DERSİM GAZETESİ
İnsanlık tarihi boyunca yeni bir yılın gelişi, hemen her toplumda doğayla kurulan ilişkinin, zaman algısının ve inanç dünyasının merkezinde yer aldı. Mevsimlerin dönüşü, güneşin hareketleri ve toprağın döngüsü; bayramlarla, ritüellerle ve kolektif kutlamalarla karşılandı. Dersim coğrafyasında yaşayan Alevi Kürtler için ise bu döngünün adı yüzyıllardır değişmedi: Gağan.
Gağan, yalnızca bir takvim başlangıcı değil; doğanın, insanın ve tüm canlıların yeniden dengelendiği kutsal bir zaman dilimi olarak kabul ediliyor. Eski yılın uğurlandığı, yeni yılın bereket, rızk ve barış dilekleriyle karşılandığı bu dönem, Dersim’de hâlâ güçlü bir toplumsal hafızayla yaşatılıyor.
Dersim Alevilerinin inanç sistemi olan Reya Heq’e göre Aralık ayı, yılın en kutsal zamanıdır. Bu ay, inancın onuncu ayı olarak kabul edilir ve Gağan ayı olarak adlandırılır. Gağan ayının başlangıcı 22 Aralık’a, bitişi ise 20 Ocak’a denk gelir. Aynı zamanda kış mevsiminin de başladığı bu gün, doğanın içine çekildiği, insanın ise doğayla yeniden bağ kurduğu bir eşik olarak görülür.
Dersim mitolojisinde Gağan, Khal Gağan adı verilen bir ritüel dönemini kapsar. Aralık ayının üçüncü haftasında başlayan bu süreç, ocak ayının ilk haftasına kadar sürer. Bu zaman dilimi, biten yılın uğurlanması ve yeni yılın kutsanması anlamına gelir. Zaman burada doğrusal değil, döngüseldir; yıl biterken aynı anda yeniden doğar.
Bu anlayış, Dersimli Alevilerin kozmolojisinde merkezi bir yere sahiptir. Gağan, yalnızca takvimin değişmesi değil; eskimiş olanın geride bırakılması, yeninin bereketle çağrılması ve toplumsal bağların onarılmasıdır.
Gağan ayında, salı günü başlayarak üç gün süren bir oruç tutulur. Bu oruç, yaklaşan kışın zorluklarından canı ve malı korumak, doğaya niyazda bulunmak amacı taşır. Oruç süresince cemler bağlanır; pirler, mürşitler ve dedeler eşliğinde topluluk bir araya gelir. Bu günlerde insanlar sözlerine ve davranışlarına daha fazla dikkat eder, gönül kırmaktan özellikle kaçınır.
Reya Heq inancında rızalık kavramı merkezi bir yere sahiptir. İnsan yalnızca insanla değil; doğayla, hayvanla, suyla, toprakla da rızalaşmak zorundadır. Bu nedenle Gağan, cümle varlıkla niyazlaşmanın zamanı olarak görülür. Görülmek, tanınmak ve rızalaşmak; yaşamın sürekliliğinin temel koşuludur. Bu anlayış, doğal toplumların suç ve adalet kavrayışını da belirler. Görülmeyen, tanınmayan zulmette kalır; zulmet ise yolunu kaybetmişliktir.
Bu inanç sistemi, doğumdan itibaren yaşamın her aşamasını kapsar. Bir can dünyaya geldiğinde, görülene kadar isim almaz; annenin eteğine düşer, hakikat makamı olan ana üzerinden yol bulur. Tüm inanç sistemlerinin temelinde yer alan “süt yasası” da buradan beslenir. Hak toplulukları bu yasayı hak yasası olarak tanımlar.
Gağan’ın en belirgin sembollerinden biri arınma ve temizliktir. Bu arınma hem fiziki hem de manevidir. Yılın son gününde haşlanmış buğday hazırlanır. Bu buğdaydan eve, ahıra ve su kaynaklarına serpilir; bir kısmı ipe dizilerek duvara asılır, bir kısmı da hane halkına yedirilir. Bu ritüel, rızkın çoğalması ve bereketin eve yerleşmesi dileğini taşır.
Yeni yılın ilk günü ise suyla yapılan ritüeller ön plana çıkar. Evin kadını, yani kevani, sabahın erken saatlerinde bir çeşmeden ya da doğal bir su kaynağından aldığı suyu, bazen tuzla karıştırarak evin içine, dışına ve ahıra serper. Dualarla yapılan bu uygulama, hanenin bereketli bir yıl geçirmesi, kem gözlerden korunması ve doğayla uyum içinde olması için yapılır.
Su, Alevi inancında dört temel unsurdan biridir. Yaşamın, rızkın ve esenliğin simgesidir. Bu nedenle Gağan’da bacadan eve su dökme ritüeli de uygulanır. Ziyaret yerlerinden alınan su, yoksa temiz bir pınar ya da çeşme suyu, gülbanklar eşliğinde bacadan haneye dökülür. Bu, evin kutsanması ve yeni yıla arınmış olarak girilmesi anlamına gelir.
Gağan, yalnızca inançsal değil; aynı zamanda güçlü bir sosyal dayanışma dönemidir. Hasat mevsimi geride kalmış, kış için erzak hazırlanmıştır. Ancak her hane aynı bolluğa sahip değildir. Bu nedenle Gağan cemlerinde, hasadı verimsiz geçen ailelere gönüllü erzak yardımları yapılır. Yardımlar bir zorunluluk değil, gönül rızasıyla gerçekleştirilir.
Her Gağan’da erzak toplama etkinliği düzenlenir. Bir heyet öncülüğünde, çalgılar eşliğinde, bayram havasında bu yardımlar kabul edilir. Toplanan erzak, ihtiyacı olan hanelere pay edilir. Bu paylaşım, Alevi felsefesindeki rızkın kutsallığı ve eşitliği anlayışının somut bir yansımasıdır.
Gağan’ın simgesel yiyeceklerinden biri hediktir. Buğday, çavdar, mısır gibi tahıllar kaynatılarak hazırlanır. Hedik, yalnızca insanlar için değil; hayvanlar için de paylaşılır. Çünkü hayvanlar da birer can olarak kabul edilir. Ahırdaki hayvan sayısından bir kat fazla hedik hazırlanır ve ahıra asılır. Bu, hayvanların çoğalması, gelecek yılın bereketli geçmesi dileğini simgeler.
Gağan, toplumsal ilişkilerin onarıldığı bir zaman dilimidir. Küskünlükler giderilir, komşular arasındaki kırgınlıklar çözülür. Ölenler için niyazlar dağıtılır. Akşamları evlerde pêsare adı verilen çörekler yapılır. Pêsare’nin içine farklı uzunluklarda üç ağaç parçası konur; bunlar rızkı, evliliği ve bereketi simgeler. Kime hangisi denk gelirse, o alanda şanslı olacağına inanılır.
Çocuklar Gağan sabahı erken kalkar, en güzel giysilerini giyerek kapı kapı dolaşır. Evleri yeni yıl dilekleriyle selamlar, şarkılar söyleyerek hediyelerini alırlar. Eskiden bu hediyeler genellikle kuruyemiş, meyve, un ya da yağ olurdu; kimde ne varsa paylaşılırdı.
Akşam olduğunda köyün gençleri adeta bayramın ev sahibi olur. İstedikleri eve gider, istedikleri yemeği yaptırır, gece geç saatlere kadar eğlenirler. Gençleri ağırlayan aileler bunu bir onur olarak kabul eder.
Bu eğlencelerin en bilinenlerinden biri Khal Kek ya da Khal Fatık oyunudur. Özellikle 24 Aralık akşamı, günlerin uzamaya başladığı günde oynanan Khalkek oyunu, Gağan’ın en önemli ritüellerinden biridir. Oyunda üç figür yer alır: Geçen yılı temsil eden yaşlı erkek, dünyayı ve haneyi simgeleyen genç kadın ve yeni yılı temsil eden genç delikanlı. Genç delikanlının yüzünün siyaha boyanması, yeni yılın henüz görünmeyen, batın alemde doğmuş olan yönünü ifade eder. Yeni yılın sultanı, Newroz’da görünür hale gelir ve tahtına oturur.
Bu oyun aynı zamanda bir karnaval geleneğidir. Yaşlı kuşağın iktidarının sembolik olarak devrildiği, gençliğin ve yenilenmenin öne çıktığı güçlü bir siyasal anlatı içerir. Bu yönüyle Gağan, yalnızca bir inanç ritüeli değil; aynı zamanda toplumsal eleştirinin, dönüşümün ve özgürleşmenin sahnelendiği bir zaman dilimidir.
Gağan Bayramı, Dersim’de hâlâ yaşayan, aktarılan ve yeniden üretilen bir kültürel miras olarak varlığını sürdürüyor. Bu bayram, merkezi iktidarların ve tek tipleştirici anlayışların karşısında, doğayla uyumlu, rızaya dayalı, paylaşımcı bir yaşamın mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Her halkın kendi rengiyle, kendi diliyle ve kendi ritüelleriyle yaşadığı bir dünyanın mümkün olduğunu anlatan Gağan, Dersim’in binlerce yıllık hafızasında yalnızca bir yeni yıl değil; onurlu bir yaşam çağrısı olarak yerini koruyor.
16 Aralık 2025’te Bursaspor ile Somaspor arasında oynanan futbol karşılaşmasında Kürt siyasetçi Leyla Zana’yı hedef…
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, Kürt sorununun çözümüne ilişkin yürütülen süreç…
DEM Parti İmralı Heyeti'nin siyasi partilere ziyaretleri 22 Aralık Pazartesi günü de devam edecek. DEM…
47 yıl önce Maraş’ta gerçekleştirilen insanlık dışı katliam, her yılın bu günlerinde anma etkinlikleriyle…
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 2026 Yılı…
Demokratik Alevi Dernekleri’nin (DAD) 5. Olağan Genel Merkez Kongresi’nde eş genel başkanlık görevine Zeynel Kete…