Sona eren, 22. Dersim Doğa ve Kültür Festivali, daha ilk gününden itibaren çeşitli eleştirilere uğradı.
Peki, eleştirilemez mi?
Tabii ki eleştiri haktır. Bunun yadırganacak bir yanı olmayabilir. Ancak eleştiri yapılırken öneriler sunulur, katkı verilir.
Haklı olan eleştiriler var, buna amenna. Ne var ki haklılık yetmiyor. Eksikleri gidermekte bir sorumluluk ve yükümlülüktür.
Hak olanı kullanırken, sorumluluğu yerine getirmemek, niyetiniz ne olursa olsun, sizi haksız duruma düşürür.
Şimdi dönelim Dersim Festivaline.
Kültürün ve inancın taşıyıcısı, dildir. Başka bir dil de kendi inancınızı ve kültürünüzü koruyamazsınız. Böyle yaptığınızda dil kendisine yabancılaşır, zamanla asimile olur. Toplum, en iyi şekilde dili yasaklanarak asimile edilir.
Dersim´in en kadim inancı Xızırdır. Xızır’ı Türkçe anlatırsanız, doğal olarak o dildeki terimleri kullanmak zorunda kalır, anlam kaybına uğratırsınız. Biz Xızır’da, KAUTA XIZIR’ı yaparız.
Bunu Türkçe anlatabilir miyiz? Kesinlikle hayır.
Ne diyeceğiz buna? Kavrulmuş buğday mı, yoksa kavrulmuş un mu?
Diğer yandan dilin karşı karşıya bulunduğu sorunları geniş bir perspektifle ele almak zorunludur. Sorun salt festivale indirgendiğinde, niyet üzüm yemek değil, bağcı dövmek olur. O halde esas olarak dilin sosyal yaşamın sürdürülmesindeki kullanımına bakmak gerekir. Bu anlamda yılda bir çok kez gerçekleşen erkanlar, en önemlisi de cenaze erkanları dil açısından hayati önemdedir.
“Tunceli” Cem Evi’nde cenaze erkanları yapılıyor, Cem bağlanıyor, ibadet ediliyor, cenaze erkanları yürütülüyor. Peki, bunlar hangi dilde yapılıyor? Tabii ki Türkçe ve Arapça dualarla/terimlerle. Bu belki yılda onlarca kez yapılıyor. Buna kimse ses çıkarmıyor, fakat yılda bir kez yapılan ve 3 gün süren Festival asimilasyonun motoru olarak görülüyor.
Bu ne kadar vicdani, bu soruyu sormak gerekmiyor mu?
“Munzur Üniversitesini” nereye koymak gerekir. Sözde Kırmancki/Zazaca dili üzerine çalışan, öğreten bir kürsüsü var. Bu kürsü bugüne kadar Kırmanci dilinin sorunları ve bu sorunların nasıl aşılabileceği konusunda kamuoyuna bir çalışma sunmuş mu? Bu kürsü bu güne kadar dilin yazım kuralları hakkında bir çalışma yapıp, bunu halkın hizmetine sunmuş mu?
Bu dili öğrenmek için bir kitap hazırlamış mı? Veya Kırmanci dilinde bir bitirme tezi var mı?
Evet, Dersim Festivali’nin eksikleri var. Bunu gidermenin yolu katkı sunmak, önerilerde bulunmaktan geçer.
Tüm bu etkinlikler kayıt altına alınıp. Sonraki nesillere bırakılabilir. Yoğun katliamların yaşandığı mağaralar ziyaret edilip, katledilenler miyazlar dağıtılarak anılabilir.
Yapılan bazı yarışmalarda etkili sonuçlar almak için ödüller verilebilir.
Festivalin son günü katılımcılar ile birlikte çöplerin toplanıp, Dersim pür u pak geri bırakılmalıdır diyor, daha başarılı, daha zengin, daha hafıza kaybını önleyen, kimlik, inanç, kültür ve diline katkılar sunan bir Dersim festivali diliyorum.
Kemal BÜLBÜL- 24 Kasım 2024 Eski HDP Milletvekili Kemal Bülbül, Dersim'e kayyum atanması ve Cevdet…
Dersim’e atanan kayyımlara tepkiler yükselmeye devam ederken Dersim İnşa Kongresi (DİK), Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu…
Dersim Kadın Platformu, irade gaspına karşı “Kentimiz, kimliğimiz, irademiz bizimdir. Kayyımlar mücadelemizle gidecek” şiarıyla Sanat…
Dersim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, ifadesi alınacağı iddiasıyla gözaltına alınmaya çalışıldı. Sanat Sokağı’ndaki evine giden…
Devletin halkın iradesine kayyım atamasının bittiğinin göstergesi olduğunu belirten DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün…
Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyum atanması üzerine parti…