Science dergisinde yayınlanan bir araştırma; yerli dillerin ölümüyle, doğal tıp bilgisinin de öldüğünü ortaya koydu.
Amazon Ormanları’nın yerli halklarından Matapilerle görüşülerek yapılan araştırmaya göre; Matapi halkının son şamanı Uldarico Matapi Yucuna, halkının tıp bilgisine sahip olan son kişi.
Matapi halkı, Kolombiya’daki Amazon Yağmur Ormanları’nda yaşayan 70 kişiden az bir topluluk. Uldarico ise onların şamanı, tıp bilgisini çocuk yaşta babasından öğrendi. Babası ona her türlü hastalığı tedavi etmek için bitkileri nasıl kullanacağını öğretti.
Bir zamanlar göçebe bir halk olan Matapiler, 1980’lerde başka etkink gruplarla birlikte kendilerine gösterilen bir bölgede yaşamak zorunda kaldılar, bu zorlamayla birlikte sömürgecilik tehdidi altındaki gelenekleri ve dilleri de giderek soldu. Uldarico yaşanan süreci Dilimizi unuttukça, ruhsal bilgimizin özünü de kaybediyoruz ve bu bilgiler diğer dillere çevrilemeyecek bilgiler” ifadeleriyle anlatıyor.
Uldarico’nun Matapi şamanı olma hazırlığı üç yaşında başladı. Üç yaşında sıkı bir diyetle kızarmış yiyecekler, et ve balıktan uzak bir şekilde beslendi. Yedi yaş civarında ise 15 günlük uzun oruçlar ve izolasyonla süren eğitiminin anlamını “Bedenin diğer sesleri dinleyip anlaması için bir türü arınma” olarak tarif ediyor.
Beden ve ruhun arınma sürecinden sonra baba ve oğul, Uldarico’nun hafızasını test etmek için aylarca Amazon ormanlarında yaşadı: “Doğanın ilişkilerini ve kadim bilginin bilgeliğini anlamak için böyle bir eğitim aldım. Babam bana ağaçların türlerini, yaprakların şekillerini, gövdelerini, kokularını ve kabukların şekillerini ayırt etmeyi öğretti. Hangilerinin ilaç olarak kullanıldığını, onları ziyarete gelen kuşları, meyvelerini yiyen hayvanları öğrendim. Dilimizde ağaçların adlarını, işlevleriyle, erdemleriyle ve yararlarıyla yavaş yavaş ezberledim. Tüm bu bilgileri kafamda tutmam gerekiyordu. Maalesef atalarımız yazılı tanıklıklar bırakmadılar çünkü yazılı bir kültürümüz yoktu. Ama babam tüm bilgilerin hafızada kalamayacağını ve gelecekte kaybetmemek için kağıda yazmamız gerektiğini söyledi. O bizim dilimizde yazdı, ben İspanyolcaya çevirdim. Bunu yapmaya başladığımda 10 yaşımdaydım.”
Zürih Üniversitesi’nde bir biyolog olan çalışmanın ortak yazarı Rodrigo Cámara Leret, “Yerli bir dil her öldüğünde, bir kütüphane yanıyor gibi oluyor, ancak sesleri çıkmadığı için bunu görmüyoruz” diyor.
Birleşmiş Milletler’e göre, halen konuşulan 7 bin yerli dilin yüzde 40’ı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ve dünyanın kalan biyoçeşitliliğinin yüzde 80’i yerli topraklarda.
Dünya Biyolojik Forumu’nda sunulan verilere göre; Kuzey Amerika, kuzeybatı Amazon ve Yeni Gine’deki üç bölgedeki 230 yerli dili konuşan insanların bildiği 3 binden fazla bitki, 12 binden fazla tıbbi iyileştirme için kullanılıyor. Ancak bu bilgilerin yüzde 75’i sadece, sözü edilen 230 yerli dilin sadece birinde bulunuyor. Bu da o yerli dilin ölümüyle, tıbbi bilginin de ölümünün kaçınılmazlığını ortaya koyuyor.
Araştırmada bazı iyileştirme örneklerine de yer veriliyor. Örneğin Brezilya’daki Rio Negro’da yaşayan Tucano halkı, avladıkları hayvanları felç etmek için oklarında Leptolobium Nitens ağacının kabuğunu kullanıyor. Kolombiya ve Ekvador’daki Siona halkı, ayak mantarı enfeksiyonlarını tedavi etmek için Euphorbia hirta ağacından sütlü bir lateks üretiyor ve bunu uyguluyor.
Zürih Üniversitesi’nde ekolojist olan Jordi Bascompte, “Bu bilgilerin çoğunluğu benzersizdir ve dil kaybolursa, bilgi de kaybolur” sözleriyle tehlikeye işaret ederek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kuzey Amerika’da yok olmak üzere olan diller, şifalı bitkiler hakkındaki benzersiz bilgilerin % 86’sına sahip, sadece Yeni Gine’de bu rakam yüzde 31’e kadar çıkıyor.”
Araştırmacılar bu tür bilgilerin, diller yok olmadan önce bile aşınmaya başladığını söylüyor. Cámara Leret, incelenen bazı gruplarda, mevcut konuşmacıların artık şifalı bitkileri tanımadığını veya hangi karışımların yapılacağını ve nasıl hazırlanacağını bilmediğini söylüyor. Çünkü “Bunu öğretebilecekleri çırakları yok, sözlü geleneklerde, hayattayken bilgileri başkalarına aktaramazsan bilgi yok olur.”
Son Şaman Uldarico ise, bitkilerin şifa için nasıl kullanılacağına dair kültürünün bilgisini aktarmak için çevirinin yeterli olmadığını ekliyor: “Bir bölgeyi yok ettiğinizde, doğayı, bilgiyi, dili ve yaşamımızı yok etmiş olursunuz.”
Dersim Belediyesi’nde başlatılan nöbete katılan yurttaşlar, “Dersim’e sefer olur ama zafer olmaz” diyerek irade gaspına…
Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de aralarında olduğu…
Dersim Belediyesi'nde başlatılan nöbet eyleminde eşbaşkanlar, kararın kayyım hazırlığı olduğunu belirterek mücadele çağrısı yaptı. Dersim'de…
Dersim Belediye Eşbaşkanı Cevdet Konak ile Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e 6 yıl 3'er ay…
Elâzığ’da 32 yaşındaki Burcu Demir’i 8 Şubat’ta katleden Uzman Çavuş Murat Coşansel’in yargılandığı davanın 4.…
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 15. Bölge Müdürlüğüne bağlı Tunceli Şubesi ekipleri, il genelinde…