Categories: Güncel

Demirtaş’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan’a ‘Somut Adım’ Çağrısı

4 Kasım 2016 tarihinden itibaren Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından “Terörsüz Türkiye” sürecine açıklamalarda bulundu.

‘Sürecin ana aktörleri’ olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’a seslenen Demirtaş, “Lütfen somut adımlar atmaktan vazgeçmeyin, onun bunun ne dediğine bakmayın, kendinize güvenin ve 86 milyonun barışı hasretle beklediğine inanın” dedi.

VEKİLLERE DE SESLENDİ

Milletvekillerine de seslenen Demirtaş, şunları söyledi:

“Gençlerimizi yıllarca dağlara, sınır ötesi operasyonlara gönderdiniz. En büyük riski onların omuzlarına yüklediniz ve ne yazık ki bazıları bunun bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödediler. Şimdi risk alma ve bu çatışmayı kökten bitirme olanağı yakalanmışken lütfen siz de azıcık risk alın ve İmralı Adasına giderek bu meseleye noktayı koyun. Üstelik alacağınız risk gençlerimiz gibi ölüm riski de değil, azıcık siyasi risktir.”


Demirtaş’ın açıklamalarının tamamı şöyle:

“Adamın biri doktora gider ve rahatsızlıklarını anlatır. Doktor, sürekli kullandığı bir ilaç olup olmadığını sorar. Adam bir ilaç ismi verir ve “Onu kullanıyorum” der. Doktor da “Kullandığınız o ilaç bağımlılık yapar, biliyorsunuz değil mi?” diye sorar. Adam şöyle cevap verir: “İyi de doktor bey, ben neredeyse 15 yıldır o ilacı her gün kullanıyorum ve bağımlılık yaptığını hiç görmedim.”

Her gün aynı şeyleri yapıp, aynı şekilde düşünerek, aynı şekilde konuşarak ne değişebiliriz ne de değiştirebiliriz. Sıkışıp kaldığımız ezberlerin, şablonların, tabuların farkına bile varamayız. Hiç kimse durduğu yerden bir adım bile kıpırdamazsa yeni ve yaratıcı çözüm olanaklarını da oluşturamayız.

Sıkışıp kaldığımız yer, 40 yıllık çatışma ortamının yol açtığı acılar, öfkeler, ön yargılar ve bunların sebep olduğu güvensizliklerdir. Bunlar önemsiz demiyorum ama bunları aşmanın, yaralarımızı sağaltmanın yollarını bulamazsak “bağımlılıklarımızın” farkına bile varamayacağız, köklü ve kalıcı çözüme ulaşmakta zorlanacağız.

İnancı, düşüncesi, idealleri uğruna canını vermenin kutsallaştırıldığı bir toplumsal gerçeklikte iki temel zorlukla karşı karşıya kalırız. Birincisi, canını feda etmiş olanların kıymetli hatırasının ve canlarını vererek yarattıkları değerlerin manevi baskısını silip bir kenara atamayız, atmamalıyız da. İkincisi de bir düşünce, inanç uğruna çok sayıda can feda edilmişse o düşünce ve inanç, sosyolojik ve siyasi açıdan otomatikman “doğru” haline gelmez ancak bizler bunu kabul etmekte zorlanırız. Vatan uğruna, bayrak uğruna, ideoloji uğruna veya örgüt uğruna bunca can feda edilmişken yeni şeyler düşünüp yeni şeyler yapmaktan işte bu nedenle korkar, çekiniriz.

Fakat artık bir noktada şuna ikna olmamız gerekiyor, gelinen aşamada tek bir evladımız bile canını boş yere feda etmedi. Yürütülen süreçte eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasiyi esas alan bir “kardeşlik hukuku” oluşturmaya, bir ve beraber yaşamaya odaklanmışsak kaybettiklerimizin hatırasına halel gelmeyecek demektir.

Dolayısıyla tüm taraflara ve sürecin ana aktörleri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP lideri Bahçeli’ye ve PKK kurucu lideri Öcalan’a bir kardeşiniz, barış için çabalayan bir siyasetçi olarak sesleniyorum; lütfen somut adımlar atmaktan vazgeçmeyin, onun bunun ne dediğine bakmayın, kendinize güvenin ve 86 milyonun barışı hasretle beklediğine inanın.”

“Ayrıca silahları tümden bırakarak dağdan inmeyi bekleyen insanlar “önder” olarak tanımladıkları Abdullah Öcalan’ın sadece güvenlik birimlerince değil siyasetçiler tarafından da ziyaret edilip dinlendiğini görmek ve bu şekilde siyasete dönüşün mümkün olduğunu ve devletin bu konuda samimi ve ciddi olduğunu görmek, güvenmek ve silahları tümden bırakmak istiyorlar.

Değerli milletvekillerine de seslenmek istiyorum; gençlerimizi yıllarca dağlara, sınır ötesi operasyonlara gönderdiniz. En büyük riski onların omuzlarına yüklediniz ve ne yazık ki bazıları bunun bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödediler. Şimdi risk alma ve bu çatışmayı kökten bitirme olanağı yakalanmışken lütfen siz de azıcık risk alın ve İmralı Adasına giderek bu meseleye noktayı koyun. Üstelik alacağınız risk gençlerimiz gibi ölüm riski de değil, azıcık siyasi risktir.

Hep birlikte cesur davranalım, son düzlükte ezberlerimize, korkularımıza takılıp da tarihi barış fırsatını zora sokmayalım lütfen.

Hepinize içten selam, sevgilerimi gönderiyor, en kısa zamanda özgürlük, barış, demokrasi ve kardeşlik dolu günlerde buluşmayı umuyorum.”

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Dersim’in seçilmişleri: İşhanı satışından derhal vazgeçilmeli

Dersim Belediyesi'nin seçilmiş yöneticileri, kayyum yönetiminin belediyeye ait bir işhanını açık ihale yoluyla satışa çıkarmak…

8 saat ago

11. Yargı Paketinde deprem suçları kapsam dışı bırakıldı

Depremzedelerin günler süren eylemleri ve Meclis önündeki nöbeti sonuç verdi. Deprem suçları, Covid-19 düzenlemesinin kapsamı…

10 saat ago

Asgari ücret açıklandı: 28 bin 75 TL

2026’da uygulanacak asgari ücretinde işçi tarafının katılmadığı tespit komisyonu sürecinin sonuna gelindi. Asgari Ücret Tespit…

10 saat ago

AİHM’den Osman Kavala açıklaması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin duruşmada taraf olabilmesi için de son başvuru tarihini açıkladı.…

10 saat ago

Özgür Özel’den asgari ücret tepkisi: 2026 seçim yılıdır

Açıklanan asgari ücrete tepki gösteren Özgür Özel, 39 bin TL istediklerini hatırlatarak ‘2026 geçim yılı…

10 saat ago

Gağan Coşkusu Dersim’de Yeniden Yaşatıldı

Dersim’de yeni yıl, yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan Gağan ritüeliyle karşılandı. Yöre halkının inanışında yeni yılın…

18 saat ago