DEM Parti Dersim Belediyesi Eş Başkan Adayları Dersim Gazetesi’ne konuştu: İradesi gasp edilen kentimizi yeniden inşa edeceğiz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DEM Parti Dersim Belediye Eş Başkan Adayları, kentte uzun süredir devam eden deprem riski, ekolojik yıkım ve kimliksizleştirme politikalarına karşı çözüm olacaklarını söylüyor.

 Dersim’de 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde DEM Parti, ittifak kurdukları Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emek Partisi (EMEP),  Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emek Özgürlük Cephesi (EÖC) ve Partizan ile çalışmalarına devam ediyor.

Halk oylamasıyla seçilen Dersim Belediye Eş Başkan Adayları Birsen Orhan ve Cevdet Konak ile Dersim’in öne çıkan sorunlarını ve hayata geçirmeyi planladıkları projelerini konuştuk. Kentteki göç ve bağımlılık sorununa dikkat çeken eş başkan adayları, Dersim dışındaki bütün seçmenleri 31 Mart’ta Dersim’e gelerek oy verme çağrısı yaptı.

BİRSEN ORHAN KİMDİR?

Dersim Pertekli olan Birsen Orhan bir eğitimci. Payiz yayınlarında editörlük yapan Orhan, 2013’te HDP Pertek İlçe Eş Başkanlığı görevini yürüttü.

HDP Pertek Yürütme Kurulu görevlerinde yer alan Orhan, kadın çalışmalarında, kadın meclislerinde, mahalle meclislerinde, gençlik meclislerinde görev aldı. DBP Diyarbakır İl Yöneticiliği Disiplin Kurulu çalışmalarını yürüten Orhan, şimdi de 31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’nin Dersim Eş Başkan Adayı.

Dersim Belediye Eş Başkanlığı için aday olma kararınızın arkasındaki temel motivasyon nedir?

Dersim’in girişinden başlayarak burada yaşanan mutsuzluğun ve sorunların hepimiz tanığız. Dersim değerlerimizin ve kodlarımızın olduğu bir kent. Dolayısıyla partimizin bize öğrettikleriyle, partimizin bize göstermiş olduğu yol ve yöntemlerle bu kenti yeniden inşa etmek, bu kenti eski değer yargılarına kavuşturmak için bu görevde sorumluluk almak istedim. Halkımızın, delegasyonumuzun takdiriyle de ön seçimde çok güçlü bir şekilde bu göreve sorumluluğu aldık.

Dersim’de eş başkan aday olmak duygu ve düşünce olarak çok değerli, çok kıymetli. Ama bir o kadar da sorumluluğu ağır olan, bir o kadar da uzun bir yolculuk, zorlu bir yolculuk olduğumda bilincindeyim.

Dersim’de gerçekleşen ittifak görüşmeleri ve seçim atmosferine geç girişle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Bizim ittifak hukuklarımız, birleşen hukuklarımız sadece yerelde olmayan, aslında genelde de olan bir çalışmadır, bir birlikteliktir, bir yoldaşlıktır. Bazen biz şöyle değerlendiriyoruz, bir ailenin kardeşleri, bir ailenin evlatları gibi düşünün. Bazen küseriz, bazen kızarız birbirimize, bazen trip atarız. Ama bazen de bir halkın kaderiyse ve halkın çıkarları söz konusuysa bir araya gelir, birlikte çalışmalar yürütürüz. Yani aynı cenazede oturur ağlarız, bazen de halayı çekeriz. Bugün de 31 Mart yerel seçimlerinde aynı halayda kol kola, el ele bu seçim çalışmalarını başlattık.

Dersim’de ittifak görüşmeleri evet biraz uzadı, sancılı da oldu ve dolayısıyla bazı şeylerde seçim atmosferine kent olarak girmek ve partimiz olarak girmek, ittifaklar olarak girmek biraz da gecikti. Dersim’de bu ittifaka ihtiyaç vardı. Yani halkın talepleri de bu doğrultudaydı.

Belediyecilik anlayışınızı açıklar mısınız? Hangi projeleri hayata geçirme niyetindesiniz ve bu projelerle Dersim’i nasıl daha iyi bir yer haline getirmeyi planlıyorsunuz?

Dersim, özel savaş politikalarının yoğun hissedildiği kentlerden biri. Bütün sistem asimilasyon politikalarını buraya yönlendirmiş. Mahallelerde, sokaklarda gençlerin uyuşturucu, yani bu bağımlılık kısmı ilk hedeflerimizden biri olacak zaten bağımlılıkla mücadele. Bununla beraber göç gibi bir problemimiz var bizim. Bütün söylemlerimizi geliştirirken de diyoruz ki, göç aslında geçmişten gelen bir mesele. Yani bugün sadece format değiştirmiş bir şekilde bizim karşımıza çıkıyor.

Bunun altında ekonomik nedenler görünse de bunun içerisinde siyasi baskılar, o baskılanmayla beraber ortaya çıkan bir güvenlik kaygısı, bir gelecek kaygısı söz konusu. Dersim’de göçün ekonomik sebeplerini hafifletebiliriz. İşin uzmanlarıyla, sosyologlarımızla bu durum değerlendirmesini yapıp, yani bu göçün asıl sebepleri, bu sebeplere yönelik çözüm önerileri, STK’larımızla, inanç komisyonlarımızla, kadın meclislerimizle, gençlik meclislerimizle tartışıp buna ilişkin çözüm önerileri sunacağız.

ANADİLİNDE KREŞLER VE ALEVİ HAFIZA MÜZESİ

Dersim’in dil ve kültürüyle ilgili sorunları çözmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Bir diğeri asimilasyon politikalarının yoğun hissedildiği kentlerden biri. Bugün dilimizi neredeyse kullanamaz hale geldik. Türkçe bilmeyen anneler, Kürtçe bilmeyen evlatlar yetiştiriyorlar. Biz de buna ilişkin, özellikle mahallelerde kreşler, ana dil kreşleri açarak bu sorunu biraz da temelden el almak istiyoruz.

Yani bir diğeri kendi belediyeci çalışma alanımızda dili konuşma, yani dili konuşarak insanlarımız içerisinde bunu bir aktif hale getirerek bütün alanlarımızda bu çalışmaları yürütmek, bir diğeri bir gençlik kültür merkezi açmayı planlıyoruz.

Bu gençlik kültür merkezimiz içerisinde eğitim destek evimiz ve kentin siyasal, toplumsal belleğinin yer alacağı Alevi hafıza müzesi yer alacak.

Çünkü biliyorsunuz bu kent birçok devrimciyi, birçok yurtseveri bağrında taşımış. Birçok güzelliğin, karakterin bu kentlerde ayak izleri var. Ve bize o ayak izlerini o müzelerde, o bellek evlerinde temsili simgeleştirmek istiyoruz, onları geleceğe taşınmak istiyoruz.

“SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ; GÜLİSTAN DOKU NEREDE?”

Kadınlar ve gençler üzerindeki özel savaş politikalarıyla mücadele etmek adına nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Özel savaş politikaları Dersim özelinde de özellikle kadınlar ve gençlik üzerinde yoğunlaşıyor. Çevremiz kuşatılmış, adım atamıyoruz. Bu kadar yoğun güvenlik önleminin alındığı bir kente, gencecik bir kadın kaybedildi ve hala bulunamıyor.

Biz her röportajımızda, her mitingimizde, her söylemimizde şunu ifade ediyoruz ve bugün sizin aracılığınızda yine soruyoruz. Gülistan doku nerede diyoruz ve cevap alana kadar biz kadınlar bu kentte sormaya devam edeceğiz.

Bağımlılıkla mücadele etmek, kadın kazanımlarını korumak. Kadın atölyeleri açmak, kadın kartı olan jin kartı olarak bizim parti programımızda da olan, bunda Dersim özelinde ulaşımda kolaylık sağlamak, yine hijyenmatik adıyla yaşlılarımızın da faydalanabileceği, engellerimizin de faydalanabileceği mor marketler oluşturmak ve burada kadınlarımızın daha kolay ulaşılabilirliği açısından hem de yaşamını daha da kolaylaştıracak çalışmalar yürüteceğiz. Kadın pazarları açarak kadınlarımızın ürettiklerini o alanda kendilerinin direkt tüketiciyle iletişim kurarak satışlarını sağlayacağımız durumlar olacak.

38 ANISINA 38 KADIN, 38 FİDAN VE 38 GENÇ PROJESİ

Yine Pirler Analar Çalıştay’ı yaparak işte 38 anısına, 38 kadınla, 38 fidan ve 38 genç projemizi harekete geçireceğimiz, yaşam bulduracağımız bir çalışmamız olacak.

Ancak bununla beraber bizim sosyal altyapı dediğimiz bu dilsel yani kültürel, sanatsal çalışmaları da yaşam bulmak ve Dersim’i yeniden inşa etmek gibi bir derdimiz, kaygımız var.

Tekrar kayyım atanmasına yönelik söylemler gelişiyor bu iddialara karşı ne söylemek istersiniz?

Kayyum söylemi… Ve kayyum gerçekliği. Ama Dersim’de kayyum ilk defa yok. Kayyum yıllardır var aslında. Bugün her noktanın varlığı, karakolların, kalekolların varlığı bu kentin üzerinde yaratılan o psikolojik hava aslında kayyumların yıllardır burada var olduğunun bir göstergesi. Evet, somut olarak belediyecilik üzerinde gelişse ve bunu da bazı adayların söylemleri, işte DEM gelirse kayyum gelir, işte DEM gelirse şöyle olur söylemleri halkı birazcık daha tedirgin etmektir. Ama Dersim halkı politik bir halk, Dersim halkı bilinçli bir halk, Dersim halkı bunlara cevap olacaktır, sandıkta cevap olacaktır. Korku durumu Dersim halkının iradesini asla kırmayacaktır.

Bunun özellikle kayyumun logosuz adayları tarafından, kayyumun kendi adayları tarafından ifade edilen ve bizi yıpratmaya yönelik bir söylem olduğunu biliyoruz.

Ama biz şunu da söyleyelim, biz 24 saatte olsa, 24 dakikada olsa bu kenti halkın iradesiyle yöneteceğiz ve gelebilecek, olabilecek durumlara karşı da halkımızla birlikte direneceğiz. Halkımızın da bundan şüphesi olmasın. Bunlar, bu söylemler de dediğim gibi boşa çıkaracak. Halkımızın sandıkta kullandığı oyla boşa çıkarılacak çalışmalardır diyebiliriz.

Son olarak Dersim halkına, seçmenlerinize bir mesajınız var mı?

Dersimli olup, kent dışında olan, gözü kulağı Dersim’de olan, özellikle oyu Dersim’de olan tüm dostlarımızdan şunu istiyoruz. 31 Mart yerel seçimleri Dersim açısından çok önemli. Bir tarafta bir dersim ittifakı var, bir DEM adayları var, bir tarafta da onun karşısında duran bir blok var. Tercihlerini gelip yapmalarını istiyoruz, oylarını gelip kullanmalarını istiyoruz. Özellikle imkanlar olmayan dostlarımızdan şunu istiyoruz, bulundukları yerlerdeki il ve ilçe örgütlerimize gidip orada seçmen kayıtlarını yapıp biz onları buraya taşıyacağız ve sonrasında onları bulundukları kentlere götüreceğiz. Bizsizleştirilen, hissizleştirilen, göç ettirilen, iradesi gasp edilen kentimizi yeniden inşa etmek için bir oyda sen ol ve gel oyunu kullan diyoruz.

CEVDET KONAK: BİR TARAFTA DERSİM İTTİFAKI BİR TARAFTA AKP VE ONA HİZMET EDENLER VAR

Tarih boyunca Dersim’de ideolojik ve politik çatışmaların olduğunu ve birçok zorlu süreçten geçildiği belirten DEM Parti Dersim Belediyesi Eş Başkan Adayı Cevdet Konak da, her demokratik talebe sık sık darbelerin yapıldığını söylüyor. Ayrıca, göçün ve ekonomik sıkıntıların bölgedeki sorunları artırdığını belirten Konak, demokratik yerel yönetim anlayışıyla çözüm arayışlarına değindi. Konak, seçim bildirgelerinde de yer alan deprem riski, göç eden gençlerin sorunları, köylerde tarım ve hayvancılık gibi ekonomik faaliyetlerin önemi ve yerel yönetim projelerinden bahsetti. Konak, “Bir tarafta DEM ve Dersim ittifakı, bir tarafta AKP ve AKP’ye hizmet eden güçler. İnanıyorum ki Dersim halkı burada yani faşizme geçit vermeyecektir” diyor.

Dersim coğrafyasının geçmişiyle bugünü arasında nasıl bir ilişki var?

100 yıldır, Dersimlerle Tunceliler arasında, Tunceli’yi savunanlar arasında hem ideolojik hem politik alanda bir çatışma var. Şimdi bizim ruhumuz Dersim ruhudur. 1938’e geliyorsun, on binlerce insanı katlettiler, sürgün ettiler. Ve yıllarca insanlar sürgünde yaşadı, geri döndüler. Kendi coğrafyalarını, yaşam alanlarını yeniden inşa ettiler. 1961 sürecinde yine Dersim’de bir zulüm var. 1970’te yeniden saldırılar, siyasal baskılar devam etti bu coğrafyanın üzerinde. Yani bu süreçlere baktığımız zaman Kürt halkı demokratik taleplerini öne çıkarttığı zaman 10 yılda bir darbe yapmışlar.

1980 yılında da zaten faşizm Dersim’in dağı taşı üzerinde silindir gezdirmediği bir metrekarelik bir alan kalmadı. O tarihlerde de yüzlerce köylüyü tutukladılar, katlettiler, zindanlara gönderdiler. 1984’ten sonra Dersimliler yeniden eski örgütlülüğü yapısını açığa çıkarttılar. 1994 yılında Dersim’de yine bir zulüm yaşandı. 400 tane mezara ve köyü boşalttılar. Şimdi bu insanların bir kısmı Batı’ya gidemedi. İmkanları yok, kaynakları yok. Mal varlıklarını kaybetmişler, evlerini yaktılar, yıktılar. Bunlar hem merkez köylerde yerleşti ve ilçe merkezlerinde kalmak zorunda kaldılar. Burada konu sorunları başladı, sosyal, politik, ekonomik sorunlar, işsizlik vs. Birçok şey açığa çıktı.

“SORUNLARI YERELLE BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ”

Bu sorunlarla nasıl mücadele edeceksiniz? Hangi sorunlar Dersim’in geleceği için en önemli olarak görülüyor?

Yani bu kentin ekonomik, sosyal, siyasal, politik, kültürel olarak sorunları birikmiş. Yani sokakta, mahallede, esnafımız ve her alanda bu açığa çıkan sorunlar tartışılıyor. Ve yeniden diyoruz ki bizde 20 yıllık bir yerel yönetim deneyimi var. Biz büyük bir dava hareketiyiz, büyük bir partiyiz, halkların partisiyiz. Ve biz Dersim’le bu sorunları yerelle birlikte çözeceğiz diyoruz. İddiamız aşırı deneyimizdir, pratiklerimizdir. Halkımızdan da 31 Mart için görev istiyoruz. İnanıyoruz ki güçlü bir şekilde biz bu iradeyi zaferle açığa çıkaracağız.

Yerel yönetim anlayışınız ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Bizim demokratik yerel yönetim paradigmamızın esası yerellerdir. Yerel meclislerimizi oluşturarak, Dersim’de oturan herkesin söz kuracağı bir paradigma ile Dersim’in sorunlarına çözüm bulmaya çalışacağız. Görev aldığımızda ilk yapacağımız iş belediyemizi tüm kaynaklarıyla halka hizmet edecek bir koruma getirmemiz olacak.

Şimdi baktığımızda, mevcut durumda belediyenin araç parkları kente, merkeze hizmet edilecek yapıda değil.

İdari yapılamada daha verimli, daha üretken planlamalar yapacağız. Bu en az bizim bir ayımızı alır. Fakat göreve gelmeden önce de bizim yaptığımız planlamalar var.

Ciddi bir deprem riskiyle karşı karşıyayız. Şimdi burası, 1935’ten sonra inşaya başlamış, kentleşmiş bir coğrafya. 1939 Erzincan depreminde, 200 binin üzerinde insanımızı kaybetmişiz. Fakat 40’lı yıllarda yapılan imar planlarından sonra Erzincan’da oluşacak bir depreme karşı her türlü hazırlık yapılmış. İmar planları bu yönde yapılmış. Gidersiniz Erzincan’a gittiğinizde bodrum artı üç kattan yüksek bina bulamazsınız. Caddeleri 30 metre geniş, olası bir depremde toplanma alanları. Koruma alanları yaratılmış. Şimdi aslında Erzincan’da şehir planlaması bizim açımızda bir kılavuz olmalı. Biz sorumluluk aldığımızda mühendislerimizle, uzmanlarımızla ve deprem konusunda, deprem öncesi hazırlık yapan diğer sivil toplum örgütleriyle de böyle bütünlüklü bir çalışma açığa çıkaracağız.

“GERİ DÖNÜŞLERLE İLGİLİ MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son 2-3 yılda 5 bin üzerinde gencimiz bu topraklardan ayrılmış, Avrupa’ya yerleşmiş. Buradan kalanlar da ciddi bir şekilde ekonomik sıkıntılar yaşıyorlar ve bunların yarattığı birçok sorun var. Sosyal alamda da siyasal alamda da birçok sıkıntı yaşıyoruz. Yani göç edenlerin birçoğu ekonomik nedenlerden de değil, bir kısmı da bölgede yaşanan siyasal baskılardan kaynaklıdır.

Mevcut 1 Nisan’dan sonra göçle ilgili asıl yapacağımız, bugün tartıştığımız ama Nisan ayında da çok geniş kesimlerle tartışacağımız planlamalar yapacağız. Bizim 7 ilçe ve merkeze bağlı boşaltılan köylerimizle bir dayanışma içerisinde burada geriye dönüşlerle ilgili mücadele etmemiz gerekir.

KENT MECLİSLERİ

Bu topraklar kutsal topraklardır. Hepimizin sorumlulukları var bu topraklara karşı. Yani bizim atalarımız bütün baskılara, zulümlere rağmen Dersim’in anahtarlarını hep torunlarına teslim etmişlerdir. Şimdi bu anahtar bize teslim edilmiş şu anda, edilecek. Biz bu anahtarımıza verdiği göreve sorumlulukları halkımıza sözümüzdür, en iyi şekilde yerine getireceğiz.

Kentin bir de merkezinde yaşanan otopark sorunu var. Kentin ulaşım, toplu taşımada sorunlar yaşanıyor. Kentte gerçekten de bakım isteyen 5 bin üzerinde sokak hayvanı var.Özellikle belediyenin açığa çıkaracağı eğitim kurumlar olacak. Yani hem dil, inanç, kimlik, sosyal değerler üzerinde birçok planlamayı Dersim’de oluşacak kent meclisleriyle ortaklaştıracağız.

“FAŞİZME GEÇİT VERMEYECEĞİZ”

Dersim’de bu dönem daha stratejik ve planlı bir şekilde 31 Mart’a doğru gidiyor. Buraya kaydırılan bir seçmen var. Bugün buradaki kamu kurumlarına gittiğiniz zaman %80’i çevre illerden buraya getirilmiş AKP kadrolardır. Bunun ciddiye alınması lazım. Bir tarafta DEM ve Dersim ittifakı, bir tarafta AKP ve AKP’ye hizmet eden güçler. İnanıyorum ki Dersim halkı burada yani faşizme geçit vermeyecektir. Ancak oyu Dersim merkezde olan, dönemsel olarak her kışın Avrupa’ya veya metropollere giden ailelerimiz oluyor. Buradan da çağrı yapıyoruz. İmkanlarınız varsa kendi kaynaklarınızla muhakkak Dersim’de olun. Her oya bizim ihtiyacımız var, Dersim’in ihtiyacı var.

Sadece seçim değil ve bu topraklara geriye dönüş yaparsanız, bu coğrafyada kendi mezarlarınızda, köylerinizde yeniden yaşamı inşa ederseniz, Düzgün babaya, Munzur babaya karşı olan göreve ve sorumluluklarımızı yerine getirmiş oluruz. Ve bize bu tarihi emanet eden değerlerimize karşı da sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız.

DEM Parti Dersim Belediyesi Eş Başkan Adayları Dersim Gazetesi’ne konuştu: İradesi gasp edilen kentimizi yeniden inşa edeceğiz
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
BEDA