“100. yılında Şeyh Said isyanı, Azadî Hareketi, Şeyh Said ve arkadaşları, hafıza ve kolektif itiraz” konferansına mesaj gönderen Abdullah Öcalan “Şeyh Said’in çizgisi, bugünün demokratik ulus paradigmasıyla birleştiğinde gerçek anlamına kavuşacaktır” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, “100. yılında Şeyh Said isyanı, Azadî Hareketi, Şeyh Said ve arkadaşları, hafıza ve kolektif itiraz” konferansına mesaj gönderdi.
Abdullah Öcalan’ın konferansa gönderdiği mesajda şunlar belirtildi:
“1925 Serhildanının Yüzüncü yılı Konferansına
Azadi Cemiyeti, Şeyh Said ve Yoldaşları, Anma ve Kolektif İtiraz
Şeyh Said şahsında andığımız tarihsel gerçeklik, yalnızca bir kalkışmanın ya da yerel bir isyanın ötesindedir. Bu gerçeklik, Kürt halkının toplumsal hafızasında derin izler bırakmış, geleneksel bir varlık mücadelesidir. O mücadele, dayatılan tekçi zihniyete karşı Kürt toplumsallığının inançla, gelenekle ve iradeyle ortaya koyduğu isyandır.
Şeyh Said, döneminin koşullarında toplumsal sorumluluğu yüklenmiş bir öncü olarak, Kürtlüğün iradesine yönelen inkâr politikalarına karşı güçlü bir duruş sergilemiştir. Onun şahsında anlam bulan bu kalkışma, yalnızca siyasi değil, aynı zamanda toplumsal bir tepkidir. Bu tepki, Kürtlerin kendi hakikatlerine olan sadakatinin tarihsel bir ifadesidir.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında uygulanan merkeziyetçi ve tek kimlikli siyaset, Kürt halkını varlığından soyutlamayı amaçlıyordu. Şeyh Said, bu siyasete karşı “Biz adalet istedik, siz idam verdiniz” diyerek bir halkın sesini idam sehpasına kadar taşımıştır. Bu söz, hakikatin baskı karşısında geri adım atmadığının en yalın ve güçlü göstergesidir. Ayrıca, “Hani savcı bey, biz kuzulu bir ziyafet yapacaktık” sözü, karşı karşıya kaldığı komplonun dile gelmiş hâlidir. “Torunlarım mutlaka öcümü alacak” sözü ise, gelecek kuşaklara bıraktığı direniş umudunu ifade etmektedir.
Burada altı çizilmesi gereken bir başka nokta daha vardır: Her tarihsel direniş gibi, Şeyh Said önderliğindeki kalkışma da kendi döneminin şartlarını taşımaktadır. Onu bugünün özgürlük mücadelesiyle ilişkilendirmek, onu romantize ederek değil; yapısal dersler çıkararak, tarihsel sürekliliği özgürlükçü ve demokratik bir çizgide yeniden kurmakla mümkündür.
Ben bu geleneği, özgür Kürtlüğün devrimci dönüşümünde bir zemin olarak ele aldım. Yürüttüğüm mücadele, geçmişin anlamlı direniş mirasını, geleceğin demokratik, çoğulcu ve toplumsal barışa dayalı sistemiyle buluşturmayı hedeflemektedir. Şeyh Said’in çizgisi, bugünün demokratik ulus paradigmasıyla birleştiğinde gerçek anlamına kavuşacaktır.
Özgür Kürtlük, halkın tarihine, kültürüne ve ahlaki-politik değerlerine sadakatle mümkündür. Halkımız bu konuda dikkatli olmalı; tarihsel önderliklerin bıraktığı kutsal mirasa sahip çıkmalıdır.
Bu temelde, Şeyh Said’i ve arkadaşlarını saygıyla anıyor; mücadele değerlerini, özgürlük ve hakikat yolunda yaşatma kararlılığımı bir kez daha vurguluyor, konferansınızın başarılı geçmesi dileğiyle tüm katılımcıları selamlıyorum.
Abdullah Öcalan
İmralı, Haziran 2025”