Categories: Güncel

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol: Elazığ, Bingöl ve Tunceli afet bölgesi ilan edilmeli

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, 6 Şubat depreminin 10 değil 11 ilde etkili olduğunu, Elazığ’da da yurttaşların günlerdir evlerine giremediğini belirterek, ‘Mağduriyetlerin olmaması için Elâzığ mutlaka ama mutlaka afet bölgesi ilan edilmeli. Hatta deprem riski olan Bingöl ve Tunceli de afet bölgesi ilan edilmeli. Önleyici tedbirler alınmalı. Eğer bugün önleyici tedbirler alınmış olsaydı ne Maraş ne Adıyaman ne Malatya ne de Hatay bu haldeydi’ dedi.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, 6 Şubat depreminin 10 değil 11 ilde etkili olduğunu, Elazığ’da da vatandaşların günlerdir evlerine giremediğini belirterek, “Mağduriyetlerin olmaması için Elazığ mutlaka ama mutlaka afet bölgesi ilan edilmeli. Hatta deprem riski olan Bingöl ve Tunceli de afet bölgesi ilan edilmeli. Önleyici tedbirler alınmalı. Eğer bugün önleyici tedbirler alınmış olsaydı ne Maraş ne Adıyaman ne Malatya ne de Hatay bu haldeydi” dedi.

Gürsel Erol şunları söyledi:

BU DEPREM 11 İLİ ETKİLEDİ. ELÂZIĞ’DA GÜNLERDİR İNSANLAR EVLERİNE GİREMİYORLARBir bölgenin afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili kriter ve kıstas ölüm sayısı ve binalar değildir, risklerdir. Bir dahaki olası depremde ve olmuş depremin etkilerinden kaynaklı risklerdir. Şimdi Elâzığ, riske açık bir yer. Bu deprem 11 ili etkiledi. Elâzığ’da günlerdir insanlar evlerine giremiyorlar. Müthiş bir panik içerisindeler. Aynı zamanda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tespitleri yapıyor, enkaza dönüşebilme riski olan binaları tespit ediyorlar. Bu vatandaşlarımızın sorunlarının giderilmesi ile ilgili o bölgenin de afet bölgesi ilan edilmesi lazım ki bürokratik işlemler hızlı yürüsün. Vatandaşımız hak, mal ve mülkiyet mağduriyetleri giderilsin. Bununla ilgili bir talebimiz oldu.HATTA DEPREM RİSKİ OLAN BİNGÖL VE TUNCELİ DE AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ

Elâzığ deprem riski olan bir bölgedir. Bu bölgede deprem olmuştur, deprem olma riski hala vardır. Deprem olmadan burada gerekli tedbirleri valilik almaya başladı. Ama afet bölgesi ilan edilmeden burada insanlarımızın can ve mal güvenliğini koruyucu tedbirler alamazsınız. Şu anda yapılan çalışmalar, vatandaşlara inanılmaz bir mağduriyet yaratacak. Bu mağduriyetlerin olmaması için Elâzığ mutlaka ama mutlaka afet bölgesi ilan edilmeli. Hatta deprem riski olan Bingöl ve Tunceli de afet bölgesi ilan edilmeli. Önleyici tedbirler alınmalı. Eğer bugün önleyici tedbirler alınmış olsaydı ne Maraş ne Adıyaman ne Malatya ne de Hatay bu haldeydi. Bilim insanlarını dinlemiyorlar, siyasetçileri dinlemiyorlar. İnanılmaz şımarık bir davranış şekilleri var. Biz biliriz, biz ederiz mantığıyla memleketi bu hale getirdiler. Hem bilim insanlarını deprem olmadan önce dinlemiyorlar hem olduktan sonra da dinlemiyorlar, kendi bildiklerini yapıyorlar.

YERYÜZÜNDE YAŞANABİLECEK BÜTÜN DOĞAL AFETLERİN HEPSİNİ EN ŞİDDETLİ ŞEKİLDE BU HÜKÜMETLER DÖNEMDE BU ÜLKE NE YAZIK Kİ YAŞADI

Başımıza gelmeyen hiçbir iş kalmadı. Her sene orman yangınları, sel felaketleri, tsunami, deprem… Uğursuz bir döneme girdik bu hükümetle. Her şeyi yaşadık. Yeryüzünde yaşanabilecek bütün doğal afetlerin hepsini en şiddetli şekilde bu hükümetler döneminde bu ülke ne yazık ki yaşadı. Ama hala ders almıyorlar. Düzce depreminden sonraki raporu kısmen okudum. Orada bütün aksaklıklar tespit edilmiş. Ama bu yalnızca rapor haline dönüştürülmüş, kaldırılmış. Ya kardeşim deprem yaşandıktan sonra onunla ilgili bir rapor hazırlıyorsan, İçişleri Bakanı diyor ki ‘Talimatı ben verdim’, talimat vermiş olabilirsin ama senin talimatın hazırlanması için yeterli değil. Senin talimatın o eksikliklerin giderilerek bir daha olası depremlerde o sorunların yaşanmaması. Bu süreçte kriz yönetimi çöktü. Devlet her zaman vardır, kamu kuruluşları… Ama hükümet yoktu. Hükümet kamu kuruluşlarını da çalıştırmadı.

HER ŞEY VAR AMA HİÇBİR ŞEY YOK

İnsanların şu anda tek istediği var, ‘cenazelerimizi bir bütün halinde alalım, yıkayalım, inançlarımıza, değerlerimize göre onlara son görevlerimizi yapalım’ arzusu ve isteği var. Cesetler topraktan çıkarken, iş makineleri hafriyatla aldığı için bir zarar görmemesini diliyorlar. Bu hale geldi. İnanılmaz dramatik hayatlar gördük orada, yaşadık. İnsanların; kardeşlerini, babalarını, annelerini, evlatlarını sağ veya ölü nasıl beklediklerini gördük. Bunu Elazığ’da da görmüştük ama burada çok daha yoğun gördük. İnsanlar son derece çaresiz. Her şey var ama hiçbir şey yok. Yönetim krizi var ortada. Yönetim krizinden kaynaklı bir irade yok. İrade olmadığı için herkes birbirinden talimat bekliyor.”

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Evde şekersiz brownie nasıl yapılır?

  Tatlı krizlerinizi sağlıklı ve doğal bir şekilde gidermek ister misiniz? O halde şekersiz brownie…

11 saat ago

DEM Parti: Önümüzdeki bir hafta içinde tarihsel bir ana tanıklık edeceğiz

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin devam eden Merkez Yürütme…

11 saat ago

Saraçhane Eylemlerinde Tutuklu Sayısı 13’e Yükseldi

  İstanbul Büyükşehir Belediye Saraçhane  Binası önünde 1 Temmuz günü, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı…

11 saat ago

Dersim’de Tağar Çayı’nda Bilirkişi İncelemesi: HES Projesine Karşı Dava Süreci Devam Ediyor

Dersim’in Çemişgezek ilçesinde yer alan Tağar Çayı üzerinde kaçak biçimde yapımına başlanan ve sonradan “ÇED…

16 saat ago

Hamilelikte gördüğünüz rüyalar ne anlama geliyor?

Hamilelik, hem bedende hem de zihinde büyük dönüşümlerin yaşandığı eşsiz bir dönem. Bu süreçte pek…

20 saat ago

Karikatüre tutuklama, dergiye linç: LeMan için uluslararası alarm

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Barış İçin Karikatür ve , İstanbul’da LeMan dergisini hedef alan saldırı…

20 saat ago