Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Hatimoğulları, şair Ahmet Arif ve Nazım Hikmet’i anarak, her iki şairin şiirlerinde kesitler okudu.Nazım Hikmet’in naaşının Türkiye’ye getirilmesinin anlamlı olacağını belirten Hatimoğulları, “Bu konuda bir adım atılması gerekiyor. Kalıcı bir barışı inşa etmemiz için aynı zamanda hafızayı diri tutmak ve tarihle cesur bir şekilde yüzleşmek önemlidir” dedi.
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre, Hatimoğulları şunları kaydetti:
“Son zamanlarda özellikle Ortadoğu’da üç temel nokta ortaya çıkıyor; küresel güçlerin bölgedeki etkisinin yarattığı sert dalgalanmalar bölgesel güçlerin kendi içindeki çekişmeler ve halkın temsil edilme krizi. Bölgedeki birçok karmaşık sorunun çözümünde kilit bir rol oynayan Kürt jeopolitiği, Ortadoğu’nun labirentinde bir çıkış kapısıdır. Bu kapıyı görmezden gelenler bu labirentte kaybolmaya mahkûmdur. Bu nedenle Türkiye, Suriye, Irak, İran başta olmak üzere bölgenin tamamı için Kürt realitesinin önemi tarihsel olarak bir kez daha karşımıza çıkmıştır.
“Türkiye’nin tarihsel geçmişi ve jeostratejik konumu, bölgedeki rolünü daha kritik bir eşiğe taşımıştır. Türkiye’nin artık taraf olmaktan çıkıp sorunları çözen ve bölge barışı için arabulucu öncü rol üstlenmesi çok önemlidir, acildir, elzemdir. Bölgenin buna çok ihtiyacı var. Bu yaklaşım hem Türkiye toplumunun faydasına hem de bölgenin barışına çok büyük katkılar sağlayacaktır. Buna canı gönülden inanıyoruz. Örneğin Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’yi ziyaret etmesi, oradan gelen yönetimlerin Ankara’dan ya da Rojava’da ağırlanması gibi.
“Barış sürecinin daha sağlıklı adımlarla ilerlemesine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu, sadece Türk ve Kürt’ün barışı ve sadece Türkiye’nin iç barışı için değil. Altını bir kez daha önemli çiziyoruz; bu konuyu biz gerçekten çok önemsiyoruz ki her fırsatta bunu ifade etmekten hiç bir zaman geri adım atmadık. Atılacak bu adımlar, Türkiye’nin ve bölgenin barışına büyük katkılar sağlayacak. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; gelin barışı hep beraber inşa edelim. Aynı zamanda bölge barışını gelin hep birlikte kuralım. Gelin demokratik bir Türkiye ve demokratik bir cumhuriyeti hep beraber inşa edelim.”
10. Yargı Paketi’nden çıkarılan ‘Covid-19’ düzenlemesine işaret ederek, bu durumun toplumdaki güvensizliği arttırdığını belirten Tülay Hatimoğulları, “Sürecin hukuki altyapısının kurulmamasına güvensizlik varken bizler barış ortamını nasıl inşa edeceğiz?” diye sordu.
Hatimoğulları sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakın on binlerce mahpus, bayramı evinde geçirmek için hayal kurdu. Aileleri burada ve onlarda yakınlarıyla bir bayramı kutlayacaklarını bekliyorlardı. Milyonların umudu AKP’nin kaygılarına kurban edilmemelidir. Bu toplumun kaygısı bütün siyasi partilerin kaygılarından daha önemlidir. 86 milyon yurttaşın kaygısı, ortak kaygılarımız bir siyasi bir siyasi partiyi aşmalıdır. Biz bu sürecin sosyal siyasal ve psikolojik eşiklere ihtiyacı olduğunu söyledik.”
Covid yasasında istisna tutulan tüm suçları kapsayacak şekilde yasanın yeniden düzenlenmesi çağrısı yapan Hatimoğulları, bunun “temel insan haklarına dayandığını ve barış sürecinin ruhuna uygun düştüğünü” belirterek şu talepleri sıraladı:
Hatimoğulları, “İktidar mutlaka bazı adımları atmalıdır. Bu konuda siyaset kurumuna çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Ayrım gözetmeksizin bu sürecin toplumsallaşması bir mecburiyettir,” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un “komisyon kurulacak” açıklamasını olumlu karşıladıklarını belirterek, bu komisyonun somut adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Kurtulmuş’un dün (2 Haziran) DEM Parti grubunu ziyaret ettiğini hatırlatan Hatimoğulları, görüşmede önerilerini paylaştıklarını söyledi.
“DEM Parti olarak komisyonun sonuç alıcı bir biçimde çalışmasının önemli olduğunu vurguladık. Ülkenin oyalanacak vakti yok. Komisyon bir an önce kurulmalı ve çalışmalarına aktif bir biçimde başlamalıdır” diyen Hatimoğulları, bu mekanizmanın sadece laf üretmeyen, “somut önerileri, takvimi ve hesap verebilirliği olan bir yapı” olması gerektiğini ifade etti.
“İşlevsel bir komisyonla hızlı adımlar atılabilir ve bu kısır döngüden çok hızlı bir biçimde çıkılabilir. Biz her cümleyi barış ve demokrasi inşa edilmelidir diye bitirmedikçe tarih bize kulak kabartmayacaktır. O halde bu komisyon, tarihin ve barışın sesine kulak vermeli ve barış konusunda insanlığa çok büyük bir katkı sağlayabileceğini insanlığa gösterebilmelidir. Barışı kuran bir komisyon olarak tarihe geçmelidir.”
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Hatimoğulları, sürecin kapsayıcı ve vesayetten arındırılmış olması gerektiğine dikkat çekti.
“Anayasa tartışmalarını herhangi bir tabuya ve ya tıkayıcı tartışmalara kurban etmemek lazım. Anayasa için yeni bir anayasa diyorsak, bu anayasa gerçekten yeni olmalı. Vesayet rejiminden kurtulmuş sivil bir anayasa diyorsak, bu her türlü vesayetten arınmış bir metin olmalıdır” diyen Hatimoğulları, ana sorumluluğun iktidarda olduğunu vurguladı.
“Toptancı yaklaşımlardan çıkarak, herkesi sürece katacak bir yol temizliğine ihtiyaç var. Bu anlamda Sayın Bahçeli’nin yeni bir kimlik ve kardeşlik vurgusu önemlidir. En geniş toplumsal mutabakat, demokratik anayasa yapım sürecinin ruhunun vazgeçilmezlerindendir. Yine Sayın Özgür Özel’in ifade ettiği üzere anadilde eğitim ve kapsayıcı bir vatandaşlık tanımının da desteklendiği bir çözüm sunabilmelidir yeni toplumsal sözleşme. Anayasa bir toplumun eşit yurttaşlık hakkı temelindeki bütün haklarının ve hukukunun tesis edilmesi demektir. Ruhu ancak böyle şekillenirse gerçekten yeni ve demokratik bir anayasa olur. İç barışı tesis ve tahkim etmek, eşit vatandaşlık hukuku ve adaleti, özgürlükleri tesis etmekle mümkündür. Bunun yolu budur ve başka da bir yolu yoktur.”
Barış sürecine dair çalışmaların hız kazandığını belirten Hatimoğulları, mücadelenin toplumsal zeminde büyütülmesi gerektiğini söyledi.
“Bizler sadece konuşulmasını doğru bulmadığımızı sürekli ifade ettik. Burada icraata ihtiyacımız var,” diyen Hatimoğulları, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sadece DEM Parti’nin değil, bütün siyasi partilerin ve toplumsal kesimlerin toplum içinde harıl harıl çalışmasını yürütmesi gerekiyor ki barış gerçekten gerçekleşebilsin. Bu konuda sözde değil özde adımların atılması gereklidir. Barış, müzakere ve güçlü bir mücadele ile desteklenirse inşa edilebilir. Bunun bir ayağı parlamento ise, diğer ayağı toplumun kendisidir. Toplumsal örgütlenmenin ta kendisidir.”
Dijital yayın devi Netflix, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’deki abonelik fiyatlarına zam yaptı. Temel, Standart ve…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tele1 TV'de Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Evren Özalkuş ve…
5 Haziran Dünya Çevre Günü... Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve…
CHP'li Avcılar, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Seyhan ve Ceyhan belediye başkanları görevden uzaklaştırıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik…
Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları aylardır maaşların ve yemek ücretlerinin ödenmemesi, işten çıkartma tehditleri ve…
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Bilgiç, Kurban Bayramında sıklıkla tüketilen etin sindirim sistemi üzerindeki…