Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, 13 yıl önce yaşanan Roboski Katliamı için kitlesel basın açıklaması yaptı.
Platformun açıklaması şöyle:
Roboskî Katliamı’nın üzerinden tam 13 yıl geçti. Bu kara günün başlangıcında, 28 Aralık 2011’de Şırnak Uludere’ye bağlı Roboski köyü sınırında TSK ya ait savaş uçaklarıyla yapılan bombalama sonucunda 17 si çocuk olmak üzere 34 Kürt köylüsü katledildi. Bu insanların, yöredeki geçim sıkıntısı nedeniyle yıllardır sınır ticareti yaptıkları biliniyordu.
Katliam sonrasında parçalanmış bedenlerini katır sırtında battaniyelere sarılı halde taşımaya zorlanan Roboskî halkının görüntüleri, sadece yaşanan trajediyi değil, aynı zamanda devletin vatandaşlarına karşı işlediği ağır bir hak ihlalini de hafızalara kazıdı. Bu kareler, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ bilincimizde derin bir yara olarak durmaktadır.
Ardından, katliamla ilgili askerî ve sivil savcılıklar tarafından yürütülen soruşturmalar, olayın arka planını aydınlatacak belge ve kanıtlara ulaşılamadığı gerekçesiyle sonuçsuz bırakıldı. Kamuoyuna açıklanmayan raporlar, incelenmeyen kamera veya termal görüntüler ve “kovuşturmaya yer olmadığı” şeklindeki kararlar, adalet arayışını daha da sekteye uğrattı. Roboskîli Aileler ve insan hakları örgütleri, bu haksız karara itiraz ederek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduysa da başvuru usulî gerekçelerle reddedildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınan dosyada da benzer bir ret kararı çıktı ve bu şekilde Roboskî halkının adalet talebi karşılanamazken, mağdur ailelerin acısı katlanmış oldu.
Tüm bunların yanı sıra, yıllardır süregelen güvenlikçi politikalar nedeniyle Roboskî ve çevresindeki köylerin yaşamsal alanları büyük ölçüde kısıtlandı. Daha da ötesinde, katliama karşı sesini yükselten veya adalet talep eden Roboskîli Aileler ve aktivistler hakkında hukuksal takibatlar ve soruşturmalar, cezalar verilerek, katliamdan sorumlu olanların yargılanmasına dair hiçbir adım atılmadı. Hukuk ve adalet isteyen mağdurlar üzerinde ise baskı arttırıldı.
Bu coğrafya, Dersim’den Zilan’a, 33 Kurşun’dan Maraş’a sayısız katliam ve faili meçhul cinayete tanıklık etmiştir. Roboskî de aynı kara tarihin bir parçası haline gelmiş “ Kaçınılmaz Hata” sonucu yaşanan bir katliam değildir. Bizler, barıştan ve diyalog yoluna engel olan militarist politikaların, bu acıların temelinde yattığını ısrarla dile getiriyoruz. Kendi yurttaşlarını ileri teknoloji ürünü savaş uçaklarıyla bombalamak, insan hakları hukukunu açıkça ihlal etmektir.
Hakikatin açığa çıkmadığı bir ülkede, kalıcı bir demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Çünkü hakikatin onarıcı gücü, yalnızca mağdurları değil, tüm toplumu iyileştirme potansiyeline sahiptir. Gelecek nesillerin barış içinde yaşayabilmesi, geçmişle yüzleşerek adaleti sağlamakla mümkündür.
Ne yazık ki Roboskî’de 34 sivilin yaşamını yitirdiği bu katliamın failleri, tüm ısrarlı taleplere rağmen hâlâ ortaya çıkarılmamış ve yargı önüne çıkarılamamıştır. Olayı aydınlatmak üzere askerî, sivil ya da uluslararası düzeyde yapılacak bağımsız inceleme ve hakikat komisyonları kurulması yönündeki çağrılar cevapsız kalmış; bu nedenle katliamın tüm yönleriyle incelenmesi ve kamuoyuna şeffaf biçimde sunulması mümkün olmamıştır. Üstelik sadece Roboskî’yle sınırlı kalmayan, bu coğrafyada yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin tamamını kapsayacak bir yüzleşme sürecine duyulan ihtiyaç da karşılanmamış; mağdur ailelerin acısını dindirecek gerçek bir adalet zemini yaratılmamıştır.
Roboski katliamı, devletin Kürt meselesinde uyguladığı güvenlikçi politikaların bir ürünüdür. Bu noktada, Kürt meselesi başta olmak üzere çatışmalı ortamı besleyen güvenlikçi anlayış terk edilmeli; silah yerine diyalog ve müzakere kanalları açık tutulmalıdır. Ayrıca, uluslararası insan hakları kuruluşları ve bağımsız gözlemciler Roboskî sürecini yerinde incelemeye davet edilmeli, Türkiye de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereklerini yerine getirmelidir. Adı konulmamış bir süreç var ise, halklarımızda derin bir yara bırakan Roboski katliamının çözülmesi için adım atılması gerekmektedir.
Belleğimizde silinmez iz bırakan Roboskî Katliamı, halkların vicdanında derin bir yara olarak varlığını sürdürüyor. Adalet önünde hesap verilmeyen her katliam, gelecekte benzer acıların tekrarlandığını göstermektedir. Bu yüzden emir veren ve uygulayan tüm sorumlular yargılanana, cezasızlık kültürü ortadan kalkana ve barış temelli bir çözüm zemini oluşana dek mücadelemiz sürecektir.
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak, bu süreçte Roboskîli Ailelerin yanında durmaya devam edeceğimizi ve faillerin hesap verip cezalandırılması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Bütün demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere ve duyarlı kamuoyuna da Roboskî halkının adalet mücadelesine omuz verme çağrısında bulunuyoruz.
Roboskî’yi unutmayacağız, unutturmayacağız!
