Peş peşe gelen seçimler ve oluşan güvenlik kaygılarından dolayı yapılmasına az bir süre kalan yerel seçimler, olması gereken den farklı önem ve anlamlarla gerçekleşecek.
Dersim seçimleri ise kentin özgünlüğünden kaynaklı daha farklı anlamları içeriyor. Demokrasi güçlerini ve halk iradesini tasfiye süreci olarak geliştirilen kayyum zihniyetinin ardından gerçekleşecek olan seçimleri, sadece bir belediye başkanlığı seçimi olarak göremeyiz. Dersim ve kayyum zihniyetiyle ele geçirilen yerlerde seçimler öncelikli olarak bir irade beyanını içeriyor. Yerel seçim sonuçları aynı zamanda halkın iradesine, demokrasi, hukuk ve özgürlüklere sahip çıkma mesajını verecektir. Bununla beraber Dersim’de adeta tufana dönüştürülen gözaltı ve tutuklamalara karşı halkın tavrını da gösterecektir. Yine Dersim doğasına, kültürüne, kimliğine, inancına dönük hız kaybetmeyen saldırı ve asimilasyon politikalarına karşı çıkma mesajı da sandıkta verilecektir.
Egemen güçlerin ve işbirlikçi egemen zihniyetin Demokratik Kürt hareketini tasfiyeye yönelerek her türlü hak, hukuk, özgürlüğü kısıtlayıp askıya aldığı ve tek adam sistemini kurumsallaştırmaya çalıştığı çok kritik bir süreçten geçerken, ülke genelinde olduğu gibi, Dersim halkının da irade beyanında bulunması anlamlı, değerli ve gelecek için yol gösterici olacaktır. Bunun için de Dersim’de ilerici, demokratik, devrimci güçlerin birlik politikasıyla halkın karşısına çıkması önemliydi. Ne var ki bu birliğin tam olarak gerçekleşmediğini belirtmek zorundayız.
Genel siyasal çıkarlar yerine, yerele mahkum olmaktır
SMF’nin kendi adayıyla seçime girmesi normal koşullarda elbette demokratik bir haktır. Fakat bu hakkı kullanmanın zamanlaması ve yol açacağı sonuçlar iyi düşünülmeliydi. Devrimci siyaset, tutum belirlerken salt yönetmek için değil, tutumunun devrimci demokratik mücadeleye sunacağı katkıyı, oynayacağı rolü göz önünde bulundurarak hamlesini yapar. Siyasal İslam’ın çok yönlü saldırısı karşısında gerek demokratik birlik, gerekse önemli bir dinamik olan Demokratik Kürt hareketinin yanında olmak stratejik ve taktik anlamda devrimcilerin sorumluluğudur. Var olan konjoktürde bu gerçeği görmeden davranmak, genel siyasal çıkarlar yerine, yerele mahkum olmaktır ve sonuçları itibariyle kazandırıcı olamaz.
SMF’li arkadaşların ortaya koyduğu tutum karşısında üzücü olan bir diğer nokta da seçime TKP adıyla girmesidir. Reformist, şoven, Kemalist, Kürt düşmanı TKP ile seçime girmek başta kendi geleneklerine yakışan bir karar olmamıştır. Kaypakkaya’nın Seçme Yazılar’ında, TKP’ye yönelttiğii eleştiriler bir parça dikkate alınsaydı, bu kararın ne kadar yanlış olduğu anlaşılacaktı. Yine adına seçime girdikleri TKP’nin Dersim jenosidine ilişkin karalayıcı görüşleri biliniyor. Komintern’e sunulan TKP raporlarında Dersimliler suçlanarak, gerici gösterilerek jenosid haklı görülüyordu.
SMF’li arkadaşlar böyle bir partiyle seçime giriyorlar. Meşruluğu dahi tartışılır olan TKP’yi Dersim’e taşımak ağır bir vebaldir. Var olan realite karşısında seçimlere gidilirken, özellikle HDP’li ve SMF’li arkadaşlar başta olmak üzere herkesin dikkat etmesi gereken bir husus da 2009 seçimlerinde yaşanan üzücü sürecin tekrar etmemesidir. O seçimde açığa çıkan kutuplaştırıcı, Kürt karşıtı şoven siyaset dili ve tarzının oluşmasına kimse müsaade etmemelidir. Şaibeli kesimlerin devrimci yapılar arasına nifak tohumları ekmesinin mutlaka önüne geçilmelidir. Devrimci yapılar bu gerici tarza asla izin vermemelidir. SMF’li arkadaşların bu noktada daha duyarlı olması gerekiyor. Kürt düşmanı, şaibeli kesimlerin oy için etrafında toplanıp, Dersim değerlerine aykırı davranmasına ve Dersim topraklarına şovenizm tohumları ekmelerine izin vermemelidir.
Gerçekler karşımızdadır
Hayat istediğimizi açığa çıkarmasa da gerçekler karşımızdadır. Bu realite üzerinden baktığımızda, HDP etrafındaki devrimci demokratik iradenin yüksek oy alması, kayyum zihniyetine ve tasfiye politikalarına girişen, milliyetçi söylemli siyasal İslamcı parti ittifakına karşı anlamlı bir yanıt olacaktır.
Türkiye halklarının demokratik, özgür iradesi olarak her geçen gün güçlenen HDP, yerel yönetim deneyiminde önemli bir duruş ve gücü açığa çıkarmış, önemli kazanımlar elde etmiştir. Dersim kimliğinin ve Dersim devrimci kimliğinin temsilini yürütmüştür. Halkın değerlerini koruyup, büyütmek için bedelini de ödemiş, ödemeye de devam etmektedir. HDP’li eş başkanlar, yöneticiler bunun için tutuklanmış, kayyum bunun için atanmıştır. Siyasal İslam’ın saldırılarına karşın, Dersim değerlerini savunmaktan vazgeçmeyen ve bedelini ödeyen HDP’li yöneticiler zindanlarda bu değerleri savunmaya devam ederek direniyorlar.
Dersim iradesini güçlendirmek için bir kez daha görev talep eden HDP karşısında çeşitli oyunlar oynanıyor. Dedikodu ve çarpıtmalarla, HDP belediyeciliği karalanmaya çalışılırken, bir yandan da manipülatif bir algı yaratılıyor. “HDP kazansa da kayyum atanacak” sözleri bilinçlidir. Günümüz gerçeğinde kayyum zihniyeti bir olasılıksa, düzen karşıtı olduğunu iddia eden her kes için geçerlidir. Tabi birileri kendini düzenden yana görüyor ve bizim için tehlike yok diyorsa söylenecek söz yok. Biz biliyoruz ki antidemokratik dikta heveslisi her anlayış içinde, kayyum ve benzeri hukuksuzluklar hep olacaktır. Devrimcilerin görevi ise buna karşı mücadele etmektir. HDP dün nasıl halkın çıkarları için bedel ödediyse, böyle bir durumda demokratik direniş yöntemlerini geliştirerek halkın iradesini bugün de savunmaya devam eder. Öte yanda sandıkta HDP’ye öyle yüksek bir destek verilir ki kimse buna cesaret bile edemez. Kaldı ki biz egemenlerin yaratmak istediği korku çemberinde yönlendireceği kesimlerden değiliz. Burası Dersim’dir.
Dersim halkı vicdanlıdır, politiktir
Herkes iyi bilmelidir ki Dersim halkı vicdanlıdır, politiktir. Oynanmak istenen oyunu da, iradesini gasp edenleri de, kendileri için bedel ödeyenleri de çok iyi görmektedir. Halkın her şeyi gördü yerde, devrimcilere de bir çağrı yapmalıyız. Dersim’in özgünlüğünü görmekten kaçınmak, genel çıkar yerine, öznel çıkarları hedeflemek devrimci sorumlulukla bağdaşmaz. Genel olarak siyasal İslamcı ırkçı çizgiyi geriletmek, iradesi gasp edilen haklının yanında olmaktır devrimci tutum. Bunun için geç değildir. Yeniden değerlendirme yapılarak birliğe katılmak olasıdır. Bu tutum siyaseten kazandırıcı ve geleneğe yakışan bir davranış olur.
Herkesin her şeyi iyi bildiği, gördüğü bu zamanda, tüm Dersimliler oynanmak istenen oyunlara, düzen siyasetine, yok sayma, tasfiye politikalarına karşı vicdanlarının sesini dinleyecek ve iradesini belirleyecektir. Dersimlilerin tutuklama terörüne, hak gasplarına irade hırsızlığına karşı ödenen bedelleri de görüp bir kez daha vicdanlarının, akılarının sesini dinleyerek, halkların demokratik iradesinin temsili olan HDP’yi destekleyeceklerine inanıyorum. Düzenin her türlü saldırısına karşı demokratik bariyer olan HDP’ye Dersim halkının oy vereceğinden kuşkum yoktur. Bu da bütün oyunları boşa çıkaracaktır. Dilimize, kimliğimize, inancınıza sahip çıkmak; doğamızı, kültürümüzü sahiplenmek ve demokratik toplum ütopyamızın, sevdamızın gerçekleşmesi için bir adım daha atmak HDP ile mümkün olacaktır. Herkes Dersimlilerin demokratik bilincinin yüksekliğini seçim akşamında HDP’nin kazanacağı zaferle bir kez daha görecektir.