Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel siyasi gelişmelere dair partisinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına, Kobanî Davası’na ilişkin açıklanan gerekçeli karara dair değerlendirmelerle başlayan Doğan, “Bu dava sadece DEM Parti, seçmenlerini ilgilendirmiyor. Tüm Türkiye’nin herkesin özgürlük eşitlik barış demokrasi ve adalet hakkını ilgilendiriyor. Bunca zaman sonra ortaya çıkan gerekçeli kararın hukukla bir ilgisi ülke adına ne yazık ki yok” ifadelerini kullandı.
“Gerekçe bulabilselerdi yazarlardı”
15 günde yazılabilecek bir gerekçenin 13 ay sonra yazılmasını eleştiren Doğan, “Bu süre boyunca yine insanların özgürlük hakları ellerinden alınmaya devam edildi. Kısıtlı bir temyiz süresi var. 32 bin 630 sayfa ortaya çıktı. Zaten hukuki gerekçe bulabilselerdi 32 bin 630 sayfaya ihtiyaç duymadan bu hukuki gerekçeyi yazarlardı” dedi.
“Hepimizin hayatları içeride”
Sözlerine Selahattin Demirtaş’ın savunmasından alıntı yaparak devam eden Doğan, ‘bu bir siyasi intikam, bir rövanş davası’ dedi. Kobanî Davası’nın ‘demokratik siyaseti kuşatma davası’ olduğuna dair şu açıklamaları yaptı:
“Yeni süreçte Türkiye’nin demokratik siyaset alanının genişlemesi ihtiyacından ve bunun içinde bir takım çözüm önerilerinden bahsediyoruz. Hangi kesimden olursa olsun bugün Türkiye’de hangi dilde konuşursa konuşsun herkesin ortak ihtiyacı adalet duygusudur. Hırpalanmış tahrip edilmiş bu adalet duygusunun tesis edilmesi gerekiyor. Bu sebeple Kobanî davası çok önemli bir emsal dava. Bakın yalnızca siyasetçiler değil gazeteciler de kuşatılmış vaziyette. Bir yandan RTÜK cezaları, bir yandan soruşturmalar, bir yandan kendi ayağıyla ifade vermeye giden gazeteciye tutuklama kararı. Şimdi bu belirsizlikleri, bu endişeleri artırmanın nasıl bir anlamı var? Hepimizin hayatları içerde tutuluyor.”
“Bu iklimde değişime ihtiyacımız var”
“Yeni iklimde değişime ve bunu destekleyecek gelişmelere ihtiyacımız var” diyen Doğan, şöyle devam etti:
“Evet, bunlar tek başına Kürt meselesini çözmez. Türkiye’nin demokrasi sorununu çözmez elbette. Ama bunlar önemli başlangıçlar ve bu tür başlangıçlar toplumda farklı duygular yaratabilir. Bu duygular da bizi daha kolay ortaklaştırabilir toplumsal ortaklığı güçlendirebilir. İşte güçlendirici adımlar böyle olabilir. Yoksa siz toplumun gerçeklik algısını yerle bir edip asıl hedef olan demokratik siyaset alanını daraltmak ya da HDP’nin demokratik siyaset meşruiyetini kullanmak için bunu elverişli bir malzeme olarak kullanmaya devam ederseniz toplum sorgular sorar ve endişelerini itirazlarını yüksek sesle ifade eder. Demokratik siyaset hakkı suç değildir. HDP’li olmak, DEM Parti’li olmak, ortak değerler için mücadele etmek suç değildir.”
Komisyon ‘özel yetkili’ olmalı
Meclis’te kurulması beklenen komisyonun ‘özel yetkili bir komisyon’ olması gerektiğine dikkat çeken DEM Parti sözcüsü Doğan, bu konudaki son gelişmeleri şöyle aktardı:
“Temelde şöyle bir mutabakat var. Komisyon kurulmalı. Biz DEM Parti olarak bunu büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz ve ayrıca bunun öneminin farkında olarak çalışıyoruz. Bizim bu konuda taslağımızın hazır olduğunu söylemiştik. Bu taslağı pazartesi günü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a diğer siyasi partilerin de yapacağı gibi sunacağız. Komisyon konusunda kendilerinin olumlu yapıcı yaklaşımlarını da olumlu buluyoruz.
“Konsensüs arayışı devam ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yaptığı açıklamalar var konuya ilişkin. Tüm bunlar genel bir konsensüse işaret ediyor. Bu konsensüse ilişkin şuan için detaylı bilgi verecek durumda değiliz. Çünkü konsensüs arayışı devam ediyor buna ilişkin görüşmeler devam ediyor. Dün İmralı Heyetimiz Pervin Buldan ve Mithat Sancar Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Akabinde görüşmenin içeriğine dair komisyonla ilgili de fikirlerini açıkladılar. Biz bu konuda niye ciddiyetle yaklaşılması gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Diyoruz ki sözünü ettiğimiz konu insan hayatı. Silahların tümden devre dışı bırakılması ve bunun için gerekli tüm mekanizmaların bir an evvel geciktirilmemesi gerekiyor.”