Yaşıyor olmak için yaşamak

Yaşamın ne olduğuna anlam biçemeden yaşıyor olmak için yaşıyoruz. Her şeyde olduğu gibi yaşamak da sadece bir alışkanlık haline geliyor. Onu anlamaktan, ona değer katmaktan, yön vermekten yoksunuz. Belki de korkuyoruz değişmek ve değiştirmek için ödenecek bedellerden.

Kurduğumuz cümleler sıradanlığımızın sınırlarını zorlamıyor. Sadece olması gereken kelimelerden kuruyoruz sıradanlığımızı.

Kendimiz olamadan hatta bunu düşünmeden sunulanı alıyor, gösterilene bakıyoruz. Süslü caddelerde albeni tezgâhlarının sadık müşterileri olmaktan kurtulamıyoruz. Kurtulmak için çalışmadığımız gibi yalandan kurulu pazarlarda kendimizi avutuyoruz.

Çırpınışımız kafese konulmuş kuş kadar. Bir süre sonra özgürlükten vazgeçiyoruz. Sonra da tümden unutuyoruz, çırpınışımızı ve gerekçesini sırça köşklerden sunulan yaşamlara alıştırıyoruz. Aynalara bakmıyoruz baksak da görmüyoruz çünkü yüreğimizin aynası kararmış, parçalanmış.

Hep başkasını yaşıyor, kendimizden kaçıyoruz. Yanından geçtiğim mezarlıklarda yatanlara acırken diri diri içine girdiğimiz mezarı yaşam sanıyoruz. Yaşayan ölüler olarak dua edenimiz bile olmuyor.

Sevmekten korkuyoruz, yaşamaktan, değiştirmekten korkuyoruz. Cesaretimiz kayıp ilanlarında çıkıyor, dert bile etmiyoruz. Bazen mezarlıktan geçerken çaldığımız ıslığa bakıp cesaret sanıyoruz.

Kalpazanlar tarafından basılmış sahte mutlulukları, yalandan yaşamları yaşamak sanıyoruz. Kalpazanların sunduğunu alıp ömür diye tüketiyoruz.

Kısır bir döngü içerisinde dönüp duruyoruz. Başımız döndüğünde kurtulmak yerine kurulmuş kasnaklara sarılıyoruz. Yaşam sandığımız kafesin içinde çırpındıkça yitiriyoruz gücümüzü çünkü kafesin dışını hayal etmekten uzağız.

Birbirinin tekrarı günlerden geçiyor, zamanın anlamsızlığında boğuluyoruz. Nefes almaya ihtiyacımız var. Kurulmuş kafesin dışına çıkmaya, içimizde kurduğumuz duvarları yıkmaya mecburuz. Yoksa sahtelikler dünyasında yok olmaya mahkûmuz.

Cesaret giyinip bakmayı öğrenmeliyiz. İçimizdeki aynaya bakmaktan vazgeçmeden umudu gerçek kılmayı, kendimiz olmaya mecburuz. Başkasının oyununda figüran olmamak için gemileri yakıp kendimizi bulmalıyız.

Yeter artık demeli, gülmeyi unuttuğumuz bu dünyada gülen insanlar üretmeliyiz. Maviliklerden yıldızları ödünç alıp yüreklerimize asmalıyız. Gece karanlığında aydınlığı kucaklayıp güneşe türküler söylemeliyiz. Kurduğumuz cümlenin tahtına kurulup serüvenlere çıkmalıyız. Varsın serüvenciye çıksın adımız. Yalandan kurulu dünyanın sahteliklerinde avunup tükeneceğimize, kendi serüvenimizin bedelini öderiz.

Dersim Gazetesi

Recent Posts

DEM Parti: İmralı tutanakları bağlamından koparıldı, tamamı açıklansın

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri, komisyonda…

2 saat ago

İmralı görüşmesinin özeti okundu: Sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretimi ortaya koyuyorum

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun toplantısı, komisyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptığı…

2 saat ago

İBB soruşturmasında 19 kişi için tahliye kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “suç örgütü” ve “yolsuzluk” iddiasıyla yürüttüğü soruşturmada…

2 saat ago

Dersim’in Üzerine Çöken Gölgeler: Uyuşturucu, Çeteleşme ve Fuhuş Kıskacında Bir Coğrafya

HASAN ŞEN Yıllardır dayanışmanın, ortak yaşam ahlakının ve direncin coğrafyası olarak tanımladığımız Dersim, bugün başka…

12 saat ago

Kurtulmuş: İmralı ziyaretinin içeriği gizli kalmayacak

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyondan 3 kişilik heyetin İmralı’ya yaptığı ziyarete ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.…

13 saat ago

Eğitim Sen’den Munzur Üniversitesi’ne “kadro ilanı” tepkisi

Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, Munzur Üniversitesi Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu için…

14 saat ago