TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un açıklamalarına tepkiler gelmeye devam ediyor. Dersim Araştırmaları Merkezi-DAM yaptığı açıklamayla, Kurtulmuş’u kınadı ve yüzleşme çağrısı yaptı.
DAM’ın açıklamasının tam metni şöyle:
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Şırnak Üniversitesi’nde düzenlenen “Şırnak Sivil Toplum Buluşması” programında sarf ettiği “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail’e karşı, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi’nin yapmış olduğu ittifak, Anadolu’daki Müslüman toplulukların birlikte var olmasına neden olmuştur” şeklindeki ifadeleri kabul edilemez.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, Şırnak Üniversitesi’nde düzenlenen “Şırnak Sivil Toplum Buluşması” programında sarf ettiği “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail’e karşı, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi’nin yapmış olduğu ittifak, Anadolu’daki Müslüman toplulukların birlikte var olmasına neden olmuştur” şeklindeki ifadeleri kabul edilemez.
Yavuz Sultan Selim’in, 1514 Çaldıran Savaşı’nın hemen ardından başlattığı kıyımlar, Anadolu Aleviliği üzerinde derin ve silinmeyen bir travma bırakmıştır. Osmanlı kaynaklarına göre 40 bin Alevi’nin fermanla katledildiği bu dönemde, yalnızca siyasi değil, inanç temelli bir tasfiye politikası uygulanmış; ocaklar yakılmış, dergâhlar yıkılmış, Alevi nüfus toplu sürgünlerle dağlara, uzak coğrafyalara itilmiştir.
Söz konusu dönemi bir “birlik” ve “ittifak” örneği olarak sunmak, katliamı meşrulaştırmak ve tarihi hakikati ters yüz etmektir. Numan Kurtulmuş’un bu sözleri, yalnızca Alevilere yönelik tarihsel şiddeti görmezden gelmekle kalmamakta, aynı zamanda bugünün barış iklimine de zarar vermektedir.
Oysa ki bu toprakların kadim öğretileri, mezheplerin, kimliklerin ve inanç farklılıklarının ötesinde bir yolu tarif eder. Bu nedenle Nesimi’nin şu sözünü yeniden hatırlatıyoruz:
“Sorma be birader mezhebimizi / Biz mezhep bilmeyiz, yolumuz vardır.”
Bu yol; eşitlik, hakikat, vicdan ve barış yoludur.
Bugün, demokratik çözüm arayışlarının yeniden konuşulduğu bir süreçte, bu tür açıklamalar Alevi toplumunda derin bir güvensizlik yaratmaktadır. Yavuz Sultan Selim’le özdeşleştirilen tarihsel travmalar hâlâ canlıyken, bir “birlik modeli” olarak sunulması, Alevilere verilen açık bir mesajdır: “Sizi yine yok sayabiliriz.”
Oysa Aleviler, bu ülkenin asli halklarındandır ve hiçbir mezhepçi söylemin nesnesi ya da hedefi yapılamaz.
Barış ve demokratik çözüm süreçlerinin temel ilkesi, geçmişle açık ve dürüst bir yüzleşmeden geçer. Bu yüzleşme, sadece Kürt halkına değil; Alevilere, Ezidilere, Süryanilere ve diğer inanç gruplarına karşı işlenmiş tüm tarihsel haksızlıkların tanınmasını ve telafisini gerektirir.
Aleviler, geçmişin karanlık sayfalarıyla yüzleşilmeden, inanç ve kimlikleri tanınmadan, güvenli bir geleceğe yürüyemeyeceklerini defalarca dile getirmiştir. Bu gerçeklik ortadayken, TBMM Başkanı’nın bu sözleri, çözüm değil çatışma üretmektedir.
Dersim Araştırmaları Merkezi olarak çağrımız, başta TBMM Başkanı olmak üzere tüm siyasi aktörlerin bu hassas süreçte sorumlu bir dil kullanmaları, tarihsel hakikatleri çarpıtmaktan ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekten uzak durmalarıdır.
Birlik ve barış, yüzleşmeyle başlar. Katliamları ittifak diye yüceltmekle değil.
Dersim Araştırmaları Merkezi
21 Mayıs 2025
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün Kandil’de düzenlenen ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok’un Türkiye’deki…
Amedspor, Trendyol 1. Lig’in 11. haftasında sahasında İstanbulspor’u konuk etti. İki takım da maçta bulduğu…
Hakkında açılan “casusluk” soruşturması kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bugün Çağlayan Adliyesi’nde…
Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve PKK’nin fesih kararı aldığı 12. Kongresi doğrultusunda, Barış ve Demokratik Toplum…
Henê olayı, 1930 dolayında Dersim’de yaşanmış trajik bir kadın cinayetidir. Bu olayı ilk kez 2011’de…
Günümüz dünyasında finansal büyüme, sadece birikim yapmakla değil, aynı zamanda doğru zamanda doğru riskleri almakla…