İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip tutuklanmasının ardından başlayan Saraçhane protestolarında yaşanan polis şiddetiyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı.
CHP üyesi Aydın Aydoğan, 21 Mart akşamı Saraçhane’de katıldığı protestoda plastik mermi ve yoğun gaz kullanımı nedeniyle ciddi şekilde yaralandığını belirterek polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık, kolluk kuvvetleri hakkında ön inceleme başlattı.
Aydoğan yaptığı açıklamada, 2013’te Gezi Direnişi sırasında polis müdahalesiyle %43 engelli kaldığını ve 12 yıl geçmesine rağmen kolluk kuvvetlerinin tavrında hiçbir değişiklik olmadığını vurguladı:
“O gece Saraçhane’de yine hedef gözeterek gaz ve plastik mermi kullanıldı. Astım hastasıyım, nefes almakta zorlandım, defalarca kustum. Kafama kaskla vuruldu. Bu uygulama bir güvenlik tedbiri değil, sistematik şiddettir.”
Aydoğan, 21 Mart 2025 akşamı saat 21.00’de katıldığı “Halk Buluşması” etkinliğine gece yarısı yapılan polis müdahalesini şöyle anlattı:
“Saat 00.30’da gaz bulutunun içinde kaldık. ‘Hasta var’ diye bağırırken plastik mermiler üzerime yağmaya başladı. Yere düşenlere yardım etmeye çalışırken özellikle hedef alındım. Gözlerimi açamıyordum, giysilerim gazla kaplıydı. Ailem de gaz kokusundan etkilendi. O gece evime ulaşmam saatler sürdü.”
Aydoğan, müdahale sonrası Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi’nden travma ve gaz etkisine dair adli vaka raporu aldığını ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu aktardı. Şikâyetinde, polislerin “Görevi Kötüye Kullanma” (TCK 257) ve “Genel Güvenliği Kasten Tehlikeye Sokma” (TCK 170) suçlarını işlediğini belirtti.
14 Nisan 2025’te Kağıthane Devriye Ekipler Amirliği tarafından ifadeye çağrılan Aydoğan, kendisini darp eden polislerin kask ve yaka numarası taşımadığını belirtti:
“Kolluk güçlerini tarif ettim ama üzerlerinde numara yoktu. Gezi sürecinde olduğu gibi, delillerin toplanmasının önüne geçiliyor. Aynı senaryo tekrar ediliyor. O dosyayı 10 yıl sonra Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık, hâlâ beklemede.”
Aydın Aydoğan, son polis müdahalesinin sadece kendisine değil, ifade özgürlüğü ve toplanma hakkına yönelik sistematik bir saldırı olduğunu savundu:
“Siyasi irade Gezi’den bu yana bir pratiği kalıcı hale getirdi: Hesap vermezlik. Bu durum suçu meşrulaştırıyor. Bu bir güvenlik sorunu değil, bir demokrasi sorunu. Savcılık soruşturmasının tüm yönleriyle yürütülmesini ve sorumluların hukuk önünde hesap vermesini talep ediyoruz. Hukuka hesap verebilirlik demokrasinin en temel şartıdır.”
DEM Parti, dört koldan Ankara’ya ‘Ekmek ve barış için bütçe’ sloganıyla yarın yürüyüş başlatıyor Halkların…
Dersim kırsalında bir köylü tarafından ağaç üzerinde görüntülenen ve nesli kritik derecede tehdit altında bulunan…
Gazeteci ve yazar Enver Aysever, YouTube kanalında paylaştığı videoda kullandığı ifadelerin ardından gözaltına alındı. Aysever,…
Meclis önünde açıklama yapan kadınlar, ‘Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş görevinden derhal istifa etmelidir. Meclis’te yaşanan…
MESEM sistemini protesto eden çok sayıda sendika, MESEM’i protesto ederken tutuklanan gençlerin serbest bırakılması talebinde…
DEM Parti Kadın Meclisi, Meclis lokantasındaki stajyer kız çocuklarının yıllardır çalışan erkekler tarafından sistematik olarak…