Esra Çiftçi

“Oğlum üşüyor musun? Halk üşüyor ana ben değil”

25 Ekim 1984 sabahı, Burdur Cezaevi’nin avlusunda ağır bir sessizlik vardı. Kuşlar bile ötmüyordu. Soğuk taş duvarların gölgesinde bir genç, başı dik, adımları kararlıydı.
Henüz 23 yaşındaydı. Adı Hıdır Aslan. Türkiye Cumhuriyeti’nin idam ettiği son kişiydi. O sabah darağacında yalnızca bir beden değil; bir kuşağın umutları, bir halkın sesi ve bir dönemin vicdanı asıldı.

DERSİM’DEN BURDUR’A UZANAN BİR YAŞAM

Hıdır Aslan, 1 Nisan 1958’de Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Taşıtlı Köyü’nde doğdu. Annesi Sultan Aslan, babası İsmail Aslan’dı. Yoksullukla ama dayanışmayla büyüdü. Annesi yıllar sonra şöyle anlatacaktı:
“Hıdır küçükken çok sessizdi ama haksızlığa tahammülü yoktu.”
Lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Öğrencilik yıllarında politikleşti; devrimci hareketlerle tanıştı. Arkadaşları onu “adalet duygusu güçlü, utangaç ama kararlı bir genç” olarak hatırlıyor.
“Biz o yıllarda adalete inanmak istiyorduk. Hıdır, bu inancın sembolüydü.”

12 EYLÜL’ÜN GÖLGESİ

12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye’nin üzerine karanlık bir örtü serdi. Dersim, Elâzığ, Malatya, Ankara… her yerde sabahları gözaltılar, geceleri çığlıklar yankılanıyordu.
Hıdır Aslan, İzmir’de gözaltına alındı. “Devlete karşı gelmek” ve “silahlı örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandı. Dosyada kesin bir delil yoktu; tanık ifadeleri çelişkiliydi ama o dönem hukuk değil emir işliyordu. Kenan Evren’in kurduğu mahkemeler gençleri “örnek olsun” diye darağacına gönderiyordu.

BİR ANNE BİR TEL ÖRGÜ

İdamdan önceki gece annesi Sultan Aslan cezaevine geldi. Gardiyanlar sarılmalarına izin vermedi. Tel örgüler arkasından birbirlerine baktılar.
Sultan Aslan, “Oğlum üşüyor musun?” diye sordu.
Hıdır gülümsedi:
“Halk üşüyor ana, ben değil.”
Ertesi sabah, Hıdır Aslan idam edildi. Son sözleri şöyleydi:
“Yaşasın halkların kardeşliği! Kahrolsun faşizm!”
Burdur Cezaevi’nden gönderdiği son mektupta şöyle yazıyordu:
“Bir insanın ölümüyle bir fikir asılmaz. Bizler ölsek de halklarımız yaşayacak. Ölümüm bir son değil, bir başlangıç olsun.”
Hıdır Aslan’ın idamı, Türkiye’de uygulanan son idam cezası oldu. 2004’te ölüm cezası tamamen kaldırıldığında, annesi Sultan Aslan oğlunun mezarı başında şöyle demişti:
“Benim oğlumun ölümü boşuna değildi. Adalet bir gün geri dönerse o gün Hıdır yaşayacak.”
Bugün hâlâ Burdur Cezaevi’nin taş duvarları soğuk ama her 25 Ekim sabahı Dersim’in dağlarında bir rüzgâr eser; sanki biri sessizce fısıldar:
“Yaşasın halkların kardeşliği!”

Dersim Gazetesi

Recent Posts

Sendikalardan MESEM protestosu: 85 çocuk işçi öldü, protesto edenler tutuklandı

MESEM sistemini protesto eden çok sayıda sendika, MESEM’i protesto ederken tutuklanan gençlerin serbest bırakılması talebinde…

8 saat ago

DEM Parti: Meclis çatısı altında işlenen istismar örtülmemeli

DEM Parti Kadın Meclisi, Meclis lokantasındaki stajyer kız çocuklarının yıllardır çalışan erkekler tarafından sistematik olarak…

8 saat ago

Elazığ’da nesli tehlike altındaki su samuru görüntülendi

Elazığ'ın Keban ilçesinde nesli tehlike altında bulunan su samuru, balık üretim tesisinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.…

16 saat ago

Dersim’de insan hakları savunucularından 10 Aralık mesajı: Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yılında İHD Dersim Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı…

17 saat ago

Türkiye’nin karanlık 10 Aralık tablosu: Şiddet, gözaltı, ölüm, kadın cinayetleri

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul etmesi, insan…

18 saat ago

2. Uluslararası Alevi Sinema Günleri İstanbul’da başlıyor

Alevi Vakıfları Federasyonu’nun düzenlediği 2. Uluslararası Alevi Sinema Günleri, 19-21 Aralık’ta Atlas Sineması’nda gerçekleşecek. Alevi…

19 saat ago