Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere çok sayıda siyasetçinin mahkum edildiği Kobanê Davası’nda gerekçeli karar, kararın açıklanmasından bir yıl sonra tamamlandı. 32 bini aşkın sayfadan oluşan karar metniyle birlikte istinaf süreci resmen başlayacak.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 16 Mayıs 2024’te karara bağlanan davada gerekçeli karar ancak 2025 Haziranı’nda tamamlanabildi.
Kısa Dalga’nın haberine göre, Kararın açıklanmasıyla, bir üst mahkeme olan istinaf makamına başvuru süreci resmen başlamış oldu. Sanık avukatları, kararı bekledikleri bu süreçte, dosyayı üst mahkemeye taşıyarak mahkumiyetlerin bozulması ve müvekkillerinin tahliyesi için itirazda bulunabilecek.
Gerekçeli kararın hacmi dikkat çekiyor: Karar metni 32 bin sayfayı aşıyor. Avukatlar, bu kapsamlı metni inceleyip AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatları doğrultusunda itirazlarını hazırlamaya başladı.
Kobanê Davası Davası kapsamında siyasetçilere verilen cezalar şöyle:
- Selahattin Demirtaş: 42 yıl
- Figen Yüksekdağ: 32 yıl 9 ay
- Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Emine Ayna: 12 yıl
- Ahmet Türk: 10 yıl
- Ali Ürküt: 13 yıl 4 ay
- Alp Altınörs: 18 yıl
- Ayla Akat Ata, Aynur Aşan: 9 yıl 9 ay
- Mesut Bağcık, Nezir Çakar, Ayşe Yağcı, Meryem Adıbelli: 9 yıl
- Bülent Parmaksız: 23 yıl
- Günay Kubilay, İsmail Şengül: 20 yıl 6 ay
- Nazmi Gür, Pervin Oduncu, Zeki Çelik, Zeynep Karaman: 22 yıl 6 ay
- Cihan Erdal, Dilek Yağlı: 16 yıl
Yeniden yargılama mümkün mü?
Siyasi kulislere yansıyan bilgilere göre, gerekçeli kararın açıklanmasıyla birlikte sadece istinaf değil, olası bir yeniden yargılama süreci de gündeme gelebilir.
Özellikle son infaz düzenlemeleri ve çözüm sürecine dair tartışmalar, dosyada yeni gelişmelere kapı aralayabilir. Bazı kaynaklar, mahkumlara “yatarı kadar ceza” verilerek tahliye ihtimalinin değerlendirildiğini aktarıyor.
Kobanê Davası direnişi (Eylül 2014 – Ocak 2015)
IŞİD, Eylül 2014’te Suriye’nin kuzeydoğusunda hızla ilerleyerek Kobanê’yi kuşatmaya başladı. Şehirdeki Kürt nüfus, YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) militanlarınca savunuldu.
Kobane Direnişi sırasında Urfa’nın sınırdaki Suruç ilçesi bölgede önemli bir sivil dayanışma ve siyasal eylem merkezi haline geldi. Kent, Kobanê’ye giden gönüllü savaşçılar ve insani yardım malzemeleri için bir geçiş noktası ve Kobanê’den kaçan mülteciler için bir sığınma merkezi olarak hizmet etti. IŞİD’in önünden kaçan silahsız on binlerce Kobanêli Suruç ve çevre ilçe ve köylere sığındı.
Buna karşılık binlerce Kürtün yanı sıra Türkiyeli devrimciler de Kobanê’yi savunmak üzere sınırı geçmeye başladı. Türkiye’nin her yerinden sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve yardım kuruluşları Kobanê’ye yiyecek, ilaç ve diğer temel ihtiyaçları sağlamak için yoğun çaba gösterdi.
Suruç ve çevre ilçelerde halk IŞİD saldırılarını kınamak ve uluslararası toplumun direnişe destek vermesini sağlamak üzere kamplar kurarak düzenli gösteriler yaptı.
IŞİD Ekim 2014 başlarında Kobanê’ye yönelttiği yoğun saldırılar sonucunda şehrin büyük bir kısmını ele geçirdi. Şiddetli çatışmalarda birçok sivil hayatını kaybetti. Türkiye sınırına yakın olması nedeniyle, Kobanê’deki durum uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti.
HDP 6 Ekim’den başlayarak Kobanê’ye giderek kritik bir hal alan IŞİD saldırılarına karşı Türkiye’de yaşayan Kürtlerin başlattığı dayanışma etkinliklerine destek çağrısı yaptı. Kürt illerinde ve Kürtlerin yaşadıkları metropol il ve ilçelerde silahlı ırkçı çetelerin giriştiği saldırılar sonucunda patlak veren çatışmalarda çoğu HDP seçmeni ve sempatizanı 50’yi aşkın insan hayatını kaybetti.
Kasım 2014’te ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, IŞİD mevzilerine hava saldırıları düzenlemeye başladı. YPG’nin IŞİD’e karşı direnişi güçlendi. Ocak 2015’te YPG, IŞİD’e karşı saldırı başlattı ve kenti geri almaya başladı. IŞİD, Haziran 2015’te Kobanê’den tamamen çekildi ve şehir YPG’nin kontrolüne geçti. Kobanê direnişi, IŞİD’e karşı önemli bir zafer olarak kabul edildi ve Kürtlerin özgürlük mücadelesinde sembol haline geldi.