Dersim Belediyesi’nin seçilmiş yöneticileri, kayyum yönetiminin belediyeye ait bir işhanını açık ihale yoluyla satışa çıkarmak istemesine tepki gösterdi. Belediye tarafından yapılan açıklamada, söz konusu satışın antidemokratik olduğu belirtilerek, kararın halkın iradesi yok sayılarak alındığı ifade edildi.
Açıklamada, Dersim’e atanan kayyumun göreve geldiği günden bu yana yerel demokrasiyi işlevsizleştiren uygulamalara imza attığı savunuldu. Seçilmişlerin yerine atanmış bir yönetimin, kentin ortak geleceğini ilgilendiren böylesi kritik bir kararı tek başına almasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Belediyeye ait işhanının satışının ne zorunlu ne de meşru olduğu belirtilen açıklamada, “Bu karar Dersim halkına sorulmadan, belediye meclisinin iradesi hiçe sayılarak ve tamamen kayyum yönetiminin dayatmasıyla hayata geçirilmek istenmektedir” denildi.
“BEDEL HALKA ÖDETİLİYOR”
Açıklamada, belediyenin borçları gerekçe gösterilerek kentin ortak mülklerinin birer birer elden çıkarıldığı ifade edildi. Kayyum yönetiminin, geçmiş dönem kayyumlarının (2016 ve 2024) yarattığı mali tablonun bedelini Dersim halkına ödettiği belirtilerek, bunun kabul edilemez olduğu kaydedildi.
Satışın yalnızca bir mülk devri anlamına gelmediği, aynı zamanda işhanında faaliyet gösteren çok sayıda esnafın geçimini ve yaşamını doğrudan tehdit ettiği vurgulandı. Zaten ekonomik zorluklarla ayakta kalmaya çalışan esnafın bu kararla yeni mağduriyetler yaşayacağı ifade edildi.
“BU İŞHANI KENTİN HAFIZASIDIR”
Belediye açıklamasında, söz konusu işhanının sadece bir bina olmadığı, Dersim halkının emeğini, hafızasını ve ortak yaşam alanlarını temsil ettiği belirtildi. Satışın, kentin belleğini ve dayanışma kültürünü tasfiye etmeye yönelik bir adım olduğu ifade edilerek, bunun “hafızasızlaştırma girişimi” olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, geçmiş dönemde belediyelerin lehine kullanılması gereken kamu kaynaklarının sistematik biçimde kısıtlandığı, buna rağmen kamusal mülklerin satışının hiçbir zaman gelir yöntemi olarak benimsenmediği hatırlatıldı. İktidar tarafından yönetilen belediyelere kamu kaynaklarının sunulduğu, buna karşın kayyumla yönetilen belediyelerde halkın mülklerinin satışa çıkarılmasının çifte standart olduğu ifade edildi.
“HUKUKSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE SÜRECEK”
Kayyum yönetiminin bugüne kadar belediye meclisini devre dışı bıraktığı, belediyeyi şirket mantığıyla yönettiği, emekçilerin sosyal haklarını budadığı ve sosyal belediyecilik anlayışını tasfiye ettiği belirtilen açıklamada, kamu mülklerinin pazara çıkarılmasının bu sürecin devamı olduğu ifade edildi.
Dersim’in seçilmiş yerel yöneticileri olarak bu hukuksuzluğa karşı duracaklarını belirten belediye yetkilileri, işhanı satışından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada, halkın iradesini yok sayan ve kenti yoksullaştıran bu anlayışa karşı mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Dersim’e atanan kayyumun göreve geldiği günden bu yana sürdürdüğü antidemokratik yönetim anlayışı bugün belediyemize ait işhanının açık ihale yoluyla satışa çıkarılmak istenmesiyle bir kez daha açığa çıkmıştır. Seçilmişlerin yerine atanmış bir yönetimin, halkın ortak geleceğine dair bu denli kritik kararları tek başına alması kabul edilemezdir.
Bugün halkın iradesi yok sayılarak belediyemize ait olan işhanının açık ihale yoluyla satışa çıkarılmak istenmesi kayyum yönetiminin yerel demokrasiyi nasıl işlevsizleştirdiğinin açık bir göstergesidir. Bu satış ne zorunludur ne de meşrudur. Dersim halkına sorulmadan belediye meclisinin iradesi yok sayılarak ve tamamen kayyum yönetiminin dayatmasıyla hayata geçirilmek istenmektedir.
Belediyenin borçları gerekçe gösterilerek kentin ortak mülkleri birer birer elden çıkarılmaktadır. Kayyum, kendi yarattığı (2016 ve 2024 kayyumları)mali tablonun bedelini halkın ortak mülklerini satarak Dersim halkına ödetmektedir. Oysa bu karar, yalnızca bir mülk satışını değil, onlarca esnafın ekmeğini, geçimini ve yaşamını doğrudan tehdit etmektedir.
Bu işhanında yıllardır ayakta kalmaya çalışan, yoksullukla mücadele eden, ağır ekonomik koşullar altında var olmaya çalışan birçok esnaf bulunmaktadır. Zaten sistemli biçimde boşaltılan, gençleri ve emekçileri göçe zorlanan bu kentte, bu satış yeni mağduriyetler yaratacaktır. Kentteki yüksek iş yeri kiraları nedeniyle çoğu esnafın iş ve işleyişlerini sürdürebilmesi mümkün görünmemektedir.İşsizliğin, güvencesizliğin ve yoksulluğun derinleştiği bir dönemde kayyumun bu kararı Dersim’i daha da yalnızlaştırmak ve kent yaşamını çökertmek anlamına gelmektedir.
Bu işhanı yalnızca bir bina değildir. Dersim halkının emeğidir, hafızasıdır. Bu satışla birlikte yalnızca bir yapı değil, kentin belleği, ortak yaşam alanları ve dayanışma kültürü de tasfiye edilmek istenmektedir. Bu açık bir hafızasızlaştırma girişimidir.
Görev aldığımız süreç içerisinde kamunun belediyeler lehine kullanılması gereken bütün kaynaklar,hazine payları, İller Bankası kredileri, proje destekleri ve merkezi idare imkânları sistematik biçimde kısıtlanmış, hatta bazı kaynaklar tamamen kesilmiştir. Buna rağmen halka ait menkul ve gayrimenkullerin satışı bir gelir yöntemi olarak hiçbir zaman benimsenmemiş kamusal mülklerin korunması temel bir ilke olarak savunulmuştur.Bugun iktidarın yönettiği ve gasp ettiği belediyelere kamunun bütün imkanları sonuna kadar sunulurken halka ait olan menkullerin satışı ile gelir yaratılması kabul edilemez.Kayyum yönetimi
– Halkın seçtiği belediye meclisini devre dışı bırakmış,
– Belediyeyi bir şirket gibi yönetmiş,
– Emekçilerin sosyal haklarını budamış,
– Sosyal belediyecilik anlayışını tasfiye etmiş,
– Belediyeye ait taşınmazları SGK’ye devretmiş ,arsaları satışa çıkarmış,
– Şimdi de kamu mülklerini açıkça pazara çıkarmıştır.Geçici bir yönetim olmasına rağmen kayyum anlayışı bu kentte kalıcı ve derin tahribatlar yaratmaktadır.
Bizler, Dersim’in seçilmiş yerel yöneticileri olarak bu hukuksuzluğun karşısında duracağımızı açıkça ilan ediyoruz. Bu satıştan derhal vazgeçilmelidir. Halkın iradesini yok sayan, kenti yoksullaştıran ve kimliksizleştiren bu anlayışa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
