Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının faillerinin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda düzenledikleri eylemlerin 1057’ncisini gerçekleştirdi.
Bu haftaki eylemde, 1993 yılının haziran ayında Şırnak’ın Güçlükonak (Basa) ilçesine bağlı Hirareş köyünde asker ve korucular tarafından gözaltına alındıktan 19 yıl sonra cenazelerine ulaşılan Ömer Çetin, Ahmet Güler, Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler’in hikâyesi anlatıldı.
Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Sebla Arcan, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Pierre Sané’nin dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e bir mektup göndererek olayın araştırılmasını talep ettiğini; ancak buna rağmen hukuki sürecin işletilmediğini söyledi.
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2012 yılında yürütülen soruşturma kapsamında yapılan kazıda bulunan kemiklerin ailelere teslim edildiğini belirten Arcan, aradan 32 yıl geçmesine rağmen faillerin hâlâ yargılanmadığını vurguladı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, kalıcı bir barış için hakikatle yüzleşme ve hesaplaşmanın şart olduğunu vurgulayan Arcan, şöyle dedi:
“Köylülerden Ömer Çetin, askerler tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü. Daha sonra evine getirilerek arama yapıldı. Aramada herhangi bir şey bulunamayınca, askerler Ömer Çetin’i ‘Konuşmazsan eşini çıplak şekilde köyde dolaştıracağız’ diyerek tehdit etti. Bu tehdit üzerine evin balkonundan atlayarak kaçmaya çalışan Ömer Çetin, askerler tarafından silahla tarandı ve ağır şekilde yaralandı. Aynı gün Ömer Çetin, Ahmet Güler, Sait Şen, Beşir Baskak, Abdullah Güler ve bir diğer Ahmet Güler, gözleri bağlı şekilde ‘ifade verecekleri’ gerekçesiyle askerler tarafından götürüldü.
“Birkaç gün sonra ağır yaralı halde köye dönen Ahmet Güler, gözaltında yaşananları şöyle anlattı: ‘Ömer Çetin ve benimle aynı isme sahip Ahmet Güler’i köy yakınlarında infaz ettiler. Ardından beni, Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler’i buğday tarlalarının olduğu dağlık bir alana götürdüler. Bizi bir çukura attılar. Ben otururken silah sesleri geldi, arkadaşlarım üzerime düştü. Bir de bomba attılar. Kendime geldiğimde köye döndüm ve olanları anlattım.’ Ahmet Güler’in anlatımı üzerine bölgeye giden aileler, yakınlarının hunharca öldürülmüş bedenlerine ulaştı. Ölülerini dini vecibeleri yerine getiremeden gizlice ve toplu bir biçimde defnettiler. Olayın ardından köylüler zorla yerlerinden edildi, farklı şehirlere göç etmek zorunda kaldılar. Ahmet Güler, 24 gün boyunca hastanede tedavi gördü. Sol kolu sakat kaldı ve hâlâ bedenini tam olarak kullanamıyor. Olayı tüm ayrıntılarıyla anlatmasına rağmen, hiçbir adli işlem başlatılmadı.”
Cumartesi İnsanları’ndan Ali Ocak da babası Hasan Ocak’ın gözaltında kaybettirilişinin 24’üncü yılı olduğuna işaret ederek, “Anne ve babamın bize bıraktığı bu arayışı ömrümüz yettiğince sürdüreceğiz. Bizim ömrümüz yetmezse de oğullarımıza, torunlarımıza bırakacağımız miras bu olacaktır,” dedi.
Konuşmaların ardından Galatasaray Meydanı’na karanfiller bırakıldı. (TY)
Ev temizliğinde en sık karşılaşılan sorunlardan biri olan toz, hem estetik hem de sağlık açısından…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin bir grup toplantısında PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı ‘silah bırakma…
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.…
Hamilelik sürecinde beslenme, hem anne adayının sağlığı hem de bebeğin gelişimi için büyük önem taşır.…
Dersim'in sembol isimlerinden “Uzun Mehmet” lakaplı Mehmet Yıldız, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Yıldız,…
PKK’nin fesih kararıyla birlikte Kürt sorununun siyasal çözümü ve demokratikleşme yönünde yeni bir zemin kurulması…