Kültür Sanat

Mehmet Çetin’le İncirlerin Çocukluğu

Yaşamın ve evrenin engin derinliğini felsefeyle, müzikle, şiirle, resimle, bilimin ve sanatın diğer disiplinleriyle dinlemeye ve anlamlandırmaya çalışan Mehmet Çetin, yalnızca Kırmancki ve Türkçe dillerinde yazan bir şair yazar değildi. O, aynı zamanda bireyin kendi yaşamından referansla başlatabileceği kollektvizmin insanın dünyayı en anlamlı şekilde yaşayabilme biçimi olduğunu sanat yapıtlarında ustaca imleyebilme yeteneğiyle, sosyolojik düşünce arklarıyla ve tiyatrodan, müziğe, şiire, öyküye uzanan geniş panoramik dolaşımlı yapıtlarıyla da ismini zamanın ötesine bırakmayı başaran önemli bir entellektüeldi.

Üretimlerinde adeta kendi ruh ezgisinin Dersim’in kadim iç sesinde, hakikat yolunun ışığında olduğuna dair izler bulunan Mehmet Çetin, ruhunu, zihnini ve sezgisini şekilleyen evvelin ve geleceğin bilgesi topraklara, Dersim’e nefesini bırakırken, arkasında şu hırpani zamana inat insan kalabilmenin kolektivizmden geçtiğini vurgulayan bir yoldaş dayanışmasının halkasına da özlem ışığı oldu.

İlk gençlik yıllarından beri şiirleriyle, metinleriyle okumalarımı, üretimlerimi yeni renklerle tanıştıran entelektüellerden biri olan dostum Mehmet Çetin’in toprağın ve sonsuzun bileşkesine nefesine bırakmasının ardından ona, onun ve benim ilk hecemiz olan Dersim Sevdası’nın göğüne uçurduğum yeni bir şiir olsundu özlemimiz.                                                                        Mehmet Çetin’e…

Bir Özlem Tutuşması Dersim

Bin yıllık bir serüvenden geliyorum, gözleri göçe yazgılı bin yıllık bir sürgünden. Değişen dünyanın uçurumları yankılanıyor kalbimde. Bir yurtsuzluk sarıyor kirpiklerimi. Mevsimlerin rüya zamanına bırakıyorum gençliğimi. Nereye gitsem de üstüm başım Dersim rüzgârı. Sonra dağların sesinden şarkılar dinliyorum. Yangın yeri ormanlarda yaşam eğrisini arayan kurda kuşa dönüşüyor Kırmanc’ın çığlığı. Susmak mı, yarasını tarihe uzatan kuşlarla gökyüzüne kanat bırakıyoruz.

Göğsümde bir dünya ağrısı Dersim
Ölülerin tarih bilgisiyle geleceğim
İncirlerin çocukluğu ses olsun ki
İnsan boğazındaki düğümde ülkedir

Bin yıllık bir yürüyüşten geliyorum. Bin yıllık bir gözyaşı semahından. Şahı şaşkın dünyanın çatlamış dudakları dökülüyor toprağa. Bin bir düşüncenin evine uğruyorum. Bitmeyen bir arayışın annesi oluyor sarp kayalıklar. Yüce bir sadelikle ölüsüne bakıyor papatyalar. Kederim biraz Munzur, diyor temmuzda yanan türküler. Sonra dinmez bir ağrıya ana diliyle gülümsemesini öğretiyor tanrı. Ölmek mi, kalmak mı, gidenlerin yokluğuna çarparak özleme çoğalıyoruz.

İçimde bir özlem tutuşması Dersim
Menekşelerden şiirlerle döneceğim
Börtü böceğin bilgeliği ses olsun ki
İnsan boğazındaki düğümde ülkedir

Hıdır Işık

Recent Posts

Murat Çalık’tan ‘Adalet’ Çığlığı: ‘Mama Takviyesiyle Ayakta Duruyorum!’

  İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında beş aydır tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı…

4 saat ago

Dersim’de Kamu Emekçileri İş Bıraktı: “Maaşlarımız Mum Gibi Eriyor”

Dersim’de yüzlerce kamu emekçisi, düşük maaş artışlarını protesto ederek iş bıraktı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu…

4 saat ago

Aliboğazı’nda Baraj Tepkisi: “Dersim’in Hafızasını Silmek İstiyorlar”

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ve Munzur Çevre Derneği öncülüğünde bir araya gelen çevre örgütleri, Devlet…

4 saat ago

Evrensel’e saldıran İsa Can Biler tutuklandı

Evrensel’in İzmir Bürosu’na 13 Ağustos gece 01.30 sıralarında silahlı saldırı düzenleyen İsa Can Biler, tutuklandı.…

7 saat ago

Siyah nokta temizliği nasıl yapılır?

Siyah noktalar (komedonlar), cildin fazla yağ üretmesi ve gözeneklerin tıkanması sonucu ortaya çıkar. Özellikle burun,…

7 saat ago

2025’te mars retrosu burçları nasıl etkileyecek?

  2025 yılında Mars retrosu, 6 Eylül ile 25 Kasım tarihleri arasında Yay burcunda gerçekleşecek.…

11 saat ago