Erzincan İliç’te yol açtığı siyanür sızıntısıyla bilinen Anagold’un vergi borcunun silindiği, şirketin yüzde 80 ortağı olan Kanadalı altın madeni şirketi SSR Mining’in bilançosunda ortaya çıktı. Dokuz aylık konsolide verilerine göre SSR’nin bu yıl Türkiye’de silinen vergi borcu 7.2 milyon dolar. Bu rakam, bugünkü kur değeriyle yaklaşık 209 milyon liraya denk geliyor. Anagold altın madenine karşı ÇED iptal davası açan köylülerin ve çevre mücadelesi verenlerin avukatlığını yapan Avukat İsmail Hakkı Atal, silinen vergi borcunu değerlendirdi.
“ANAYASA’YA GÖRE SUÇ”
Bu durumun AKP iktidarı döneminde ne ilk ne de son olduğunu hatırlatan Atal, “Limak’ta da Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın açıklaması üzerine devlete olan özelleştirme borcunun dolar üzerinden TL’ye çevrilerek devleti zarara uğrattığını da görmüştük. Bu tam anlamıyla anayasal suç. Vergi hukuku açısından bundan faydalananlara ve bu imtiyazı tanıyan kamu görevlilerine suç yüklediği gibi Vergi Usul Kanunu açısından da kamunun zarara uğratılması nedeniyle suç. Bu halkın parasının devlet eliyle zarara uğratılmasıdır. Anayasa’nın 10. maddesinin ihlalidir. Anayasa’nın 10. maddesine göre kanun önünde eşitlik ilkesi esastır. Hiçbir şekilde hiçbir aileye, zümreye imtiyaz tanınamaz. Ancak biz çevre mücadelesinde de görüyoruz ki Türkiye’de maden şirketleri sahipleri yani sermaye sınıfı imtiyazlı. İktidar tarafından halkın parası alınıyor bunların cebine konuluyor. 209 milyon TL vergi borcu silinirken diğer taraftan da göstermelik olarak Fırat’a siyanür karıştırıldığında dostlar alışverişte görsün misali para cezası kesiyorlar. Anagold devlete ödediği cezayı katbekat geri almış” şeklinde değerlendirdi.
“PARAYI AL, RUHSATI SAT”
Türkiye’ye sermaye gruplarını çekmek için kolaylık sağlanacağına ilişkin söylemleri ve yasaları hatırlatan Atal, “AKP 2017’den sonra termik santral saldırısında da aynısını yaptı. 17 tane termik santral kurmaya çalıştı. Yatırım maliyetinin yüzde beşi oranında teminat yatıran herkese neredeyse üretim lisansı veriyordu. Bu ülkenin bu kadar elektriğe ihtiyacı var mı, biz bunları satar mıyız diye düşünmeden imtiyaz verdiler. 2008 ve 2013 yılları arasında Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü kurulduktan 286 bin tane maden ruhsatı verildi. AKP’nin mantığı parayı yatır ruhsatı al. Ondan sonra toprak zehirlenmiş, su zehirlenmiş umurlarında değil” diye konuştu.
“BU ŞİRKETLER KANUNSUZ ZENGİNLEŞTİ”
Verilen ruhsatların Anayasa’nın 168. maddesine aykırı olduğunun altını çizen Atal, “Anayasa’nın 168. maddesine de aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine diğer mahkemeler tarafından itiraz başvurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Anayasa Mahkemesine sadece Mecliste bulunan siyasi partiler değil bir mahkeme de başvurabilir. Bu madde tabii servetlerin ve kaynakların devletin olduğunu ve bunların aranması ve işletilmesinin devlete ait olduğunu, aynı zamanda devletin bu hakkı belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebileceğini söylüyor. Ancak aynı madde bu işlemlerin tüzel ve gerçek kişiler eliyle yapılmasının, kanunun açık izni doğrultusunda olabileceğini söylüyor. Yani Türkiye’de çıkartılacak 386 bin maden ocağının her biri için ayrı bir kanun çıkartılması gerekiyor. Şimdi Anayasa’nın 168. Maddesi hükmüne göre bu maden şirketlerinin şimdiye kadar çıkarttıkları tüm madenlere ve bu madenlerden elde ettikleri gelirlere devletin el koyma hakkı var. Çünkü açık kanun izni olmadığı için bu maden şirketleri kanunsuz zenginleşmiş, devletin tabi servet ve kaynaklarını kendi servetlerine geçirmişlerdir” dedi.
