“Nereye gittiysek kimse bize oğlumla ilgili bir cevap vermedi. Kimse sesimizi duymadı.
Oğlum Nurettin için Adalet ve hakikat arayışımız devam ediyor. Oğlum dönecek diye 31 yıldır evimi taşımadım. Bir gün evine dönecek umudu ile yaşıyorum.
Mücadelemiz ve hak arayışımız son kaybımız bulunana ve adalet yerini bulana kadar devam edecektir.
Hepinizin inanç dolu, umut dolu yüreğinizden öpüyorum.
Makbule Çur, 1995 yılından beri haber alınamayan oğlu Nurettin Çur için bugün böyle seslendi.
“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle her hafta Cumartesi günleri Galatasaray MeydanI’nda eylem yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları 1055. hafta buluşmasında Nurettin Çur’u gündeme taşıdı.
Ellerinde karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları adına haftanın açıklamasını İnsan Hakları Derneği’nden Oya Ersoy okudu.
Şöyle seslendi:
“Cumartesi Anneleri olarak, kayıplarımızın ardından bıraktığı derin acıyı bilen bizler, savaşların ve çatışmaların yarattığı yıkımı en iyi anlayanlardanız. Her savaş yeni kayıplar, yeni yokluklar, yitirilen yaşamlar demektir.
Biz hiçbir annenin evlatsız kalmadığı, hiç bir çocuğun savaş korkusuyla büyümediği bir dünya istiyoruz.
1055. haftamızda bizi kayıplarımızla buluşma mekanımızdan ayıran demir bariyerlerin önündeyiz.
1055 haftadır Galatasaray’dan devletin savaş politikalarının bir sonucu olarak gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz için hakikati bilme, onlara ulaşma ve adaletin sağlanması taleplerimizi dillendiriyoruz.
Kararlıyız; bu topraklarda işlenmiş başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere insanlığa karşı suçların aydınlatılması, bu suçların kimler tarafından ve neden işlendiğinin ortaya çıkarılması talebimizi sürdüreceğiz. Çünkü her toplum, böylesi vahşi suçların kimler tarafından, kimlerin aldığı kararlar kapsamında, nasıl işlendiğini bilme konusunda vazgeçilmez bir hakka sahiptir.
Kararlıyız; adaletin sağlanmasına yönelik hak arama özgürlüğünün kullanılamadığı koşullarda iktidarlar değişse de, değişmeyen cezasızlık geleneğine dikkat çekmeye devam edeceğiz. Çünkü cezasız bırakılan suç şiddet döngüsünü besleyerek; nerede olursa olsun suçun tekrarlanmasına neden olur ve dünümüzü olduğu gibi, bugünü de, geleceği de derinden etkiler.
Bir mezara ulaşmak için mücadele eden annelerin ülkesi haline gelen bu topraklarda, kayıplarımızı unutturmama mücadelesini sürdürmekte kararlıyız.
Bugün kendinden olmayanı düşman sayan, anneleri evlatsız bırakan savaş politikalarının sonsuz bir arayışa mahkum ettiği Çur ailesinin, Diyarbakır Koşuyolu’ndan yükselen hakikat ve adalet talebine Galatasaray’dan sesimizi katıyoruz.”
Nurettin Çur’a ilişkin adalet taleplerinin devam edeceğini belirten Ersoy, son olarak şöyle seslendi:
“Biliyoruz ki; temel hak ve özgürlükler ancak hukuk devletinin geçerli olduğu koşullarda güvence altındadır. 1055. haftamızda bir kez daha devletin hukuka bağlı olduğu, yargının her türlü etkiden bağımsız çalıştığı, hukuk kurallarının herkese eşit uygulandığı ve herkese hukuk güvenliğinin sağlanmasının adının barış olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Nurettin Çur için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Cumartesi Annesi Makbule Çur: Oğlum gelir de bulamaz diye 31 yıldır evimi değiştirmiyorum
Cumartesi Anneleri, “İktidarlar değişse de, değişmeyen cezasızlık geleneğine dikkat çekmeye devam edeceğiz” diye seslendi.
Nurettin Çur nasıl kaybedildi?
28 yaşındaki Nurettin Çur, Diyarbakır’ın Bağlar semtinde yaşıyordu. Esnaftı, oturduğu binanın giriş katında bakkal dükkanı işletiyordu. Eşi 6 aylık hamileydi. İlk kez baba olacağı için heyecanlıydı. Siyasi parti faaliyetleri nedeniyle takip ediliyordu. Dükkanında dinlediği Kürtçe müzik nedeniyle de defalarca tehdit edildi.
27 Haziran 1995 günü bakkalına mal almak üzere çarşıya çıktı. Akşam eve dönmeyince eşi, hasta olan babası için köye gittiğini düşündü.
İletişimin olmadığı köy koşullarında Çur Ailesi ancak üç gün sonra Nurettin’in kayıp olduğunu fark edebildi.
Onbeş gün sonra evi arayan bir kişi baba Tahir Çur’a “oğlun elimizde” diyerek telefonu kapattı. Ailesi Nurettin’i aramaya başladı ancak tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Nurettin Çur’dan bir daha haber alınamadı. Baba Tahsin Çur ölünceye kadar oğlunu aradı. Anne Makbule Çur, 30 yıldır arayışını ve bekleyişini sürdürüyor.
Nurettin Çur kaybedildiğinde Diyarbakır’da işkence, ölüm, gözaltında kaybetme, köy yakma, köylüleri savaş uçaklarıyla bombalama bir devlet politikası olarak uygulanıyordu. Hukuk devletinde işlenen bu insanlığa karşı suçlar hakkında yargı makamlarının derhal ve etkin soruşturma başlatması gerekirken, yargı makamları bu suçların üstünü örterek fail ve sorumluları cezasızlıkla ödüllendirdi.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, “F Oturması” eylemlerinin 690. haftasında hasta mahpus…
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in evinde elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma kapsamında…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” sloganıyla düzenlediği mitinglerin bugünkü adresi Bayburt’tu. Genç…
1 Mayıs’ta yaşamını yitiren şair ve yazar Fadıl Öztürk, Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) tarafından düzenlenen…
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır'da Kürt siyasi…
Sinn Fein’in 1983-2018 yılları arasında başkanlığını yapan ve Kuzey İrlanda’daki barış sürecinin kilit isimlerinden Gerry…