Categories: Güncel

ODTÜ’de kötüler ‘yeniden’ direnişe çağırıyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, bugün, 13 sene önce yaptıkları ve kendileriyle özdeşleşen “Kötüler direnişe çağırıyor” eylemini tekrarladı.

Yüzlerini polis kaskı maskesiyle kapatan öğrenciler, ODTÜ kampüsünde gerçekleştirdikleri eylemlerini “Biz kötülüğün vücut bulmuş hâli ODTÜ öğrencileri olarak, tüm Türkiye ve dünya kamuoyuna sesleniyoruz. Kötüler 13 senenin ardından yeryüzüne indi,” diye duyurdu.

Öğrenciler, eylemde “Biz kötüyüz, çünkü transfobiğiz”, “Biz kötüyüz, çünkü gazetecileri hapsettik” ve “Biz kötüyüz, çünkü Madımak’ta insanları yakarak katlettik” yazılı pek çok döviz taşıdı.

“Demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüğe bilindiği gibi düşmanız. Kötülüğü bedenlerinde ve ruhlarında barındıran teröristler, bilim düşmanları, demokrasi karşıtları, vatan hainleri ve şiddetten yanıp tutuşan hastalıklı ODTÜ’lüler olarak bu topraklardaki tüm kötülüklerin failleri biziz,” diyen ODTÜ’lüler, eylemlerini şöyle anlattı:

 

Biz kötüyüz çünkü…
Çünkü ihmallerimiz ve rant hırsımız yüzünden 6 Şubat depremlerinde binlerce yurttaşın ölmesine biz göz yumduk. İnterneti kestik, çadır sattık, gelen yardımları engelledik, depremzedelere küfrettik. Yetmedi, halkın öfkesini bilinçli bir şekilde sığınmacılara yönelttik. Bu da yetmedi, depremzedelerin barınma sorununu hala çözmeyip, vaat ettiğimiz konutları yapmayıp Konteynır kentlerde süründürdük. Arsalarına çöktük. Üstüne üstlük, akıllanmadık, İstanbul’da 6 gün önce olan deprem sonrası Gezi Parkı’na sığınan insanlara saldırdık, çadırları dağıttık.

Ellerimizdeki kanlar bize yetmedi.

Biz kötüyüz çünkü Ali İsmail’i, Berkin’i, Ahmet Atakan’ı, Ethem’i ve nicelerini biz öldürdük. Ellerimizdeki kanlar bize yetmedi, uydurma bir kumpas davasıyla 255 insanı biz yargıladık. Şu anda hâlâ Osman Kavala ve Can Atalay da aralarında bulunmak üzere beş kişiyi kendi hapishanelerimizde hukuksuzca biz tutuyoruz.

Halkın avukatı Selçuk Kozağaçlı’ya psikolojik şiddet uygulamak için önce salıp sonra 24 saat bile geçmeden tekrar tutuklayan yine bizim kötülüğümüz. Biz kötüyüz çünkü, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını hukuksuz bir şekilde iptal ettirip, kendisi ve onlarca kişiyi Silivri’ye kapattık.

İşçileri göz göre göre ölüme yolladık.

Daha fazla kâr etmek için işçiyi, emekçiyi aç bıraktık, güvence olmadan çalıştırdık. İşsizi de ölüme terk ettik. Kaçak maden ocağında çalıştırdığımız Afganistanlı işçi Vezir Mohammad Nourtani’yi öldüren ve cesedini yakan da biziz. Soma’da, İliç’te maden işçilerini bile bile yine biz ölüme yolladık, ailelerine sus payı verip avukatlarını biz tutukladık. İşçilerin sendikalaşmalarına biz izin vermedik. Hatta işçiden, emekçiden, halkın ta kendisinden o kadar korktuk ki 1 Mayıs’ın yeri olan Taksim’i yasakladık.

Devrimci tutsakları, kuyu tipi hapishanelere, tabutluklara tıktık. Açlık greviyle direnenleri de ölüme terk ettik. Sağlık durumları giderek kötüleşmesine rağmen tutukluları özgürlüklerine kavuşturmadık.

Seçimlerde korktuğumuz isimleri hapislere tıktık, halkın iradesiyle seçilen belediye başkanlarına kayyum atadık. Kürt siyasetçileri kriminalize edip iktidara geldiğimizden beri, terör yaftalarıyla kendimizi meşru kıldık.

Kadın ve trans cinayetlerinin baş sorumlusu da biziz.

Gözaltındaki kadın ve lubunyalara cinsel saldırıda bulunduk. Hatta o kadar kötüyüz ki işkencemizi transfobiyle aklamaya çalıştık. İstanbul Sözleşmesi’nden biz çıktık, 6284’ü yine biz uygulamadık. Bu kadar kötülüğün üstüne Aile Yılı, safsatası altında kadınları metalaştırdık, objeleştirdik, lubunyaların varlığını yok saydık. Onur Yürüyüşlerini kriminalize ettik.

Sokak hayvanlarını barınaklarda vahşice katlettik, Akbelen’de, İkizdere’de, Artvin’de, Samandağ’da, Kazdağları’nda ormanları talan ettik, sermayeye peşkeş çektik.

Madımak’ı yakanları biz savunduk, biz akladık. Roboski’yi biz bombaladık, Ankara Gar Katliamı ve Suruç’ta 33 öğrencinin katledilmesine biz yol vedik. Hrant Dink’in, Metin Lokumcu’nun, Reşit Kibar’ın; fail-i meçhul’lerin katilleri biziz

Kadının bedenini, çalışanın emeğini, insanın manevini değerini, köylünün toprağını suyunu, lubunyanın kimliğini, alevinin inancını, Kürt halkının haklarını, yaşam onurunu, sanatın, akademinin, medyanın özgürlüğünü biz iktidarımıza tabi kıldık ve yine biz yok saydık. Ortadoğu halklarının ölüm fermanında imzası bulunanlardan biri de bizdik.

Kadının bedenini, çalışanın emeğini, insanın manevini değerini, köylünün toprağını suyunu, lubunyanın kimliğini, alevinin inancını, Kürt halkının haklarını, yaşam onurunu, sanatın, akademinin, medyanın özgürlüğünü biz iktidarımıza tabi kıldık ve yine biz yok saydık. Ortadoğu halklarının ölüm fermanında imzası bulunanlardan biri de bizdik.

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Sahiplendiği köpekleri öldüren doktor tutuklandı

Ankara'da sokak köpeklerini sahiplenme bahanesiyle evine aldığı ve ardından parçalayarak öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan 28…

1 saat ago

Sirke içmenin şaşırtıcı faydaları

Son zamanlarda sirke tüketmek, oldukça yaygın hale gelmiş alışkanlıklardan biri. Sağlıklı bir yaşam tarzına yönelen…

1 saat ago

İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri’nden ‘1 Mayıs’ gözaltılarına protesto

İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri, Kadıköy Süreyya Operası önünde ‘1 Mayıs’ gözaltılarını protesto etti. İstanbul'da…

1 saat ago

Doğal burun spreyi tarifi!

Soğuk hava koşullarının etkisiyle grip, nezle ve diğer solunum yolu enfeksiyonları hızla artış gösterir. Bu…

2 saat ago

Fondötenin ciltte pürüzsüz durması için ne yapılmalı?

Fondötenin ciltte pürüzsüz durması için birkaç basit ama etkili adımı takip etmek, mükemmel bir makyajın…

3 saat ago

Dersim’de ‘Özgürlük Yürüyüşü’ davasında karar açıklandı

Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, DEM Parti’nin öncülüğünde düzenlenen “Özgürlük Yürüyüşü” sırasında çalınan…

4 saat ago