1. Haberler
  2. Kültür Sanat
  3. 182 bin Kürdün resmi katliam tutanağı: Enfal Soykırımı’nın mahkeme kararları Türkçeye çevrildi

182 bin Kürdün resmi katliam tutanağı: Enfal Soykırımı’nın mahkeme kararları Türkçeye çevrildi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Irak’ta Saddam Hüseyin’in başında olduğu Baas Rejimi tarafından 1982-1988 yılları arasında 182 bin Kürdün katledildiği Enfal Katliamı’nın mahkeme süreci ve kararını içeren kitap Türkçeye çevrildi. Kitabın Türkçeye çevirisini yapan yazar İbrahim Sungur, o dönem yaşananların korkunç olaylar olduğunu bildiklerini fakat kitabın çevirisi sonrasında yapılanların bir katliam ötesinde şimdiye kadar bilinenlerin çok fazla ötesinde dehşet verici olaylar içerdiğine dikkat çekiyor.

 

Irak’ta Kürtlerin hak-hukuk taleplerine karşı Saddam Hüseyin’in başını çektiği Baas Rejimi, başta Kürtler olmak üzere ülkede yaşayan birçok farklı etnik kimliğe ve dini kesimlere karşı büyük suçlar işleyecek şekilde birer katliam serilerine imza attı. Şii İran devlet ile Sünni Irak devleti arasında sıkıştırılan Kürt bölgesi, her defasında bir devletin zulmüne maruz kaldığına dikkat çekilen kitapta Kürtlerin bağımsız ve tarafsız kalması durumunda da katliamlara maruz kaldığına dikkat çekiliyor. Saddam’ı yargılayan hakimlerden biri olan Muhammed Ali El-Ureybi sunuşuyla başlayan kitap, Kürt hukukçu Behzad Ali Adem tarafından Arapça olarak yazıldı. 2013 yılında Arapça yazılan bu kitap, sonrasında İngilizceye çevirisi yapıldı. 871 sayfalık kitap ancak 10 yıl sonra Yazar-Çevirmen İbrahim Sungur tarafından Türkçeye çevrilerek okurlara sunuldu.

KİTAP IRAK YARGI TARİNİN BAŞ YAPITI TARİHİ BELGE NİTELİĞİNDE

Kitap, Enfal operasyonlarını aşama aşama açıklıyor, belgelerle, şahitlerin anlatımıyla ve katillerin itiraflarıyla yapılan katliamları gözler önüne seriyor. Kitap, aynı zamanda Irak devlet tarihinde devlet tarafından işlenen suçların yargılanarak tam olarak sonuçlandığı ilk dava olma özelliğini taşıyor. Irak yargı tarihinin baş yapıtı olan ilk ve tek dava olarak tarihe geçiyor.

KİTAP KATLEDİLEN 182 BİN KÜRDÜN RESMİ KATLİAM TUTANAĞI

Daha önce Duhok Valiliği tarafından İngilizce ve Arapça yayınlanan eser, Saddam Hüseyin ve arkadaşlarının katlettiği 182 bin Kürdün Enfal davasının mahkeme dosyasıdır. Eser, Enfal tarihini, Enfal katliamlarının aşamalarını, Enfal’a dair belge ve kararlarını, şahitlerin aktarımları, sanıkların savunma ve itiraflarının yan sıra dünyada yaşanan benzeri katliamlara dair hukuki dayanaklarının örneklerinden oluşmaktadır. Bu eser, 1982 tarihinde başlayıp 1988 tarihinde sonuçlanan ve 182 bin Kürdün katledildiği Enfal operasyonlarını aşama aşama açıklıyor, belgelerle, şahitlerin anlatımıyla ve katillerin itiraflarıyla gözler önüne seriyor.

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN KÜRTLERİN BU KATLİAMI TAM YÖNLERİYLE BİLMELERİ GEREKİRDİ

Kitabı Arapçadan Türkçeye çeviren Yazar-Çevirmen İbrahim Sungur ile kitap üzerine bir röportaj gerçekleştirerek kitaba dair soru sorma imkanını bulduk.

Sayın Sungur, sizi özellikle bu kitabı tercüme etmeye okuyucuyla buluşturmaya iten bir sebep var mı?

Biz Kürtler Ortadoğu’nun en kadim halklarından biriyiz. Yazılı dönem öncesinden bu güne Kürtler bu coğrafyada muhteşem kahramanlıklar sergilemiş büyük savaşlara ve barışlara imza atmışlardır. Kendi dönemi içinde ne kadar da yazınsal bir tarih kayıtları olsa da o belgelerin günümüze taşınması çok zor olmuştur. Bir şekilde korunarak bu güne gelen bilgi-belgeler ise maalesef devlet arşivlerinden gizli tutuluyor. Ve Kürtlerin özellikle ulaşmasına kolay kolay izin vermiyor. Günümüz Kürt popülasyonu tarihini hep yabancı yazarların yazdığı kitaplardan öğrendi. Durum böyle olunca Enfal kitabı ele aldığı konuların önemiyle beraber Irak’ta Kürtlere yaşatılan katliamlara ilişkin de çok değerli bir resmi eser. Bir Kürt tarafından Arapça yazılan eser İngilizceye de çevrilmişti. Ancak Türkiye’de 20 milyondan fazla Kürt yaşıyor ve büyük çoğunluğu bu iki dilden yazılan kitabı okuyamıyordu. Bu eksiklikten doğru ortaya çıkan talebi görerek kitabı Türkçeye çevirmeye karar verdim. İleriki dönemlerde Kürtçe çevirisinin de gerçekleştirilerek Kürtlerin en azından son 50 yılına tekabül eden bu resmi kayıtlardan oluşan kitap, her zaman tarihi bir kaynak olarak bulunmaya devam eder.

YAZARLIK-ÇEVİRMENLİK GEÇMİŞİMİN EN ZOR KİTABIYDI        

Mahkeme kayıtları ve birçok resmi beyanın olduğu bu kitabının çevirisi sizin için zor oldu mu?

Yazarlık ve çevirmenlik geçmişimde ilk defa bir kitabın çevirirken bu kadar çok zorlandım. Kitabın bir roman veya bir hikaye olmaması ve aşırı tarihi anekdot, bilgi-belge içermesinden kaynaklı çevirisinin haliyle normalden çok daha zor oldu. Kitap Irak devletinin Kürtlere dönük siyasetine ve onun arka planında dönen çok şeye ışık tutuyor. Bununla beraber konu hakkında sayısız bilgi içerdiği gibi güncele dair de belirlemelerin de içinde olduğu bir eser olarak okurlarına katkı sunuyor. Ve bu tarihi belgeyi çevirisini yapmak elbet kolay olmadı.

KİTAP HER AÇIDAN TARİHİ RESMİ BİR KAYNAK

Enfal kitabını sizce önemli kılan nedir?

Kitapta Saddam Hüseyin’in başını çektiği ekibin kendi dönemleri boyunca yaptığı tüm suçlara ve katliamlara ilişkin detaylı bilgilere yer verilerek kanıtlarla ispatlanmaktadır. Anlatılanların tümünün mahkeme huzurunda kayda geçen resmi kayıtlı beyanlar ve itiraflar olması ayrı bir öneme sahiptir. Suç ve katliam mağduru insanların birebir yaşadıkları ve tanık oldukları olayları tüm detaylarıyla yer-zaman-süreçleriyle kanıtını mahkemeye sunulduğunu görüyoruz kitapta. Saddam ve kimi arkadaşları bu olayları inkar etse de diğer suç ortaklarının itirafıyla işlenen tüm suçların açığa çıkarak resmi kayıt altına alınmış oldu. O yüzden bu kitap her açıdan çok önemli bir eser.

KÜRTLER ve TÜM MUHALİFLER YOK EDİLMEK İSTENDİ

Halepçe dışında başka katliamlar da var değil mi?

Yazar-Çevirmen Sungur kitaba ilişkin genel değerlendirmesinde şu hususlara dikkat çekiyor. “ Saddam Hüseyin’in başını çektiği Baas Rejimi ülkede en çok ve en büyük acıları Kürtlere yaşattı. Kürtlerle beraber Baas Rejmi’nin Arap ve Sünni olmayan diğer tüm kesimlere dönük de Kürtlere yaptığı kadar olmasa da bir zulme baskıya her şekilde maruz bırakmıştır. Kitabın Irak Baas Rejimi’nin kendi tarihi boyunca Saddam Hüseyin’in tutuklanıp idam edildiği güne kadar Kürtlere yıllara yayılan şekilde uygulanan tüm katliamların en net ve en resmi kaynağı olduğunu görüyoruz. Kitap, mevcut bilinenlerin çok çok ötesinde bilgilere ve bulgulara sahip olduğunu görüyoruz. Halepçe katliamının da kapsayan bu katliamlar serisinde Halepçe katliamına benzer çok sayıda katliamın yapıldığını görüyoruz. Enfal bir katliamlar serisidir. Bir değil onlarca katliam peş peşe gerçekleştirilmiştir. O yüzden sadece Kürtler değil tüm dünya halklarının Kürtlere yaşatılan bu katliamları görmesi bilmesi gerekiyor.”

Kitabın, özellikle Irak devlet tarihine tüm açılarıyla ışık tutan somut ve resmi bir tarihi belge olduğunu söyleyen Yazar-Çevirmen İbrahim Sungur, tarihe ve dünya jenosid geçmişine merak duyan herkesin mutlaka ‘Enfal Mahkeme Kararı’ adındaki kitabı okuması gerektiğini aktardı.

Kitap isminin Enfal olarak belirlenmesi Baas Rejiminin yaptığı katliamlara ‘Enfal’ demesinden dolayı mı?

Enfal, Kuran’da bir suredir ve bu sure savaş-ganimet hukukunu düzenleyen sure olarak görülür ve bu referans alınır. Enfal, nefelin çoğuludur. Savaş ganimetleri olarak adlandırılır. Savaş ve işgallerde düşmana karşı zafere ulaşıldığında ganimetler elde ediliyor. Rejimin ‘Enfal’ ismini seçmesi, Kürt halkına karşı kanlı saldırısını Kuran, kelimeleri ayet ve hükümlerine göre ‘Uğurluluk’ almak için değildir. Rejim din öğretilerine çok uzaktı ama suçlarını örtecek bir din örtüsü bulmak için ‘Enfal’ ismini kullanmışlardı.

KİTAPTAN TANIKLIKLAR

Kitapta 1982 yılından başlanmak üzere 1988 Halepçe katliamına kadar devam eden süreçte birçok katliam serisi yaşanmıştır. Halepçe katliamına ilişkin olan kısmında, Saddam Hüseyin ve arkadaşlarından şikayetçi olan Ali Şeyhe Mustafa adındaki görgü mağdurun katliamın yaşandığı güne ilişkin mahkeme heyetine verdiği ifadesinde şunlara yer veriliyor:

“16 Mart 1988 tarihinde ikindi vakti saat altıyı çeyrek geçerken köy halkı evlerine dönüp çiftlik hayvanlarını evlerine götürüyorlardı. Aniden sayıları 8-12 arasında bir grup uçak Balisan semalarında uçmaya başladı. Balisan köyü ile Şeyh Visanan köyüne bomba yağdırmaya başladılar. Patlamanın sesinin kısık olması dikkatimizi çekti. Ve Balisan Vadisi’nden dumanlar yayılmaya başladı. Sarımsak ve küflenmiş elma kokusu gibi bir koku çıktı. Gözleri kızardı ve kusmaya başladılar insanlar. Hava kararınca helikopterler gelip dağ zirvelerini bombaladılar. Başka bir saldırı olmasından korkarak gece dağlara saklandığımızda ben ve ailem görme duyumuzu kaybettik. Ayrıca vücutlarımız yanıktı. Ve Allah’tan başka kimsemiz yoktu. Daşıra köyünden yardım istedik ve yardım için gelip bizi traktörleri ile taşıdılar. Biz hiçbir şey göremiyorduk, sadece bomba seslerini duyabiliyorduk. Betvane köyüne götürülüp bazı basit ilaçlar aldık. Sonra Ranya, daha sonra da Süleymaniye’ye geçip hastaneye götürdüler. Orada resmi belgelerimiz aldılar sonra ise bizi yakınlarımızın evine götürdüler. Ama sağlımızın kötüye gitmesi yüzünden hastaneye tekrar döndük ve birkaç gün sonra kimyasal silahlara maruz kaldığımız öğrendik. Tanımadığımız bir grup tarafından hastanede tutulduk. İyileştik ve görmeye başladık. Daha sonra tıbbi destek elemanlarından biri bizi hastaneden çıkardı. Irak’ı yöneten ve emir veren şahıstan şikayetçiyim.”

‘HENDEKLER KAZILIP İNSANLAR İÇİNE ATILIYORDU’

1982’den başlayarak 1988 yılına kadar süren katliamlar serilerinin birisinde mahkemeye tanık sıfatıyla ifade veren Yunus Hacı Hacı ise toplu mezarlara dikkat çektiği tanıklığında, şunları söylüyor:

“Peşmerge ve Kürtlere af kararının çıktığını öğrenince teslim oldum. Ama Kürt Kuzey İşleri Örgütü’ne götürüldüm. Kötü muameleler gördüm. Tutuklamadan bir süre sonra araçlarla Bağdat’a götürüldük. Arabalar kısa mesafe gittikten sonra durup tutukluları indirmeye başladılar ve ben inenlerin yedincisiydim. Yere oturtup kazılan bir çukurun önünde başıma vurdular ve çukura düştüğümde birini gördüm, bilincimi kaybettim. Bilincim yerine geldiğinde vücudumun alt kısmı toprağın içindeydi. Çukurdan çıktım. Ben ateş etme sesi duymadım. Ama tahminimce tutukluları çukura atıp üzerine toprak atarak havasızlıktan ölmelerini sağlıyorlardı.”

182 bin Kürdün resmi katliam tutanağı: Enfal Soykırımı’nın mahkeme kararları Türkçeye çevrildi
Yorum Yap
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin