü.
Şırnak, Hakkari, Bitlis, Dersim ve Mardin başta olmak üzere pek çok bölgede “güvenlik” gerekçesiyle yapılan ağaç kesimleri, maden ve petrol aramalarıyla birlikte genişledi.
PETROL VE KAYA GAZI:
Diyarbakır’da petrol ve gaz sondajları 2025’te daha da genişletildi. Özellikle Bismil’de 600 bin dönümlük arazi bu amaçla işaretlendi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Trakya Bölge Müdürlüğü tarafından planlan kaya gazı sondajı için Shell ve TPAO birlikte Silvan ilçe sınırları içinde kaya gazı sondajı gerçekleştirecek. Türkiye’den “Trakya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Rezervler”in incelendiği ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) raporuna göre, bu iki bölgede toplam 4.6 trilyon metreküp yerinde kaya gazı olduğu, bunun ancak 651 milyar metreküpünün alınabilir nitelikte olduğu belirtilirken, bu iki bölgedeki kaya petrolü miktarı ise toplam 4.7 milyar varil.
DİYARBAKIR’DA 100 SAHA İŞARETLENDİ
Diyarbakır havzasının öncelikle petrol eğilimli aktif bir havza olduğu ifade edilen raporda, burada bugüne kadar 100 petrol sahası keşfi yapıldığı vurgulanıyor. Havzanın, Suudi Arabistan ve Irak’ın petrol bölgeleriyle benzer coğrafyaya sahip olduğu kaydedilen raporda, “TPAO ve Shell, şu anda Sarıbuğday-1 (Pîrema-Farqîn) sahasında kaya gazı aramaları yapıyor. Shell, bu havza için beş kuyulu bir arama programı açıkladı” deniliyor.
Diyarbakır’da TransAtlantic Petroleum şirketinin sondaj çalışmalarıyla petrol ve kaya gazı üretimlerini ağırlıklı olarak Silvan’da sürerken, Bismil’de Transatlantik şirketi ile Çalık Holding’e ait olduğu belirtilen 3 saha da iş birliği için anlaştıkları duyurulmuştu.
SADECE BİSMİL’DE 600 BİN DÖNÜM
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu yıl farklı lokasyonlarda 57 milyon varillik petrol rezervi tespit edildiğini ve bunun değerinin 4 milyar dolar olduğunu geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda açıklamıştı. Bayraktar, “İşin içinde kayaların içerisine sıkışmış petrol ve doğalgazı alabilmek var. 4 sahada Bismil’in kuzeyindeki sahada yaklaşık 600 kilometre karelik (600 bin dönüm) bir alan. 24 tane dikey ve yatay sondaj yapacağız. Bu sene içerisinde dikey sondaj ve çatlatma işlemini yapacağız, planlamamız önümüzdeki 3 yıl içinde 24 kuyu ile sahayı keşfetmek ve buradan üretime geçebilmek” demişti.
Kaya gazı ve kaya petrolü çıkarılma sürecinde bir adet sondaj kuyusuna bir seferde 600’e yakın zehirli kimyasallar kumla birlikte yaklaşık 18.000M3 nitelikli su basılıyor. Her işlem 15-20 kez tekrarlandığında toplamda bir kuyu için harcana n su miktarı 300 bin metreküpe ulaşıyor.
30 YILDIR HALKINA YASAK KÖYLERDE PETROL SONDAJ KUYULARI AÇILDI
HAKKARİ’DE HAVA KİRLİLİĞİ 230 CANA NEDEN OLDU
Dağları, yüksek rakımı ve doğa güzellikleriyle bilinen Hakkari’de kullanılan kömür, yaygınlaştırılan maden faaliyetleri, petrol arama sahaları ve doğaya yönelik sistematik katliamlar nedeniyle kirlenen hava ölüm saçıyor. Temiz Hava Hakkı Platformu’nun verilerine göre; kentte 2024’te hava kirliliğinde bağlı hastalıklardan 230 kişi hayatını kaybetti.
Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı kırsal Goma Hûsıka Mahallesi’ne bitişik ormanlık alanda Oyak Çimento Fabrikası tarafından 4’üncü grup ponza madeni açılmak isteniyor. Halkın itiraz ettiği bu proje için numune almak isteyen şirket çalışanları mahalleye binlerce askerle birlikte geldi.
Köye giriş çıkışlar kapatıldı, mahalle zırhlı araçlarla ablukaya alındı.
SEKASUR’DA ÇADIRLI DİRENİŞ
Dersim’in Pertek ve Hozat ilçeleri arasında kalan Sekasur bölgesinde 4’üncü grup maden için 5 köyün ortak alanı seçildi. Aynı alanda 1938’de yakılarak katledilen 24 kişinin kemikleri bulunmuş ve bir anıt yapılmıştı.
Köylüler Sekasur’da direniş çadırı kurarak şirketi bölgeye sokmadı. Arven Doğu Yapı İnşaat’a ait görünen proje kağıt üzerinde ponza taşı olarak görünüyor. Ancak yaşam savunucuları ve bölge halkı asıl projenin gizlendiği görüşünde.
Nöbet devam ederken, bölgedeki iki alan arkeolojik sit alanı olarak tescillendi. Sekasur’da su sarnıçları, Dorutay’da da kaya yerleşimi tespit edildi.
90’lı yıllarda yüzlerce köyün boşaltıldığı Dersim’e yeniden inşa edilmeye çalışılan yaşamlar bu kez de maden projeleriyle kuşatılmış durumda. Cevizlidere, Geyiksuyu, Ali Boğazı, Pülümür, Bağır Dağı, Hel Dağı gibi Dersimlilerin kutsal saydıkları alanların neredeyse tümü için maden projeleri için ruhsatlandırıldı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ YALANI: GES VE RES’LER İÇİN MERALAR KAMULAŞTIRILDI
Başta Urfa olmak üzere Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Van, Siirt’te de meralar ve tarım arazileri kamulaştırılarak güneş tarlalarına dönüştürüldü.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesine bağlı Çanakyayla Köyü’nde, mera vasfındaki 127 hektarlık alana Kiler Holding’in GES projesi nedeniyle göz koyuldu. Bu proje hayata geçerse hayvancılık tamamen bitecek, bir köy göçe zorlanacak, su kaynakları tahrip edilecek ve yaban hayat yok olacak.
ORMANSIZLAŞMA SELLERİ, SELLER YIKIMI YIKIM GÖÇÜ GETİRİYOR
BARAJLAR DOLU AMA SU YOK !
DEDAŞ’ın elektrik sattığı 6 ilde sulamada kullanılan elektrik miktarı 7,25 milyar kilovatsaat olurken, bölgede satılan elektriğin yaklaşık yüzde 23’ünün sulamada kullanıldığı ortaya çıktı. Bunun yanında 6 il coğrafyasında 28 adet baraj-HES mevcut olması ise bir başka dikkat çeken bir durum. Bu barajlardan sadece Atatürk Barajı ve Karakaya Barajı tam kapasite çalışması halinde elektrik üretim kapasiteleri yıllık 42 milyar Kwh. Yani bu durumda 2 barajla 6 ilin tüm elektrik ihtiyacı karşılanabilecek durumda. Diğer yandan sadece Atatürk Barajı Türkiye’nin 54 milyar m3’lük tüm su ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olmasına karşın, bölgede çiftçinin yeraltı suyuna mahkum edilmesi yanıt arayan en önemli sorunların başında gelmeye devam etmekte.
Munzur Vadisi Milli Parkı’nda baraj ve HES projelerini hayata geçirmek isteyen şirketin, bölgenin doğal sit alanı ilanının iptali için açtığı dava reddedildi. Erzincan İdare Mahkemesi’nin oy birliğiyle aldığı karar, Munzur’un eşsiz ekosisteminin korunması için önemli bir kazanım olarak değerlendirildi.
Dersim Pülümür’de ise altı köyü kapsayan Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesine verilen “ÇED olumlu” kararı yargıya taşındı. Proje “hukuka ve kamu yararına aykırı” denilerek mahkeme tarafından reddedildi.
Dicle Nehri’nin Diyarbakır’dan geçen yaklaşık 100 kilometrelik kısmı yıllar önce “nehir” statüsünden çıkarılarak “dere” kapsamına alınmıştı. UNESCO’nun son üç raporda “kritik tehlike” olarak işaret ettiği Dicle hattı, düşen debi, artan kirlilik ve kıyı işgalleri nedeniyle her geçen yıl daha büyük bir daralma yaşıyor.
Barajların su akışını kesintiye uğratması, iklim krizinin etkileri ve tarımda aşırı su kullanımıyla birleşince Dicle’nin ortalama debisi 360 metreküpten 150 metreküpe kadar geriledi. Hevsel Bahçeleri’nde biyoçeşitlilik yaklaşık yüzde 30 azaldı, balık popülasyonu yarı yarıya düştü, ve suyun pH değeri de kritik seviye denilen 8.5’e ulaştı.
Dicle Nehri’nin kirlilik kaynakları ise nehir kıyısındaki kum ocakları, fabrikalar ve ruhsatsız yapılar.
Elazığ İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü ekiplerinden yapılan açıklamada, kapalı yolların açılması…
Dersim Kültür ve Doğa Dernekleri (DKDD) ile Dersim Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, “GAĞAN AMO…
CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar sürüyor. Bayrampaşa Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında bugün yeni bir operasyon…
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 17’si çocuk 34 kişinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait…
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Maraş Katliamı ve Roboski Katlimaı'na ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada,…
Dersim’in birçok noktasında Gağan kutlamaları devam ederken, Ovacık ilçesinde renkli görüntüler yaşandı. Öğle saatlerinde Ovacık…