Başına şapka koydun da, adam mı oldun?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hüseyin Çatal

Tarih 16.04.1940. Yeni Asır gazetesi bu haberi ikinci sayfadan aşağıdaki şekilde verir. Ne çok ne de az. Haberi olduğu gibi kelimesi kelimesine hiç dokunmadan aşağı aldım.

“Son dersim isyanının bir başı Kamber Ağa , izmir hapishanesinde öldü

Dersim elebaşlarından olup otuz yıl ağır mapse mahkum edilen seksen yaşında Dersimli Ahmet oğlu Kamber, izmir hapishanesinde eceliyle ölmüştür.”

İzmir de çıkan gazetenin haberine göre Kamer Ağa 80 yaşında “eceli ile ölmüştür.” Babasının adı Ahmet’tir.

Bu haber ile şu gerçeği de öğreniyoruz. Dersimli tutuklular uzak şehirlerdeki cezaevlerine gönderiliyor. Bu şekilde kendilerinin ziyaret edilmesi engelleniyor. Dış dünya ile bağlantıları koparılıyor. Tamamen izole ediliyorlar.

Kamer Ağa´nın bedeni akrabalarına teslim edilmiş midir? Veya nereye defin edilmiştir. Bu konuda an ufak bir bilgi yok. İzmir´de mi defin edilmiştir. Bilmiyoruz.

Kamer Ağa tutuklanır, yargılanır. İdam cezası alır. Yaşının büyük olması nedeni ile asılmaz, cezası 30 yıl ağır hapis cezasına çevrilir.

Karar nasıl verilmiştir, bilmiyoruz. Mahkeme kararını 15 Kasım 1937 de açıklamak ister, fakat o gün karar açıklanmaz. Dersim liderleri 15 Kasım günü idam edilir.

Savcı Hatemi Şahanoğlu,  “Bu dava Suikaste uğrayan Tuncelinin Dersim Aleyhine Açtığı Davadır.” diye açıklar. Dersim’de yürütülen jenosidi bu cümle çok iyi tanımlıyor. Evet, Dersim soykırıma uğramış, yerine Tunceli kurulmuştur.

Dersim jenosidi fiziki yok etmeyi, kökünü kurutmayı yeterli görmez. Kurdukları “Tunceli´nin” Dersim ile tüm bağlarını koparmanın önlemlerini alırlar. İdam edilenlerin mezarları yok, yerleri bilinmiyor.

Dersim de katledilen binlerce insanın mezarı yok. Alişer, Şahan Ağa, Zarife´nin mezar yerleri bilinmiyor. Bedenlerini ne yaptıkları konusunda en ufak bir bilgi yok.

Dersim adı ile, inancı ile, tarihi ile, simaları ile, mezarları ile tarihten silinmek isteniyor. Dersim´in izleri yok ediliyor, yok edilmek isteniyor. On binlerce insanın akıbeti bilinmiyor. Ağır cezalar verilen Dersim liderlerinin akıbeti bilinmiyor.

Biz Kamer Ağa´ya dönelim. Yeni Asır gazetesine göre “Ahmet oğlu Kamer 80 yaşında eceli ile ölmüştür.”

Peki Kamer Ağa ölürken 80 yaşında mıydı? Kamer Ağa kimdi? Mahkemedeki duruşu nasıldı?

Bunu Türk basınında çıkan haberlerden öğrenelim. Fazla bir bilgi bulamıyoruz. Çünkü Dersim liderlerinin mahkemedeki tutum ve duruşları da inkar ediliyor, saklanıyor. Elimizde az bilgi de olsa, bize ip uçları veren kısa bilgiler var. Basın haberleri ile devam edelim.

Tan gazetesi 16.10.1937 tarihinde verdiği haberinde mahkemenin ikinci celsesinin görüldüğünü yazar. “…Celse açıldıktan sonra ilk olarak hüviyetleri tespit ediliyor. Fakat çoğu Türkçe bilmiyorlar, bir tercüman tahlifi yapıldıktan sonra işe başlanıyor.”

“İkinci celsede sorgular başlıyor. Şarkı ve Garbı Dersim aşiretlerinin hükümete karşı gelmeye yeltenen bütün simaları yerlerini almışlar.

Yusufan aşireti reisi Kamer, Haydaran aşireti reisi Kamer, Demirhan (Demanan olması gerekir, yazarın eklemesi)  aşireti reisi Cebrail, Fındık başta olmak üzere maznunların adedi kırkı da geçkin.

Karma karışık saçları ile Süleyman oğlu Musa, Beyaz donu ile Hızır, Çökük omuzlar ile Cebrail oğlu Hasan, Deli oğlu Abbas, Seyit oğlu Aslan, Seyit Rıza´nın meşhur uşağı Mirlo..

Bu celsede yalnız Seyit Rıza, oğlu Hüseyin ve damadı Mehmet Ali yok.”

Sey Rıza bu celsede yoktur. Çünkü Şarkı Dersim davası ile Garbı Dersim davası üçüncü celsede birleştirilir.

İkinci celse de sorgulara devam edilir. Yusuf oğlu Kamer´in sorgusu ile başlanır.

Haydaran aşireti lideri Kamer Ağa da kimlik bildiriminde bulunur ve aşağıdaki kimlik bilgilerini verir.

“Haydaranlı Kamer Ağa 96 yaşında olduğunu, babasının Ahmet, annesinin Fatma olduğunu, evli ve 3 çocuğunun olduğunu söyler.”

Yeni Asır gazetesi Kamer Ağa´nın ölürken 80 yaşında olduğunu yazar. Görüldüğü gibi bu bilgi doğru değildir. Kamer Ağa mahkemede 96 yaşında olduğunu bildiriyor. Yaşamını kaybederken en az 99 yaşındadır.

Haydaranlı Kamer Ağa´nın mahkemedeki tutum ve duruşu

Tan gazetesinin 16 ilkteşrin 1937 tarihinde haberin dokuzuncu sayfadan devamını okurken  görüyoruz. Muhindili Hüseyin´ifade verir. Mahkemenin en önemli itirafcısıdır. Haberde Muhindili Hüseyin´in hükümet “namına aşiret reislerine dehalet  tasfiye etmişti. Bu husustada da uzun tafsilat verir.” diye yazar.

Gazete haberinde Hüseyin bu ifadeyi verirken “Haydaranlı Kamer şöyle haykırmış:”

“ Başına şapka koydunda adam mı oldun.”

Dersim liderleri mahkemede direnmiştir. Bu direniş gizlenmiştir, hala gizleniyor. Dersim´in yargılanan liderleri hapislerde ölüme terk edilmiştir. Çünkü bu devlet Elaziz’deki mahkemede yaşananların öğrenilmesini istememiştir.

Dersim Yargılanmalarının şahitlerini halka bu davayı anlatmamaları için liderleri cezaevinde ölüme terk ederek engellemiş, akıbetleri hakkında bilgi vermemiştir.

 

Başına şapka koydun da, adam mı oldun?
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
BEDA