Politika

Bakırhan’dan “Kurban Bayramı” çağrısı: Güven artırıcı düzenlemeler bayram sonrasına bırakılmasın

“Bugün o günlerin kapısı aralandı”

Konuşmasına toplumun yıllardır özlem duyduğu barış ve çözüm sürecine değinerek başlayan Bakırhan, şu sözleriyle umut vurgusu yaptı:

Yıllardır umutla beklediğimiz bir sürecin kapısı aralandı. Toplum, barışın ve çözümün tartışıldığı günlerin hayalini kuruyordu. Bugün o günlerin kapısı aralandı. Şimdiden Türkiye halklarına hayırlı olsun. Umarım bu süreci barışla, eşit yurttaşlıkla taçlandırır; 86 milyon yurttaşımıza armağan ederiz.

Barışa dair bu toplumsal beklentinin somut olarak sahada da görüldüğünü dile getiren Bakırhan, DEM Parti’nin gerçekleştirdiği buluşmalarda halkın yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını söyledi:

Yaptığımız ziyaretler, toplantılar, mitingler gösterdi ki Türkiye toplumu barışa susamış. Bu halk, barışı istiyor. En iyi Konyalı arkadaşlarımız bilir; bu topraklarda acılarla yoğrulmuş bir tarih yaşadık. Ama tüm baskılara rağmen bu halk umudunu büyüttü.

Kürt halkının geçmiş 40 yılda yaşadığı acılara değinen Bakırhan, şair Pîremêrd’in dizeleriyle hissettiklerini ifade etti:

Kürt şair Pîremêrd şöyle diyor: ‘Diyorlar ki bir yıl 12 aydır. Ama bir de bana sorun. Ben öyle aylar gördüm ki 14 yıla bedel.’ Biz de öyle günler yaşadık ki her günü bir yıl gibiydi. Umarım artık günleri gerçekten gün gibi yaşar, acısız, savaşsız bir geleceğe kavuşuruz.

“12 Mayıs bir dönüm noktasıdır”

DEM Parti Eş Genel Başkanı, 12 Mayıs’ta yapılan açıklamaların Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı:

5-7 Mayıs PKK kongresi ve 12 Mayıs kararları, demokratik çözüm ve barış için tarihi bir fırsat yarattı. Bu tarih artık bir takvim yaprağı değil; geçmişin büyük yüklerini hafifletmenin başlangıç günü olarak anılacaktır.

Geçmişte mücadele eden, hayatını kaybeden yol arkadaşlarını ve ailelerini anan Bakırhan, onların mücadelesinin boşa gitmediğini söyledi:

Bugünlere mücadele eden arkadaşlarımız, aramızda olmayan canlarımız, annelerimizin, babalarımızın duaları sayesinde geldik. Onların barış, demokrasi ve özgürlük bayrağını yere düşürmeyeceğiz. Bu sözümüzdür.

“Sayın Öcalan’ın öncülüğünde yaşanan dönüşüm bir milattır”

Bakırhan, 27 Şubat’tan 12 Mayıs’a uzanan süreci “bir dönemin kapanışı ve yeni bir dönemin başlangıcı” olarak niteledi:

Sayın Öcalan’ın öncülüğünde yaşanan dönüşüm, Kürt siyasal tarihi ve Türkiye tarihi açısından en sarsıcı ve belirleyici gelişmelerden biridir. Bu karar, Kürt-Türk ilişkilerinde demokratik zemini kurma ve ortak vatan fikrini büyütme çağrısıdır.

“Barış için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor”

Bakırhan, barış sürecinin tüm toplumsal kesimleri ilgilendiren bir mesele olduğunu belirterek siyasetin ve kamuoyunun sorumluluğunu hatırlattı:

Bu süreçte 86 milyondan beklenen, haklarına ve geleceğine sahip çıkmasıdır. Siyasetin görevi de barış sürecini kalıcı kılacak yasal düzenlemeleri yapmaktır. Uluslararası kamuoyuna düşen de destek olmak, bu sürece omuz vermektir. Meclis, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, yazarlar, sanatçılar bu sürecin gerçek sahipleridir.

“Bahçeli ve Özel’in açıklamaları yapıcı ve kıymetlidir”

Grup toplantısında, diğer siyasi aktörlerin açıklamalarına da değinen Bakırhan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarını olumlu bulduklarını söyledi:

Sayın Bahçeli’nin, ‘Barış havası kalıcı ve gerçekçi olmalıdır. Siyasi ve hukuki adımlarla siyasetin güçlendirilmesi gerekir’ yönündeki açıklamasını çok değerli buluyorum. Yine Sayın Özel’in ‘Toplumsal barış, samimiyet ve hukuki adımlarla sağlanır’ tespiti de çok kıymetli.

“Bayram öncesi adım atılsın: Bu bayram çifte bayram olsun”

Bakırhan, konuşmasının sonunda iktidara somut çağrıda bulunarak Kurban Bayramı’na kadar güven artırıcı yasal adımların atılmasını talep etti:

Bu açıklamaların ardından, bu sürece katkı sunacak insani, somut ve güven artırıcı bazı düzenlemelerin bayramdan sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye’nin önünü açacaktır. Kurban Bayramı’nı çifte bayram haline getirecektir. Bu konuda yürütmenin, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.

“Aynı kuyunun başındaki Türkiye’yiz”

Konuşmasının ikinci bölümünde toplumsal birlikteliği simgeleyen güçlü bir benzetme kullanan Bakırhan, Türkiye’yi susuz kalmış bir köyün ortak kuyusu etrafında toplanmış insanlar gibi tanımladı:

Düşünün hep beraber bir köydeyiz. Hepimizin yaşam bulacağı, besleneceği bir kuyu var. Ama bu kuyu için yıllardır kavga ediyoruz. Kavga ettiğimiz için o kuyunun suyundan hiçbirimiz yararlanamıyoruz. Şimdi ya o kuyu kuruyacak ya da omuz omuza verip o kuyunun suyunu yeniden ortaya çıkaracağız. Su da, kuyu da hepimizin kaderidir. Türkiye’nin kaderidir.

Bakırhan, 22 Ekim’de Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan, 27 Şubat’ta Öcalan’ın çağrısıyla derinleşen ve 10 Nisan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süreci sahiplenmesiyle genişleyen sürecin, 12 Mayıs’ta alınan kararla “demokratik bir geleceği müjdelediğini” söyledi.

“Bu ülkenin analarına, babalarına, çocuklarına artık acı yaşatılmasın”

Sözlerine acılarla yoğrulmuş bir tarihe işaret ederek devam eden Bakırhan, barışın toplumsal bir ihtiyaç olduğunu şu ifadelerle dile getirdi:

Bir anne düşünün, her kapı çaldığında yüreği ağzına gelen.. Bir baba düşünün, oğlunun kemiklerini bir torbada alan… Bir çocuk düşünün, babasının hangi yıldızın altında olduğunu merak eden… Allah bir daha bu ülkenin analarına, babalarına, çocuklarına kaldıramayacağı acılar yaşatmasın.

Toplumsal birlikteliği anlatırken Kars’tan bir Azeri annenin sözlerini aktaran Bakırhan, Türkiye halklarına birlikte yaşama çağrısında bulundu:

Kars’ta Azeri kardeşlerimizin bir sözü var: ‘Türkiye Kürdü’nün analarıyla biz aynı güneşin altında elbise kurutuyoruz, siz neyi paylaşamıyorsunuz?’ Evet, bugün tam o gündür. Aynı gökyüzünün altında, aynı toprağın kokusunu ciğerlerimize çekerken, paylaşamayacağımız bir şey olmadığını bu süreç bir kez daha bize gösterdi.

“Gençlerin cenazeleri köylere dönmesin”

Bakırhan konuşmasını Türkiye’nin dört bir yanından verdiği köy örnekleriyle tamamladı. Artık gençlerin cenazelerinin taşınmadığı, geleceği umutla kuran bir ülke hedeflediklerini söyledi:

Artık Afyon’un Çobanözü Köyü’ne, Trabzon’un Barışlı Köyü’ne, Cizre’nin Hevler Köyü’ne, Muş’un Betül Köyü’ne gençlerin cenazesi gitmesin. Geçmişin yükü, geleceğimizin üzerine kara basan gibi çökmesin. Çabamız sözde kalmasın. Ölümden değil yaşamdan, çatışma ve şiddetten değil barıştan yana olma zamanıdır. Güvenli limanlarında bu sürecin ilerlemesinden rahatsız olan küçük azınlıklara da Allah akıl fikir versin. Bu halk bu süreci sahiplenecek ve mutlaka barışı bu topraklara getirecektir.

“Bugün barışı ertelemek haramdır”

Konuşmasının devamında barış çağrısını derinleştiren Bakırhan, tarihi ve simgesel örnekler üzerinden vicdanlara seslendi. Nelson Mandela’dan örnek vererek şunları söyledi:

Mandela 27 yıl cezaevinde kaldı. Bir gün bir lokantada işkencecisiyle karşılaşıyor. Gardiyan korkuyor. Mandela, ‘Ben bu masaya geçmişin yüküyle gelmedim’ diyor. Yani Mandela, tarih tekerrür etmesin istiyor. Bugün de yol arkadaşımız Ahmet Türk burada. Diyarbakır zindanlarında yaşadığı işkenceleri anlatıyor ama hep barış dedi, çözüm dedi.

Bakırhan, geçmişle yüzleşmenin önemine dikkat çekerken, esas olanın geleceği kurmak olduğunu vurguladı:

Geçmişi unutmayacağız. Ama geçmişe takılmadan demokratik, eşitlikçi, barışçıl bir Türkiye’yi inşa etmeliyiz. Alevilerin semahında, Sünnilerin duasında, Türklerin türküsünde, Kürtlerin dengbejinde, Ermenilerin ağıtında, Çerkezlerin dansında, Lazların horonunda gelin hep birlikte barışı bulalım. Önemli bir Kürt deyişidir: ‘Kapına bir fırsat gelmişse onu ertelemek haramdır.’ Bugün barışı ertelemek haramdır çünkü barış helaldir. Bu topraklara barış yakışıyor.

“Meclis barışın kurucu gücü olsun”

Bakırhan, çözüm ve barış adresinin TBMM olduğunu belirterek, demokratik siyasetin önünü açma çağrısında bulundu:

Sayın Öcalan da meclisi işaret etti. PKK da yaptığı kongrede meclisi işaret etti. Biz de diyoruz ki egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözü artık gerçeğe dönüşsün. Meclis barışın kurucu gücü olsun. Cumhuriyeti kuran bu meclis, 100 yıl sonra cumhuriyeti demokratikleştirsin. Kürt meselesinin çözümü ve ülkemizin demokratikleşmesi için tarihi bir görev meclisin önünde duruyor.

Silahların susmasıyla birlikte demokratik siyasetin güçlenmesi gerektiğini ifade eden Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:

Silahlar susuyorsa demokratik siyaset konuşmalıdır. Bu siyaset, 100 yıllık Kürt sorunu ve demokrasi sorununa, 50 yıllık çatışmalı sürece son verme gücüdür. Artık 100 yıldır söylenen bölünme yalanları, beka kaygıları, düşman hukuku raf ömrünü tamamlamıştır. Cumhuriyeti demokrasiyle buluşturalım. Onlar ‘Türkiye’yi bölecekler’ diyor. Bunları iyi tanıyın. Çok açık söylüyoruz: Gelin ikinci yüzyılda Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıralım. Bunun neresinde bölücülük var Allah aşkına?

“Tarihi fırsatı değerlendirelim, bölünme yalanlarına kanmayalım”

Barışın sadece Kürtlerin değil tüm Türkiye toplumunun kazanımı olduğunu vurgulayan Bakırhan şöyle konuştu:

Barış artık bir lütuf değil, bir yenilgi değil, hepimizin kazandığı büyük bir başarıdır. Barış kazanırsa Trakya kazanır, Karadeniz kazanır. Bu süreç bir al-ver değil; siyasetin pusulası, hukukun teminatı olan bir süreçtir.

Orhun Abideleri’nden bir alıntı yaparak sürecin önemini anlatan Bakırhan, iktidar ve muhalefeti sürece katkı sunmaya davet etti:

Orhun Abideleri’nde der ki: ‘Barış, aç olanı tok etmek, az olanı çok etmek için fırsattır.’ Bu tarih sürecin gelişmesinde büyük sorumluluk üstlenen en başta Sayın Öcalan’a, çözüm yolunda cesur bir duruş sergileyen Sayın Bahçeli’ye, bu iradeyi sahiplenen Sayın Erdoğan’a ve sürece ilk günden destek sunan Sayın Özel’e, Sayın Davutoğlu’na, Sayın Babacan’a, Sayın Arıkan’a ve tüm muhalefet partilerine de en içten şükranlarımızı, teşekkürlerimizi sunuyoruz.

İttifak güçlerine, birleşen partilere ve süreci destekleyen demokratik kitle örgütlerine de teşekkür eden Bakırhan, “Barış kendiliğinden gelmeyecek. Hep birlikte geleceğimizi bu günden şekillendirmek zorundayız” dedi.

“Türkiye’nin iç barışı, Orta Doğu’nun istikrarının garantisidir”

Türkiye’de kurulacak barışın bölgesel etkilerine değinen Bakırhan, “İç barışını sağlamış bir Türkiye, Orta Doğu’da barışın ve huzurun garantisidir. Bu bir son değil, en güzel ve yeni bir başlangıçtır” diye konuştu. Bakırhan sözlerini şöyle tamamladı:

Yeni bir sayfa açıyoruz. Bu sayfayı çocuklarımız için güzelliklerle doldurmak elimizde. Bakın Sabahattin Ali’nin hiç unutmadığımı bir sözüyle devam etmek istiyorum. Sabahattin Ali diyor ki “insanların birbiriyle karşılaşması kaderdir, ama yan yana uzun süre kalmaları bir gayrete ve çabaya bağlıdır.” Ne kadar doğru söylüyor. Bu topraklar üzerinde Türkler ve Kürtlerin karşılaşması belki kaderin bir cilvesidir ama yan yana, ama kardeş kardeşe, ama gönül gönüle yaşamamız işte bu bizim irademizin gayretimizin ve çabamızın eseri olacaktır.

Bakırhan, Sırrı Süreyya Önder’i ve yakın zamanda hayatını kaybeden Batman İl Eşbaşkanı Mustafa Mesut Tetik’i de anarak konuşmasını tamamladı:

Yitirdiğimiz bütün canları saygıyla anıyor, onlara olan borcumuzu barışla ödemek istiyoruz.

Çıkışta “Lozan” sorularını yanıtladı

PKK’nin fesih açıklamasındaki Lozan sorusuna yanıt veren Bakırhan şunları söyledi:

Bu süreç ilerlerse muhataplarına bu soruyu sorabilirsiniz, iyi de bir şey yapmış olursunuz, biz de duymuş oluruz.

 

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Diyetisyenlerin gizli sırrı! Sadece bir çay kaşığı yetiyor

  Metabolizmayı hızlandıran etkisi sayesinde zayıflamak isteyenler için adeta bir mucize olan bu doğal malzeme…

1 saat ago

Öcalan PKK kongresini selamladı, Kaytan ve Altun’u andı

PKK, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” doğrultusunda düzenlenen…

1 saat ago

Nurettin Yıldız protestosu: Boğaziçi Üniversitesi’nde 97 öğrenci gözaltında

Üniversite öğrencileri Nureddin Yıldız’ın kampüste konuşmacı olarak davet edilmesini protesto etti. Üniversite yönetimine yakınlığıyla bilinen…

1 saat ago

Siyah çaya karanfil atılırsa ne olur?

Dünya mutfağında en yaygın kullanılan baharatlardan biri olan karanfil, genellikle ağız kokusunu gidermek için tercih…

1 saat ago

Trump Şam’a yönelik yaptırımları kaldırdığını açıkladı

ABD Başkan Donald Trump, Suudi Arabistan ziyareti çerçevesinde Riyad'daki bir Suudi yatırım forumunda yaptığı açıklamada,…

1 saat ago

Ekrem İmamoğlu’na yeni soruşturma açıldı

Ekrem İmamoğlu hakkında savcılara yönelik sözleri nedeniyle “kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla soruşturma açıldı. Silivri’deki Marmara…

4 saat ago