Politika

DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar: ‘Barış kayığı’nda yerimizi alıp kürek çekmeliyiz

PKK’nin fesih kararıyla birlikte Kürt sorununun siyasal çözümü ve demokratikleşme yönünde yeni bir zemin kurulması tartışılıyor. Yeni sürecinin başarı düzeyinin, toplumsal katılımın gerçek anlamda sağlanabilmesi ile ilişkili olduğu hemen her siyasi partinin hem fikir olduğu bir nokta. Bu konuda inisiyatif, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) olsa da çoğulcu ve katılımcı zeminin nasıl oluşturulacağına ilişkin belirsizlikler hala sürüyor.

Yeni silahsız dönemi ve atılması gereken adımları bianet’e değerlendiren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Çiğdem Kılıçgün Uçar, ‘fesih’ kararını sorunların köklü çözümüne ilişkin sunulmuş tarihi bir fırsat olarak olarak görüyor.

“Barış kayığını yalnız bırakmamalı”

Meclis’in süreci sahiplenmesi ve somut adımların acilen atılması gerektiğini vurgulayan Uçar, toplumun tüm kesimlerinin sürece dahil edilmesi noktasında ‘kayık’ metoforunu kullanıyor:

“Önümüzde kürekleri çekilmek zorunda olan bir kayık var. Toplumun her bileşeni; akademisyen, sanatçı, siyasetçi, yazar, çiftçi, emekçi, kadın, erkek kim olursa olsun bu kayıkta yerini almalı ve kürek çekmelidir. Barış kayığını yalnız bırakmamak gerek” diyor.

“Ortak güç olarak değiştirebiliriz”

Silahsız yeni dönemi toplumun mücadele tarihi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Hiç şüphesiz fesih kararını, sorunların köklü çözümüne ilişkin sunulmuş tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Artık taraflar arasında diyalog, tartışma ve karşılıklı konuşma daha belirleyici olacaktır. Toplumun farklı kesimi ve aktörlerinin bu sürece katılmasının önü daha da açılmıştır. Halklar yeni dönemi iyi okumalı ve bu tarihi fırsata sahip çıkmalıdır. Bundan sonraki süreçte önemli olan demokratik siyasete daha fazla dinamizm kazandırmak, iktidarın baskıcı politikasına karşı koymak ve eşit yurttaşlığın hayat bulması için etkili bir pratik sahibi olmaktır. Tabii ki süreç farklı yönleriyle ele alınabilir ve eleştirilebilir. Devletin ve iktidarın yaklaşımına bakarak yapılan yorumlar ve eleştiriler ancak onlar karşısında ortak bir güç olmakla değiştirilebilir. İnşa edilmek istenen bir barış ve demokratik bir gelecek var. Sürece karakterini verecek olan halkların ortak duruşu ve mücadelesidir. Dolayısıyla bu yeni dönem halklara hem umut olmakta hem de sorumluluk yüklemektedir.”

“İktidar bu sürece ciddi yaklaşmalı”

Yeni süreç açısından demokratikleşme için tüm taraflar Meclis’i işaret ediyor. Bu hususta atılması gereken adımlar neler, süreç nasıl işletilmeli?

“İktidar bu sürece ciddi yaklaşmalı, demokratik bir gelecek için yapılan çağrıyı ve alınan sorumluluğu güçlendirecek adımlar atmalıdır. 27 Şubat’tan günümüze kadar devlet erkanının bu yaklaşıma ulaşamadığına tanık oluyoruz. Hükümetin sürece samimi, istekli ve sorumlu yaklaşması gerekiyor. Önümüzde yüzyıllık bir sorun var. Temelinde fetih ve şiddetin olduğu, toplumsal sözleşmeye dayanmayan bir ulus-devletin yaşattığı derin acılar, travmalar ve kimlik erozyonu var. Sayın Öcalan’ın da rotasını çizdiği gibi bu yüzyılda demokratik cumhuriyetin inşa edilmesi tarihsel bir zorunluluktur.

“Önemli olan toplumsal mutabakat”

Burada tabii ki öncelikli görev TBMM’ye düşmektedir. Geçtiğimiz günlerde meclis başkanının çağrısıyla alınan toplantı önemli olmakla beraber daha hızlı ve somut ilerlemesi tarihi önemdedir. Meclis’te yüzde 90 civarında bir temsiliyet oranı olmasına rağmen, meclis dışındaki tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Önemli olan toplumsal mutabakat oluşturmak ve toplumun tüm bileşenlerinin katkısını almak.”

“Kanunların gücü yok, güçlerin kanunu var”

‘Sivil anayasa’ ve yeni yasal düzenlemeler gündemde ancak ciddi bir yargı krizi de yaşanıyor. Yeni sürecin hukuk tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Türkiye’de hali hazırda kanunların gücü yok, güçlerin kanunu var. Kanunlar adeta bir örümcek ağı gibi. Zayıflar gelip oraya takılıyor, güçlüler ise yıkıp geçiyor. Normların kendisi de hastalıklıdır. Halkı yozlaştıran ve efendiyi teçhizatlandıran bir karakteri var. Şu an Türkiye’de cumhuriyet değil, istibdat, tek bir kişinin kendi keyfine göre, kanunsuz ve kuralsız hareket ettiği bir rejim var. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin en önemli saç ayaklarından biri toplumsal sözleşme veya yeni bir anayasadır. Otoriterleşme, kişi kültü, tek adam rejimini durdurmak ve çoğulcu bir sistemi inşa etmenin olmazsa olmaz koşulu yeni bir hukuk mekanizmasıdır.

“Adem-i merkeziyetçiliğe ihtiyaç var”

Örneğin anayasanın 127. maddesi yürürlükte kaldıkça yerel yönetimlerin güçlenmesi mümkün değil. Bu madde gerekçe gösterilerek Kürdistan ve Türkiye’de birçok belediye gasp edildi. Kayyım atanması ile ilgili bir de 5393 Sayılı Belediye Kanunu söz konusu. Eskiden bu kanunun 45. maddesine göre belediye meclisi görevden alınan belediye başkanının yerine yeni bir başkan seçerdi, ancak 2016 OHAL koşullarında bu maddeye yeni bir fıkra eklendi ve İçişleri Bakanlığı’na kayyum atama yetkisi verildi. Yani merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki tahakkümü arttırılmıştı. Ezcümle çağdaş, demokratik ve çoğulcu bir anayasaya kesinlikle ihtiyaç vardır. Sadece anayasa değil, Terörle Mücadele Kanunu, Ceza İnfaz Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu gibi normların da değişmesi elzemdir. Demokratik bir ulusa geçmeyi tahayyül ediyorsak yeni bir hukuksal mekanizmaya, adalete, insan haklarına, basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, şeffaflığa, hesap verilebilirliğe, âdem-i merkeziyetçiliğe kesinlikle ihtiyacımız var.”

“Operasyonlar süreci baltalamakta”

Sürece ilişkin fırsatları sıraladınız, peki ‘risk’ olarak gördüğünüz noktalar neler?

“Süreci zora sokabilecek tek saik pragmatizmdir. Yani hükümetin siyasi hesaplar yaparak bu süreci götürmesi en büyük tehlike olacaktır. İktidarın öncelikle gerçekten bir Kürt sorunu olduğunu kabul etmesi gerek. Bu doğrultuda hiçbir politik çıkar ve menfaat gözetmeden çözüme odaklanması gerek. ‘Sineğin kanadından yağ çıkarma’ psikolojisine kapıldığı an süreç zarar görmeye başlar. Son günlerde TSK’nin Başur’da yaptığı operasyonlar, süreci bir bakıma baltalamaktadır. Devletin tüm aygıtlarının bu süreçte duyarlı ve dikkatli olması lazım. Toplum kaos ve kargaşa değil, barış ve istikrar talep etmektedir. Bu coğrafyada yaşayan halklar, inançlar bir an önce demokratik bir sisteme geçişin umudunu taşımakta ve mücadelesini vermektedir. Bunun karşısında durmanın kimseye fayda getirmeyeceğini toplum olarak deneyimledik.”

“En önemli rol topluma düşüyor”

Kalıcı barış ve gerçek anlamda demokratikleşme için topluma ne gibi sorumluluklar düşüyor?

“Bu tür süreçlerde en önemli rol topluma düşmektedir. Barış süreci aslında bir başka mücadele biçimidir, ve sonunda demokrasi var. Toplum demokrasi çeperi ile korunmadıkça her türlü badireye karşı savunmaz kalır. Bu açıdan bu çeperi bir ‘demokrasi cephesi’ veya bloğu oluşturarak inşa edebiliriz. Demokrasi cephesi büyüdükçe egemenin hareket alanı daralır ve talepler karşısında uyumlu hale gelir. Bu bakımdan sessiz kalmamak, sessizlik kültürüne kapılmamak, bu sürece aktif katılmak ve demokrasi cephesini büyütmek gerek.”

 

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Hamilelikte yoğurt yemenin faydaları

Hamilelik sürecinde beslenme, hem anne adayının sağlığı hem de bebeğin gelişimi için büyük önem taşır.…

5 saat ago

Dersim’in Çınarı Uzun Mehmet Hakk’a Yürüdü

Dersim'in sembol isimlerinden “Uzun Mehmet” lakaplı Mehmet Yıldız, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Yıldız,…

5 saat ago

Karanfil Çiğnemek Ne İşe Yarar?

Doğal yöntemlerle ağız sağlığını korumak isteyenlerin en çok başvurduğu yöntemlerden biri karanfil çiğnemek. Hem geleneksel…

5 saat ago

Günlük tutmaya başlaman için 3 güzel sebep

  Günlük tutmak, çocukluk alışkanlıklarından biri gibi görünse de aslında yetişkin hayatının koşuşturmasında sana nefes…

5 saat ago

Kerbelâ’yı doğru anlamak

Aleviler için önemli olan yas-ı matem, On İki İmam oruçlarını tutarken yaşadığımız bu yasın nedenlerini…

5 saat ago

Retro ne demek?

Son yıllarda moda, müzik, dekorasyon ve hatta teknoloji dünyasında sıkça duyduğumuz “retro” kelimesi, aslında geçmişe…

19 saat ago