ÇEDES kapsamında gittiği okulda 12 yaşındaki çocuğu istismar eden müftü beraat etti

“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında gittiği okulda 12 yaşındaki öğrenciyi istismar eden Urfa’nın Akçakale ilçesinin eski müftüsü H.B. hakkında beraat kararı verildi.

Yargılama boyunca avukatlar, soruşturmanın derinleştirilmesi yönünde talepte bulundu ancak mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Diğer yandan mahkeme, fail H.B. yerine şikâyetçi çocuğu ve aileyi yargıladı.

Fail değil, çocuk yargılandı

Davanın 7’nci duruşması Urfa 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Müşteki avukatlarından Arkın Hürtaş, davanın başından itibaren mahkeme tarafından ailenin ve çocuğun suçlanmasına tepki gösterdi. Hürtaş, savcının önce beraat istediğini ancak delilleri inceleyip, avukatları dinledikten sonra kararını değiştirdiğini, müftünün yüksek sınırdan ceza almasını istediğini hatırlattı. Kararı istinafa taşıyacaklarını söyledi.

Karaman’dan Urfa’ya

ÇEDES projesini sık sık TBMM gündemine taşıyan, hatta bu nedenle üç ayrı cemaate bağlı vâkfın da hedefi haline gelen 27. Dönem CHP Ankara Milletvekili ve Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı Yıldırım Kaya, kararı bianet’e değerlendirdi.

Olayın, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü’nün Urfa’ya atanmasından sonra yaşandığına dikkat çeken Yıldırım Kaya, şunları kaydetti:

“Karaman’da yaşları 8 ve 10 yaşında olan erkek öğrencilere yapılan cinsel istismardan dolayı bir öğretmen 518 yıl hapis cezası aldı. Peki, Karaman İl Milli Eğitim Müdürü, o dönem orada görevli olan kişi nerede? Urfa İl Milli Eğitim Müdürlüğünde… Soruşturulması gerekirken Karaman’dan Urfa’ya atanıyor. Akçakale müftüsü derslere o Urfa’da görevdeyken gidiyor. Çok somut bir örnek. Eğer siz Karaman’da yaşanan olayları sadece bir öğretmene maal ederek sorunun köklü çözümünü hayata geçirmezseniz bu sürer gider. İşte Urfa’da da şimdi benzerini yaşıyoruz.”

“Danıştay iptal etti, MEB isim değiştirdi”

Akçakale’deki çocuk istismarı davasını hem soru önergesiyle hem de araştırma önergesiyle defalarca Meclis gündemine taşıdığını hatırlatan Kaya, “ÇEDES projesi hayata geçirildiğinde HÜDA-PAR’dan Ülkü Ocakları’na, farklı tarikat ve cemaatlere uzanan kurumlarla anlaşmalar, protokoller yapıldı. Bu protokolleri sendikalar iptal davası açtı. Danıştay sendikaların açtığı davaları haklı görerek uygulamayı, protokolleri iptal etti. Ancak Milliyetin Bakanlığı protokollerin arkasından dolandı. Birkaç cümlesini değiştirip yeniden gündeme soktu” dedi.

“Pilot uygulama algısı yaratıldı”

Kaya, önce pilot uygulama gibi gösterilen ancak fiilen hayata geçirilmiş olan proje hakkında şunları söyledi:

“ÇEDES projesi ilk önce toplumda sanki pilot uygulama gibi algılandı. Sadece İzmir, Eskişehir ve Tekirdağ’da uygulanıyormuş gibi algı yaratıldı. Fakat Türkiye’nin her yerinde bu proje ne yazık ki hayata geçilmiş. Her yıl din, kültürü ve ahlak bilgisi kadrosunda atanan öğretmen sayısı; matematik, fizik, kimya, rehberlik ve Türkçe dersleri için atanan öğretmenlerin neredeyse iki katı. Ama tüm bunlara rağmen belki de okuma yazması bile olmayan, ilkokul diploması olmayan hafız, müezzin ya da imam okullarda öğrencilere gelip dersler vermeye başladı.”

“MEB’i Diyanet’e dönüştürme projesi”

Yıldırım Kaya son olarak şu ifadeleri kullandı:

“ÇEDES projesinin ana hedefi Cumhuriyetle hesaplaşmaktır. Eğitim devrimleriyle hesaplaşmaktır. Velinin izni olmadan ÇEDES projesi de olsa sınıfa herhangi biri giremez. Fakat veli ben izin vermezsem çocuğum dışlanır kaygısıyla ne yazık ki izin verirdi halde. Bu uygulama Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na dönüştürme uygulamasıdır. Yaklaşık olarak yirmi iki yıldır adım adım uygulanan bu uygulama Yusuf Tekin’in döneminde hız kazandı. Akçakale’de yaşananların çok somut olmasına rağmen yargı bu sebeple üzerine gitmiyor.”