MS 1114’ten bugüne Dersim ve civarında yaşanan depremler: Nerelerde yaşandı, sonuçları ne oldu?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DERLEYEN: DERSİM GAZETESİ HABER MERKEZİ

Yunan-Latin, Bizans, Suriye, Arap, Ermeni, Gürcü ve Osmanlı kaynaklarına göre, M.S. 10-1000 yılları arasında Solhan, Palu, Çapakçur, Keferdiz ve Maraş’ın en az 4 kez depremlerle yıkıldı.

Bölgede 995 yılında meydana gelen depremle Solhan (Haykaberd), Çapakçur (Djapajur), Palu
(Balu), Arsomasata (Kharput) ve Keferdiz (Claudias) yerleşim birimlerinde yüzeyde büyük ölçüde
deformasyonların meydana geldi.

     

Bölgemizde yaşanan ve tarihte kayıtlarına rastlanan bütün depremler

10 Ağustos 1114 depremi:  Orta Anadolu’da Konya’nın güneybatısından Klikya, Kıbrıs, Irak ve Mısır’a kadar geniş bir alanda hissedilen depremde Antakya ve Halep’te ağır hasar meydana gelmiştir.

Maraş depremi (13 Kasım 1114): Deprem Adıyaman, Maraş, Urfa, İskenderun Körfezi ve
Halep civarında şiddetli hasara neden olmuştur. Özellikle Türkiye’nin güneyi ile Suriye’nin kuzeyi arasında kalan alanda yoğun bir şekilde hasara neden olan depremin bazı araştırmacılar tarafından  10 Ağustos 1114 depreminin artçısı olabileceğini belirtilmiştir. Bu depremde Maraş, Adıyaman ve Akçakoyunlu’da
yer alan kaleler tamamen yıkılmıştır. Halep, Antakya ve Samsat’ta birçok kilise ve bina yıkılmış
ve çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir.

Depreme bizzat tanıklık eden tarihçi Fulk of Chartres, depremde Maraş’ın tamamen
yıkıldığını ve Antakya’da da ciddi hasarın olduğunu ve Antakya ile Maraş arasındaki bir yerleşimin
de tamamen yerle bir olduğunu belirtmiştir.

Tarsus-Malatya Depremi (1513): Bazı arşiv kaynakları; Osmanlı Sultanlarından Yavuz
Sultan Selim Han’ın 1514 yılının ilk aylarında Konya’ya bir sefer yaptığını, bu seferde Tarsus,
Adana ve Malatya başta olmak üzere çok sayıda yerleşim yerinin neredeyse tamamının depremle
yıkıldığından bahseder. Deprem Kilikya Bölgesi’ni şiddetli bir şekilde etkilemiş ve Kayseri’den
Suriye’ye kadar geniş bir alanda hissedilmiştir. Deprem sırasında faylanmanın 340 km
uzunluğunda bir zon boyunca ağır hasara yol açtığı şeklinde yorumlar yapılmıştır. Depremden
sonra Tarsus’un içinden geçtiği söylenen Berdan deresinin 15. yüzyılda veya 16. yüzyılın
başlarında, yönünün değiştiği ve o günden itibaren Tarsus’un dışından aktığı belirtilmiştir.

Zitun (Göksun)-Malatya Depremi (Ocak 1544): 1513 depreminin yaklaşık olarak
kuzeyindeki bölgede meydana geldiği söylenen depremde Zitun’un tamamının, Elbistan’ın ise
yarısının yıkıldığı ve sarsıntıların 6 ay devam ettiği belirtilmektedir. 22 Kasım 1685’de Gönek’te
gece saatlerinde meydana gelen deprem, Erzurum’un yaklaşık 50 km GB’daki köylerde ciddi
hasara ve yüzeyde deformasyona yol açmıştır. Erzurum’da 15 dakika boyunca birbirini izleyen
şoklar hissedilmiştir ve artçı şoklar 8 gün devam etmiştir. Erzurum’un güneyinde ve özellikle
Van’da şiddetli olarak hissedilmiştir. Karlıova-Bingöl arasında veya Erzurum-Diyarbakır Karayolu
üzerinde bir yerde oluştuğu düşünülen depremin odak merkezi ile ilgili herhangi bir bilgi
bulunmamaktadır.

Palu Depremi (29 Mayıs 1789): Elazığ İl sınırları içerisinde bulunan bugünkü Keban Baraj Gölü civarının olduğu alanlarda hasara neden olmuştur. 29 Mayıs 1789 tarihinde gece yarısında meydana gelen deprem Dersim’de bağlı birçok yerleşim yerinde hasara neden olmuştur. Deprem 18 Temmuz 1784 Kuzey Anadolu Fayı depremiyle harap olan bölgenin hemen güneyinde etkili olmuştur. Depremin meydana geldiği tarihte dönemin ayrı iki Osmanlı kaynağında oluş tarihi ile ilgili değişik bilgiler verilmiştir.

Tarihsel kayıtlar, Anadolu’da büyük bir depremin meydana geldiği Elazığ Palu, Keban ve Harput’a bağlı köyler ile Mazgirt ve Çemişkezek ilçelerinde ağır hasara neden olduğu ve Keban Madeni’nin yıkılarak harabeye dönüştüğünü yazmaktadır. Depremde bir köyde teravih namazı sırasında caminin yıkılmasıyla içeride namaz kılan insanların hayatını kaybettiği, yaklaşık 8.000-10.000 civarında insanın hayatını kaybettiğinden bahseden kayıtlar bulunmaktadır.

Kayıtlarda “21 saatlik asker yürüyüş mesafesi uzunluğunda ve 21 saatlik yürüyüş mesafesi genişliğindeki (yaklaşık 75 km yarıçaplı bir alan) tabiri kullanılarak 51.000 insanın depremde hayatını kaybettiğinden bahsedilmiştir. Depremde çok sayıda Ermeni kilisesi yıkılmıştır. 1795 yılında bu kiliselerin tamiri
için Keban maden işletmesinde çalışan işçiler bir dilekçe ile resmi otoriteye başvurmuştur. Başka
bir belgede ise Eylül 1793’de Fırat nehri kıyısında Nikan’da yaşayan Ermeniler, Patrik vasıtasıyla
Divriği kadısına kiliselerinin tamiri içi istekte bulundukları anlatılmaktadır.

Afrin (Suriye) Depremi (13 Ağustos 1822; Ms=7.4): Yaklaşık 7.4 büyüklüğündeki depremin çok geniş bir alanda hissedildiği, artçı şoklarının 2,5 yıl sürdüğü, Gaziantep, Antakya, Halep ve KB Suriye’de çok büyük hasara ve can kaybına yol açtığı belirtilmiştir. Deprem sonrası heyelanlar, nehir yataklarındaki değişimler ve İskenderun civarında kıyı boyunca sıvılaşmalar gözlenmiştir. Ölü sayısının 30.000 ile 60.000 arasında değişebileceği söylenen depremin Doğu Akdeniz Bölgesindeki en büyük depremlerden biri olduğu ifade edilmektedir.

Depremde Antakya’nın hemen hemen tamamının, Halep’in büyük bir bölümünün yıkıldığı ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği belirtilmiştir. İskenderun ve Hassa’da ağır hasar neden olan depremde toplam 20.000 kişinin ölmüş olabileceği ve Kıbrıs, Diyarbakır, Şam, Adana ve Tel Aviv’e kadar uzanan bir alanda
sarsıntıdan bahsedilmektedir.

Hazar Gölü (I) Depremi (3 Mayıs 1874): Kayıtlarda 14 Ocak 1874’de meydana gelen ilk şokta Sarıkamış’ın (Palu-Hazar gölü arası) tamamı yıkılmış, Tenik, Norgek, Gülüşkür ve Haraba
köyleri kısmen etkilenmişlerdir. 3 Mayıs 1874’de meydana gelen ikinci deprem ise yaklaşık 1
dakika sürmüş, Hazar ve Uluova civarındaki köylerin çoğu tamamen yıkılmıştır. Deprem
sonucunda Hazar Gölü’nün güney kenarı 1-2 metre yükselmiş, gölden dışarı akış durmuş; bu
nedenle de göl kıyısındaki yapı ve yollar su altında kalmıştır. Gezin Köyü güneydoğusundaki
yollarda birkaç km boyunca heyelanlar oluşmuş ve yollar kullanılamayacak derecede hasar
görmüştür. Hazar Gölü kuzeyinde de önemli ölçüde hasar meydana gelmiş ve günümüzde Keban
Baraj Gölü ile sular altında kalmış olan 2.500 nüfuslu Habusu köyünde birkaç ev dışında hemen
hemen tüm evler yıkılmıştır.

Hazar Gölü (II) Depremi (27 Mart 1875): Bu deprem, 1874 depreminden etkilenen yerlerin hemen hemen tamamında etkili olmuştur ancak Hazar Gölü’nün güneyinde daha fazla hasara neden olmuştur. Uluova ve Hazar bölgelerinde çok sayıda can kaybı olduğu belirtilmesine rağmen hasara ilişkin detaylı bilgi bulunmamaktadır. Deprem nedeniyle Hazar Gölü’nün Dicle nehrine boşaldığı vadinin yükselmesi sonucu göl seviyesi 4 metre yükselmiş, buna bağlı olarak da eski vadiye su akışı başlamıştır.

Malatya Güneyi (2 Mart 1893): 2 Mart 1893 günü saat 22:51’de meydana gelen deprem
Malatya güneyindeki bölgede etkili olmuştur. Kubeli, Besni, Hisn-i Mansur, Akçadağ Karakiahta ve Mirdis
bölgelerini içine alan 120 km genişliğinde ve 220 km uzunluğunda geniş bir alanda etkili olmuştur.
Akçadağ’da çok sayıda ev (2719 adet) tamamen yıkılmış ve 885 kişi hayatını kaybetmiştir. Malatya
ve Pütürge arasındaki dağ köylerinde ise 7000 evden 5100’ünün yıkıldığı ve 285 kişinin öldüğü
belirtilmiştir. 10.000 nüfuslu Adıyaman’da 3500 evin yaklaşık üçte biri tamamen yıkılmış, üçte biri
ise ağır hasar görmüştür. Adıyaman’daki can kaybı ise 26 olarak kaydedilmiştir.

Besni bölgesindeki hasara ilişkin detaylı bir bilgi yoktur ancak Erkenek ve Tut’a kadar yıkım
olduğu belirtilmektedir. Elazığ’da Uluova civarında geniş alanda yıkım olmuş ve 124 kişi hayatını
kaybetmiştir. Yaklaşık 300 kişinin öldüğü 30.000 nüfuslu Malatya’da ise birçok ev tamamen
yıkılmış ve hasar görmüştür. Depremde 47 cami, 3 kilise, 14 okul, 1 kışla ve 2 telgraf istasyonu
yıkılmıştır. Urfa, Antep ve Elbistan’da birkaç ev yıkılmış fakat can kaybı olmamıştır. Deprem Kilis,
İskenderun, Antakya ve Suriye’de bazı yerleşim yerlerinde (Harim, İdlib ve Maaret el Numan)
şiddetli bir şekilde hissedilmiştir.

Malatya Depremi (4 Aralık 1905): Malatya güneydoğusunda meydana gelen deprem, 62 istasyonda kaydedilmiştir. Saat 07:04 sularında meydana gelen deprem, Pütürge ve Sürgü arasındaki dağ köylerinde ağır hasara ve çok sayıda can kaybına neden olmuştur. Kozluk, Abdülharap, Güzhane ve Erkenek kasabaları neredeyse tamamen yıkılmıştır.
Malatya ovasında da geniş bir alanda yıkıma neden olmuş ve zemin sıvılaşması olayı meydana gelmiştir. Depreme ilişkin arşiv kayıtlarında Adıyaman Kâhta ilçesinde bir kalenin yıkıldığı, Malatya-Kahta arasında birçok yerde toprağın yarıldığı ve heyelanlarla yolların kapandığı belirtilmektedir. Depremde Malatya şehir merkezinde can kaybı olmamıştır ancak bazı evler hasar görmüştür.

Bingöl Depremi (22 Mayıs 1971): Bingöl il merkezi ve çevresi başta olmak üzere hasar yapıcı (Ms=6.8) bir deprem meydana gelmiştir. 22 Mayıs 1971 tarihinde saat 18:45 sularında meydana gelen depreme ilişkin Resmi açıklamalara göre 755 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda bina ve evin yıkıldığı veya ağır hasara maruz kaldığı rapor edilmiştir.

Doğanşehir-Sürgü Depremi (6 Haziran 1986): 5 Mayıs ve 6 Haziran 1986 tarihlerinde Malatya güneybatısında, Doğanşehir güneyinde ve Sürgü civarında Ms=5,8 ve Ms=5,6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir.

Pülümür Depremi (27 Ocak 2003): Bu deprem çalışma alanının dışında kuzeyinde Pülümür (Tunceli) ilçesinin yaklaşık 12 km güneybatısında meydana gelmiştir. Deprem yerel saatle 07:26:22 de meydana gelmiş ve yaklaşık 3.5 saniye sürmüştür. Deprem sırasında çok sayıda bina ağır ve orta hasar görmüştür.

Bingöl depremi (1 Mayıs 2003): Doğu Anadolu Fay Sistemi’nin Bingöl İli civarında 1 Mayıs 2003 tarihinde Mw=6.4 büyüklüğünde meydana gelen deprem geniş bir alanda hasara neden olmuştur. Resmi kayıtlarda Bingöl Depremi olarak isimlendirilen ana şok, yakın illerde de hissedilmiştir. Deprem bölgesi aynı zamanda 1971 de meydana gelen depremin de merkez üssü olduğu ve özellikle Bingöl il
merkezinde ağır hasar ve can kaybına neden olmuştur. Resmi kayıtlara göre depremde 176 insanımız hayatını kaybetmiş ve 520 kişi yaralanmıştır. Deprem anında yaklaşık 362 bina çökmüş veya ağır hasar görmüş, 3.026 binada orta ve hafif hasa rgörmüştür

Karakoçan Depremi (8 Mart 2010): Depremin anaşok dalgasından sonra büyüklükleri 5 ve daha küçük olan artçı deprem aktivitesi uzun süre devam etmiştir. Bu artçıların birçoğu Karakoçan Fay Zonu’nu takip etmiştir. Artçı şok dağılımlarından hareketle KFZ’yi oluşturan bazı segmentlerin hareket ettiği düşünülmektedir. 42 insanın hayatını kaybettiği depremde 137 kişi yaralanmış ve merkez üssüne yakın köy ve beldelerde önemli oranda maddi hasar meydana gelmiştir.

MS 1114’ten bugüne Dersim ve civarında yaşanan depremler: Nerelerde yaşandı, sonuçları ne oldu?
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
BEDA