İstanbul Barosu’nun hak temelli merkezleri, 19-29 Mart 2025 tarihleri arasında kent genelinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin ön raporları kamuoyuyla paylaştı. Baronun Beyoğlu’ndaki merkez binasında yapılan açıklamada, “Tanık olduk, raporladık, belgeledik” denildi.
Raporlar; baroya ulaşan başvurular, sahada görev yapan avukatlar, gözlem tutanakları ve yerinde yapılan incelemeler doğrultusunda hazırlandı. Paylaşılan dört ayrı rapor, hak ihlallerinin münferit değil, sistematik ve çok boyutlu bir zincir halinde yaşandığını ortaya koydu.
Baroya bağlı avukat, çocuk, kadın ve insan hakları merkezlerinin hazırladığı raporlara dair genel çerçeveyi İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu açıkladı. Anayasa’nın güvencelediği hak ve özgürlüklerden, savaş hukukunda bile ihlal edilemeyen haklar çekirdeğine odaklandıklarını söyledi.
Baro Başkanı Kaboğlu, yargı eleştirilerinde sıklıkla dile getirilen ‘düşman hukuku’ ve ‘yandaş hukuk’ kavramlarına dikkat çekti:
“Son bir ayda, savaş hâlinde bile geçerli olan insan haklarının sert çekirdeğinin ihlal edildiğine tanık oluyoruz. Bu çerçevede sürekli kullanılan ‘düşman hukuku’ veya ‘yandaş hukuk’ gibi nitelemelerin de aslında doğru olmadığını görmekteyiz. Çünkü ‘düşman hukuku’ aynı zamanda bir ‘savaş hukuku’ demektir. Ancak birçok eylemde hukukun olmadığı, daha çok fiilî durumun geçerli olduğunu ve keyfî uygulamaların yaygın olduğunu görüyoruz. ‘Yandaş hukuk’ neden doğru değil? Çünkü burada da hukuk uygulanmamakta, yandaşlar adeta kayırılmaktadır.”
Kaboğlu, emniyetten adliyeye, adliyeden cezaevine giden süreçte şu saptamalarda bulunduklarını kaydetti:
İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Mustafa Rüzgar, avukatların sahada işlerini yaparken karşılaştıkları ihlalleri raporladıklarını belirtti. Rüzgar, raporun özünün sadece temel hak ve özgürlükler bakımından değil, hukuki destek sunan avukatların mesleki faaliyetleri sırasında güvenlikleri açısından da ciddi ihlallere uğradıklarını ortaya koydu.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Kardelen Ateşci, hazırladıkları raporla amaçlarının çocukların karşılaştıkları hak ihlallerini görünür kılmak ve sorumluluların hesap verilebilirliğini sağlamak olduğunu söyledi.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Özlem Özkan, kadınların hem bu süreç içerisinde cinsiyet temelli uğradıkları şiddete, fiziksel ve psikolojik kötü muameleye dair anlatımlarını dikkate aldıklarını hem de feminist perspektifle bu raporu hazırladıklarını ifade etti.
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Tora Pekin, toplumsal olaylara müdahale konusunda Gezi’den bugüne çok ağır bir şekilde görülen orantısız güç kullanımı ve polis şiddetine dikkat çekti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yaklaşırken, noter işlemi planlayan vatandaşların en çok merak…
Dersim’de yaklaşık 5 yıldır kayıp olan Gülistan Doku dosyasında yeni bir gelişme yaşandı. Munzur Üniversitesi…
İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Eren Üner (23), Saraçhane protestolarına katılan eylemcilere şiddet…
Yaz mevsimi geldiğinde makyaj çantanızdaki ürünleri de mevsime göre güncellemenin tam zamanı! Özellikle sıcak havalarda…
Bebek bekleyen ebeveynlerin en heyecan verici süreçlerinden biri, ona verilecek ismi belirlemektir. Bu süreçte hem…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 19 Mart operasyonu kapsamında tutuklanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah…