Türkiye’de milyonlarca insanın hayatını doğrudan ilgilendiren Marmara depremi senaryoları, hâlâ bilimsel geçerliliğini yitirmiş haritalar üzerinden yürütülüyor. Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve ekibi ise 2002’den beri çok daha güçlü veri tabanlarıyla bambaşka bir tablo çiziyor: Marmara’da tek bir fay değil, çoklu fay sistemi var.
Türkiye’de televizyon ekranlarında sıkça gösterilen meşhur Marmara fay haritası, aslında 2001 yılında Celal Şengör ve Le Pichon’un sadece 1630 kilometrelik sismik veriye dayanarak oluşturduğu “tek fay” modeline dayanıyor. Ancak bu model, bugün artık bilimsel açıdan ciddi şekilde sorgulanıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) Prof. Dr. Cenk Yaltırak ve ekibi, 2002 yılından bu yana Marmara Denizi’nde çoklu fay sistemine işaret eden bulgulara ulaşıyor. 22.000 kilometrelik sismik veriyle, süper bilgisayarlar ve yapay zekâ destekli bir 3D model oluşturan ekip, Marmara’da “tek fay” değil, birbirinden bağımsız çalışan dört ana fay segmenti bulunduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
Prof. Dr. Yaltırak’ın çalışmaları Marmara’daki mevcut senaryoların tehlikeli biçimde eksik olduğunu gösteriyor. Yaltırak şöyle diyor:
“1999 depremi, aslında üç farklı fayın kırılmasıdır. 2023 Maraş depremleri de iki fayın eş zamanlı kırılmasıyla 7.8 büyüklüğünde enerji üretti. Marmara’da da şu anda aktif dört ayrı fay segmenti var.”
Bu açıklamalar, hâlen kamu kurumlarının ve AFAD’ın kullandığı tehlike haritalarının güncel bilimsel gerçeklikle örtüşmediğini gösteriyor. Yaltırak bu durumu şöyle özetliyor:
“Bugün yapılan yeni binaların dayanıklılığı da bu eski haritalara göre hesaplanıyor. Bu haritanın kendisi tehlikedir.”
Yeni modele göre, deprem senaryoları noktasal ivmeye göre belirlenmeli. Çünkü:
İki sokak ötede bile deprem ivmesi değişebiliyor.
Aynı mahallede bir bina ayakta kalırken, diğeri yıkılabiliyor.
Eski yönetmeliklerin geçerliliği kalmadı.
Yeni senaryolar ve yeni hesaplamalar şart.
Üstelik Maraş depremleri, iki büyük varsayımı da yanlışladı:
Büyük deprem için illa uzun bir faya ihtiyaç olduğu tezi çöktü.
“Faydan uzak olursam etkisini az hissederim” savı geçersizleşti.
Yaltırak’a göre önemli olan, faydan uzaklık değil, fayın yarattığı enerjinin zemindeki ivmeye etkisi.
Peki neden hâlâ 2001 yılına ait model TV’lerde gösterilmeye devam ediyor?
Yaltırak bu konuda açık konuşuyor:
“Bilimsel kompleksler, statükocular ve kariyer savaşları gerçeklerin önüne geçiyor. ‘Asistan yaptıysa profesör ne yaptı?’ diye sorulmasın diye.”
Yaltırak’ın iddiasına göre, kendisinin araştırma görevlisi olduğu dönemde ürettiği harita, dönemin akademik dengelerini tehdit etti. Özellikle Caner İmren’in, kendi doktora tezinin geçersiz kalmaması için bu yeni haritayı desteklemek istemediği belirtiliyor.
Celal Şengör’ün bile haritayı ilk gördüğünde şöyle dediği aktarılıyor:
“Ben Le Pichon’a söylemiştim, tek fay olamaz. Aferin Cenk, bu işi sen çözdün.”
Ancak iş yayın aşamasına gelince öncelik yine başka isimlere verildi.
Yaltırak, Marmara’da hâlâ büyük bir deprem potansiyeli olduğunu belirtiyor:
“Marmara’daki dört ana fay segmentinin her biri ayrı ayrı en az 7.2 büyüklüğünde deprem üretebilir. Hepsi aynı anda kırılırsa, 7.8 büyüklüğünde bir deprem üretme kapasitesine sahiptir.”
Bu noktada Cenk Yaltırak ve bir diğer önemli isim Prof. Dr. Naci Görür arasında da model farkı dikkat çekiyor.
Görür, genel olarak Marmara’da büyük deprem bekliyor, ancak temel aldığı harita hâlâ 2001’in “tek fay, üç segment” sistemine dayanıyor. Cenk Yaltırak ise 22.000 kilometrelik veriye dayalı 4 ana segmentli modeli savunuyor.
Bu fark, iki bilim insanının büyük deprem tahminlerinde de nüanslar oluşturuyor:
Naci Görür, son 6.1’lik depremin ana depremin zamanlamasını öne çektiğini söylerken, Cenk Yaltırak bunun bilimsel olarak söylenemeyeceğini ifade ediyor.
Bir diğer kritik uyarı ise deprem anındaki yer ivmesi üzerine.
Yaltırak şöyle açıklıyor:
“Binalar 1G’ye göre yapılıyor, ama deprem anında 1.5G gibi bir ivme gelirse binaya kendi ağırlığının 1.5 katı kadar yük biner. Bu da yıkım demektir.”
Bu yüzden doğru haritalar üzerinden noktasal ivme hesaplamaları yapılmadıkça, yeni binaların bile ciddi risk altında olduğu vurgulanıyor.
Prof. Dr. Cenk Yaltırak’ın tüm uyarılarına rağmen, eski modellerin medyada ve kurumlarda ağırlığını koruduğu görülüyor.
Yaltırak, durumun vahametini şöyle özetliyor:
“Tehlike haritasının kendisi tehlike. Marmara’da tek fay yok. Yanlış harita, yanlış ivme. Yanlış ivme, yanlış bina. Bu zincir milyonlarca hayatı etkiliyor.”
Ve son bir uyarıyla bitiriyor:
“Doğruyu konuşmak bazen pahalıya patlar. Ama susmak çok daha pahalıya…”
Rüyalar, bilinçaltımızın bizlere sunduğu mesajlardır ve çeşitli durumlarla ilgili derin anlamlar taşır. Rüyada temizlik yapmak…
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu; İBB'ye yönelik ikinci dalga operasyona…
Rüyada aslan görmek, genellikle güç, cesaret, otorite ve liderlik ile ilişkilendirilen bir semboldür. Ancak rüyanın…
CHP'’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun serbest bırakılması ve…
İran’ın güneyindeki Bandar Abbas kentinde bulunan Şehit Raci Limanı'nda cumartesi günü büyük bir patlama meydana…
Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltında kaybedilişinin 30.yılında Kadir Keremoğlu için adalet aradı. Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının…