Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder’i Böyle Anlattı… ‘O Bir Şifacıydı’

DEM Parti Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Pervin Buldan Meclis açılışında siyasetin içinde bulunduğu barış süreciyle ilgili açıklamalarda bulunarak yeniden barış çağrısı yaptı. Konuşmasında, geçtiğimiz ay hayatını kaybeden DEM Parti TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’i anan Pervin Buldan, onun barışa olan inancından ve her zaman barışın yanında durmasından bahsetti.

Pervin Buldan, Önder’in kendisine has üslubunu ve birleştiriciliğini işaret ederek “Sırrı başkan demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı. Siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere. Siyasetin esas olarak insana ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle gösterdi. Herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı” diye konuştu.

‘O BİR ŞİFACIYDI’

Önder’in çatışma ve kavgaya uzak olduğunu ifade eden Buldan, “Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü, yıkmak için değil onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti; O, bu meclise halkı taşıdı. O, bir şifacıydı. Bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü” ifadelerini kullandı.

 

DEM Partili isim, Önder’in bir barış emekçisi olduğunu belirterek,” ‘Barış soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı, kendi yaşamından öncelikli tuttu” şeklinde konuştu.

‘GELİN, BARIŞIN ‘ÖNDER’İ OLALIM’

Buldan, Sırrı Süreyya Önder’den görevini bu şekilde devralmanın kendisi için çok ağır bir durum olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba için de olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur. Ve onun anısı yolumuza her daima ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum. Ruhu şad olsun. Devri daim olsun. Sevgili Sırrı Süreyya Önder’in bıraktığı yerden sizlere, tüm parlamentoya şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte barışın ÖNDER’i olalım.”