PKK’nin Süleymaniye’deki silah yakma töreninin ardından Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde gözler bir kez daha Meclis’te yapılacak yasal düzenlemelere çevrildi. Silah bırakanlara ilişkin yasal düzenlemelerin ne olacağı konusu tartışılırken; Kobani davasından tutuklu siyasetçilerin önümüzdeki günlerde tahliyesi de gündemde.
Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararı sonrası, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonunun tutuklu bulunan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ve MYK üyelerinin tahliyesi için Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı başvurunun karara bağlanması bekleniyor.
Hangi yasal adımlar atılacak?
Tahliye karar beklediklerini belirten DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, sürecin hukuki çerçevesine ilişkin yapılan çalışmaları değerlendirdi. Türkdoğan, ilk elden yapılması gerekenin siyasi iktidarın AİHM içtihatlarına uygun olarak yargının adım atmasını kolaylaştıracak bir siyasi tutum içerisine girmesi olduğunu söyledi.
Kimleri kapsayacak?
Yasal adımların atılması gerekliliğini Adalet Bakanlığı ile görüşmede de dile getirdiklerini söyleyen Türkdoğan, atılması gereken adımlara ilişkin şöyle konuştu:
“Aslında şu anda iktidar isterse AİHM’nin ve AYM’nin içtihatlarını uygulayarak birçok sorunu çok rahatlıkla çözebilir ve toplumun da sürece olan güveni artabilir. Ama silahsızlanma meselesi doğrudan doğruya birçok yasada değişiklik yapılmasını gerektirir. Burada özel veya genel anlamda atılacak yasal adımların tartışılması gerekir. Henüz net bir şey söyleyemiyoruz ama çatışmanın taraflarını mı kapsayacak, yoksa daha geniş kesimlerimi göreceğiz. Düzenlemelerin ‘bakın çatışmayı, şiddeti, silahı bırakırsanız bu yasalar da size uygulanabilir’ şeklinde bir düzenlememi olacak hepsi tartışılacak.”
“Otoriteleşmeden de çıkmak gerekli”
Türkdoğan, Türkiye’nin sadece çatışma ortamından değil aynı zamanda otoriterleşmeden de çıkmak zorunda olduğuna dikkat çekerek “Türkiye’nin sadece çatışma problemi yok, çok otoriterleşti, çok fazla antidemokratik uygulama var. Bu süreçle paralel olarak otoriterleşmeden demokratikleşmeye giden yolun da önünü açmak gerekir. O açıdan toplumsal katılım ne kadar çok olursa muhalefet partileri, siyasi partiler sürece ne kadar çok katılırsa o kadar iyi olur” çağrısında bulundu.
“Aşama aşama konuşmak gerekir”
Çatışma çözümü sürecinin aşamalarını değerlendiren Türkdoğan, “Bu çatışma çözüm sürecinde Sayın Öcalan silahsızlanmayı başa alsa da sonuçta aşamaları olacak. Yani negatif barış aşaması, sonra pozitif barış, toplumsal barış, demokratikleşme ve bütün bu demokratikleşme ile birlikte yeni anayasa süreci, hakikat ve adalet süreci… Bu tarz süreçleri böyle aşama aşama konuşmak gerekir. Çünkü sonraki aşamalarda konuşulacak konuyu başa alırsak farklı anlaşılabilir. Dolayısıyla her süreç yaşandığında üzerine yeni bir şey konuyor. Kazanımlar elde ediliyor. Toplum sürece olan güveni artıyor” ifadelerini kullandı.
Demokratik anayasaya ihtiyacı
Türkdoğan, süreç nihayete erdiğinde Türkiye’nin en temel problemlerinden bir tanesi olan anayasaya sıranın geleceğini söyledi:
“İktidar sürece uygun hukuki gereklilikleri yerine getirecek. Çünkü sonuçta bunun hukuki ve siyasi zeminini oluşturmak zorunda kalacak. O zeminler oluştuğunda hukuki adımlar atılacak. O adımlar atıldığında bir bakılacak ki ya zaten biz bazı konularda çok geride kalmışız. Bizim zaten bu sorunları çözmemiz gerekir deyip daha ileri adımlar atılacak. Yani biz toplum olarak darbe anayasalarından kurtulmak zorunda. Yani 82 Anayasası bir darbe anayasasıdır. 2010’da yapılan referandum OHAL koşullarında yapılan bir referandum. Yani dolayısıyla bizim oturup yeni demokratik ve sivil bir anayasayı en nihayetinde bu sürecin sonunda yapmamız gerekiyor.”
Silah bırakanlara özel yasa çıkacak mı?
Silah bırakanların toplumsal yaşama dahil edilmesinin aracının yine yasalar olduğunun altını çizen Türkdoğan, “Silahsızlanma ile ilgili mutlaka bir hukuki zemin oluşacak. Bazı özel yasaların çıkması gerekecek. Çünkü silah bırakan insanların siyasal ve toplumsal yaşama gelip adapte olması gerekiyor. O adımları da peyderpey göreceğiz” dedi.
“Hem gereklilik hem de zorunluluk”
Türkdoğan, son olarak yasal düzenlemelerin bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptı:
İktidar şunun farkında, bu süreci Abdullah Öcalan yönetiyor ve yürütüyor. Sonuç itibariyle bazı konular artık doğrudan doğruya silahı bırakacak kişileri ilgilendirdiği için onların hukukunun düzenlenmesi gerekiyor. Yani silahsızlanma aşaması ilerledikçe iktidar çeşitli yasaları değiştirmek zorunda olduğunu daha rahat anlayacak. Toplumun da zaten böyle beklentisi var. Yani şu anda bu konuyu tartışan birçok insan işte Kolombiya örneğini veriyor. Kuzey İrlanda örneğini veriyor. ETA örneğini, İspanya örneğini veriyor. Mecbursunuz yani o yasaları yapmak zorundasınız. Bu bir gereklilik.