Barış İçin Toplum Girişimi, “Barışın Yolunu Açmak” başlığıyla bir konferans düzenleyerek kalıcı barış ve gerçek demokrasi için yapılması gerekenleri tartışmaya açtı. Konferans çeşitli kesimlerden siyasetçi, hukukçu, aydın, gazeteci ve insan hakları savunucusunu bir araya getirdi.
İstanbul’da Eyüp Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını eski AİHM yargıcı Rıza Türmen yaptı. Barışın sadece silahların bırakılmasıyla değil, savaşa yol açan nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla sağlanabileceğinin altını çizen Türmen, “Bugün CHP’nin sadece desteklemesi yetmez, bu sürece önderlik etmeli. Çözüme ilişkin somut bir plan ortaya koymalı” çağrısı yaptı.
Türmen, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un komisyon önerisine ilişkin üç eleştiri sundu:
“Birinci eleştirim komisyona katılım konusunda Meclis’teki partilerin dağılımı oranında bir katılım öneriyor. Bu iktidar partisinin burada ağırlığının olmasına neden olacak. Oysa her partiden eşit oranda katılım olması gerekir. İkinci eleştirim karar alma aşamasına. Salt çoğunlukla karar verilmesi öneriliyor nitelikli çoğunlukla kararların alınması gerekiyor. Üçüncü eleştirim, topluma kapalı biçimde kurulması. STK’lere açık bir komisyon olmalı toplumu sürece dahil etmek istiyorsak bu öncelik olmalı. Bunlar yapılmazsa komisyon iktidarın Meclis’te oynadığı oyundan ibaret kalır.”
Sadece silah bırakmaya odaklanılmasını hatalı bir yaklaşım olarak değerlendiren Türmen, “Kurumsallaşmış ‘güvenlik yapısının’ önüne geçmediğimiz sürece, soruna eşit yurttaşlık şeklinde bakmadığımız sürece yapılan tüm girişimler başarısız olur. Bu da büyük bir zihniyet değişimi demek. Kürt sorunu Kürtlerden ibaret değildir. Ülkedeki tüm yurttaşların, devletin demokratikleşmesi, çok kimlikli bir toplumsal yaşamın kurallarını belirlemesiyle ancak çözülür Kürt sorunu. Çoğulcu demokrasiyle Kürt sorunu çözülür. Bu nedenle sorun; sadece Kürtler ve devlet arasında bir sorun değil, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sorun. Dolayısıyla çözüm ortak yaşam iradesiyle ortaya çıkar. Bunun için ortak bir çözüm dili bulmalıyız” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, CHP lideri Özgür Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konferansa yazılı mesaj gönderdi.
Liderlerin mesajlarının ardından ilk oturuma geçildi. “Kürt sorununda çözümün neresindeyiz?” başlıklı oturumun moderatörlüğünü siyasetçi Fatma Bostan Ünsal yürüttü. İlk konuşmayı Kafkas Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Ayça Atçı yaptı.
Ardından söz alan 22. Dönem TBMM Başkanı ve Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerine 3 Mayıs’ta hayatını kaybeden TBMM Grup Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’i anarak başladı.
Arınç, sürece dair özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
“Süreç Bahçeli’nin Ekim ayındaki konuşmasıyla başladı. Ben böyle bir konuşmayı bu kişi nasıl yapar diye şaşırdım. Çünkü çalışmadığımız yerden geldi. Biz Bahçeli’yi farklı hatırlıyoruz, biliyoruz. Ama ben geçmiş sürecinin de içinde bulunan bir insan olarak, bu sözün arkasında ne var diye araştırdım. Düşündüm ki ya bir af çıkacak ya umut hakkını reel hale getirecekler. Öyle çıkmadı. Ben bu cümleyi doğru mu duydum diyorum, ‘doğru duydun’ diyorlar. Zannedildi ki Bahçeli bunu söylemekle partisini mahvetti, oy kaybına uğrayacak biz de bundan istifade edeceğiz. Ben böyle okumamıştım. Çünkü hayırlı bir iş yapmaya kim kalkarsa yüzde 50’lerin üzerinde taraftar bulur Türkiye’de.
Eski Başbakan Yardımcısı kendi çevresi nasıl düşünüyor diye yoklama da yaptığını belirterek şöyle devam etti:
“Bizim cenahın mottosu ‘terörsüz Türkiye’. Terör dediğiniz şey kendiliğinden ortaya çıkmaz. Terör bir olgudur. Biz terörist ile mücadele ediyoruz. Terör orada durduğu müddetçe bu devam edecek. ‘Etkisiz hale getirildi’ lafını ne kadar çok duyarsanız duyun, terör olduğu müddetçe bu yaşanacak. O yüzden terörü ortaya çıkaran sebeplerle bizim barışa ulaşmamız lazım o sebebleri ortadan kaldırarak.”
Diyarbakır Belediyesi Eski Eş Başkanı Gültan Kışanak da İHD’nin Diyarbakır buluşmasında annelerin mesajlarını aktararak, “Eren Bülbül’ün annesi, ‘Başka annelerin evlatlarını kaybetmesine rıza gösteremem, barışa rıza göstermeyeyim de ne yapayım’ dedi. Uğur Kaymaz’ın annesi, ‘Evlatlarımızı kaybettik ama umudumuzu kaybetmek istemiyoruz’ dedi. Şimdi anneler bunu söylüyorsa biz barışı aramayalım da ne yapalım? Bu iki yüreği yangın yerine dönmüş ananın sözleri orta yerde dururken biz siyaset yapanlar umutsuz olamayız” mesajını verdi.
Toplumdaki kaygılara da değinen Kışanak, şöyle devam etti:
Geldiğimiz aşamada bir süreç başladı. Biz hepimiz el birliğiyle bu süreci sorunlarımızı çözecek bir yol olarak yürüyebilmenin imkanlarını yaratmaya çalışıyoruz. Ekim ayından bu yana 8 ay geçti. Az bir zaman değil. Sayın Devlet Bahçeli’nin Meclis’in açılışında DEM Parti ile tokalaşmasıyla başlayan günden bugüne 8 ay geçti. ‘Bu 8 ay içerisinde neler yapıldı, neler yapılamadı’ diye baktığımızda, kaygılı olmamızı gerektiren çok şey var ama bunlar umutsuz olmamızı gerektiren şeyler değil.
9 Ağustos 2025 tarihinde Kova burcunda gerçekleşecek olan dolunay, özgürlük arayışları, toplumsal bilinçlenme ve ani…
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos 2024’te kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında cansız…
Her yıl 8 Ağustos tarihi, dünya ve Türkiye tarihinde pek çok önemli olaya sahne olmuştur.…
Dersim Milletvekili Ayten Kordu, 8 Ağustos 1938’de Erzincan’ın Kılıçkaya (Surbahan), Galolar, Magaçur, Brastik, Balibey ve…
Polarize güneş gözlüğü, yüzeylerden yansıyan parlamaları engelleyen özel bir lens kaplamasına sahip gözlük türüdür. Özellikle…
Elektrik çarpması, gerçek hayatta ani ve sarsıcı bir durumdur. Rüyada elektrik çarpması görmek de aynı…