78. Cannes Film Festivali’ne yeni filmi “Amrum” ile katılan Fatih Akın, Türkiye’deki antidemokratik uygulamalarla ilgili Agence France-Press‘e (AFP) konuştu.
Akın’ın açıklamaları, Türkiye’de kültür-sanat dünyasına yönelik baskıların uluslararası kamuoyunda yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
“Duvara Karşı”, “Paramparça” ve “Köprüyü Geçmek” gibi filmleriyle dünya çapında tanınan Almanya doğumlu Türkiyeli yönetmen, menajeri Ayşe Barım’ın tutuklanmasına tepki gösterdi.
Barım’ın “apolitik ve tamamen suçsuz” olduğunu belirten Akın, Türkiye’ye dönmesinin kendisi için riskli olabileceğini ve ülkeyi “mafyaların” yönettiğini söyledi.
Akın, hakkında resmî bir yakalama kararı olmadığını belirtse de Türkiye için “Değer yargıları tamamen farklı, bu çok sarsıcı. Bazı siyasetçiler iktidarda kalabilmek uğruna savaşa girmekten bile çekinmiyor; Erdoğan da onlardan biri,” dedi.
“Kavala ve Barım arasındaki bağ benim”
Yönetmen, Barım’a yöneltilen suçlamaların “saçmalığını” ise şöyle açıklıyor: “Ayşe’nin, 39 kez Osman Kavala ile konuşması suç delili sayılıyor. O konuşmalar benim ‘The Cut’ filmim içindi. Çünkü filmi Kavala finanse etti, Ayşe de benim menajerim. Yani o görüşmeler benim yüzümden oldu. Şimdi ikisi de hapiste, aralarındaki bağ benim.”
Altın Ayı ve Altın Küre ödüllü yönetmen, Türkiye’deki savcıların kendisini de “Erdoğan’a karşı darbe planlayan çetenin bir üyesi” gibi göstermeye çalışabileceğinden endişelendiğini söyledi.
• AFP’ye göre Akın’ın eleştirileri, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mart ayında yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanmasının ardından başlayan ve Gezi’den bu yana görülen en büyük protesto dalgasının ortasında geldi. Muhalefet ve insan hakları örgütleri, İmamoğlu’nun 2028 seçimlerinde Erdoğan’a rakip olmasını engellemek için tutuklandığını düşünüyor.
O günden bu yana aralarında gazeteci ve siyasetçilerin de bulunduğu yaklaşık 2 bin muhalif gözaltına alındı. İmamoğlu’nun X (eski adıyla Twitter) hesabı ise erişime engellendi.
