İran-İsrail savaşına ve Meclis’in sorumluluğuna dikkat çeken DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: Meclis tatile girmesin, barış ve adalet için 7/24 çalışsın
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, küresel düzeydeki savaş tehditlerine ve Türkiye’nin iç gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. İran-İsrail savaşı üzerinden yaptığı konuşmada, “Ne yazık ki küresel nabız barış ritmiyle değil savaşın çılgın temposuyla atıyor” diyen Hatimoğulları, parlamentoya da “Meclis kapanmasın, kimse tatil yapmasın” çağrısı yaptı.
“Küresel savaş dalgası iç barışı tehdit ediyor”
İsrail ve İran arasında yaşanan çatışmaların, sadece iki ülke arasında yaşanmadığını belirten Hatimoğulları, bu sürecin emperyalist sistemin yeni bir paylaşım savaşı olduğunu söyledi. G7 Zirvesi ve NATO’nun savaş harcamalarındaki artışın da bu tabloyu güçlendirdiğine dikkat çeken Hatimoğulları, şöyle konuştu:
“Savaş sadece Ortadoğu’yu değil, bütün dünya halklarını tehdit ediyor. Bu savaşlar, Ahmed’in, Rojda’nın, Robert’in emeği üzerinden kuruluyor. Güvenlik adı altında daha fazla açlık ve yıkım getiriliyor. Savaşın dehşeti gözümüzde sıradanlaştırılıyor.”
“İç barış en büyük güvenliktir”
Ulusal güvenlik adı altında geliştirilen politikaların, içerideki demokrasi eksikliklerini görünmez kıldığını ifade eden Hatimoğulları, “İçeride barış ve adalet sağlanmadan hiçbir ülke dış tehditlere karşı güçlü duramaz” dedi. İran’daki anti demokratik uygulamaları eleştirirken, İsrail’in saldırılarını da net bir dille kınayan Hatimoğulları, “İran demokratikleşmeli ama bunun panzehiri İsrail’in saldırısı olamaz” vurgusunda bulundu.
“Beklemek değil, harekete geçmek zamanı”
Türkiye’deki barış sürecine dair kamuoyundaki bekleyişin yanıltıcı olduğunu ifade eden Hatimoğulları, barış ve çözüm için her kesimin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı:
“Tarihin fırsatları bekleyenleri sevmez. Bekledikçe kaybettik, yaralar büyüdü. İran-İsrail savaşı barışın ne kadar kıymetli olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi. Türkiye, komşu coğrafyadaki yangını söndürmede öncülük edebilir.”
“Barış için cesaret ve samimiyet şart”
Barış süreci kapsamında Abdullah Öcalan’la kesintisiz bir diyalogun önemine değinen Hatimoğulları, İmralı kapılarının barışa açılması gerektiğini söyledi:
“Sayın Öcalan hem Türkiye hem Avrupa hem Ortadoğu’dan aydınlarla, hukukçularla, siyasetçilerle görüşmek istiyor. Bu talep reddedilmemeli. O kapılar kilit değil köprü olmalı. Oradan ülkeye özgürlüğe, adalete, kardeşliğe dair çözüm fikirleri akmalı.”
Avrupa’dan çok sayıda heyetin Öcalan’la görüşmek için Türkiye’ye geleceğini hatırlatan Hatimoğulları, bu temasların engellenmemesi gerektiğini belirtti.
“Komisyon kurulsun, toplumun tüm kesimleri katılsın”
Hatimoğulları, parlamentoda barış süreciyle ilgili bir komisyonun oluşturulması yönündeki taleplerin hâlâ karşılık bulmadığını ifade etti. DTK ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra kadın hareketi ve demokratik dinamiklerin de sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu konuda partilerin grup başkanvekilleriyle toplantı yapacak olmasını olumlu bir gelişme olarak nitelendirdi.
“Bu toplantıdan somut sonuçlar çıkmasını umut ediyoruz. Barış cesaretle, kararlılıkla ve samimiyetle kurulur. Adalet ve demokrasiyi tesis ettikçe barış konuşulur, çatışma susar.”
“Meclis tatile girmesin, acil 10 adım için toplansın”
Türkiye’nin derinleşen ekonomik ve toplumsal krizlerine işaret eden Hatimoğulları, Meclis’e yaz tatili önerisinin kaldırılması çağrısında bulundu:
“Parlamentoya teklifimiz net: Meclis bu yaz kapanmasın. Gerekirse 7/24 çalışsın. Bu halkın yararına olacak 10 acil adım için harekete geçilsin.”
DEM Parti’nin önerdiği 10 acil adım şöyle:
-
Emekçilere, asgari ücretlilere ve emeklilere ara zam yapılması,
-
Vergide adaletin sağlanması, yoksuldan alınan vergi yükünün hafifletilmesi,
-
Düşük gelirli hanelerin kredi borçlarının kamu tarafından üstlenilmesi,
-
Küçük çiftçilerin borç faizlerinin silinmesi ve sübvansiyonların uygulanması,
-
Açlıkla mücadele eden çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanması,
-
Faiz lobisini değil halkı sevindirecek ekonomi politikaları,
-
KOBİ’lerin üzerindeki faiz yükünün kaldırılması,
-
Kamu ihale yasalarının halk yararına düzenlenmesi,
-
Siyasetin ekonomik kazanç kapısı olmaktan çıkarılması,
-
Hukukun üstünlüğü ve demokrasinin güçlendirilmesi.
“Savaş değil barış, sessizlik değil cesaret”
Hatimoğulları, Erasmus’un 500 yıl önce söylediği “Tatlı gelir yaşamayana savaş” sözüne atıf yaparak, savaş çığırtkanlığını eleştirdi. Savaş isteyenlerin gerçeklikten uzak bir “konsol başı” anlayışıyla hareket ettiğini belirtti:
“Savaş bir oyun değil. İran’dan, İsrail’den yükselen dumanlar sadece geleceği karartır. Halklar, yöneticilerin savaş oyunlarına izin vermemeli. Gelin halklar olarak barışı haykıralım, savaşlara birlikte karşı çıkalım.”