Türkiye 14 Mayıs’ta parlamento ve cumhurbaşkanı seçimi için sandığa gidecek. Milletvekili adaylarının belli olmasının ardından seçim atmosferinin hareketlendiği Dersim’de halkın sürece ilişkin görüşlerini aldık.
14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimine sayılı günler kala Dersim’de sokağın nabzını tuttuk. Seçimlere, Dersim’deki sorunlara ve beklentilerine dair mikrofon uzattığımız Dersim halkı hayat pahalılığından, işsizlikten ve geçim sıkıntısından rahatsız. Temel ihtiyaçların dahi sürdürülemez olduğunu belirten halk, özgürlüklerin artırılmasını talep ederek seçimlerden değişim bekliyor.
Kadınlar ise şiddetin ve kadın cinayetlerinin artık sona ermesini söyleyerek gelecek yetkililerin kadınların haklarına sahip çıkması gerektiğini istiyorlar.
“Kadınların mücadele içerisinde bulunmaları gerekiyor”
Çarşı merkezde mikrofon uzattığımız Elif Ana bizimle şunları paylaştı:
“Bugüne kadar derdimi sormamış, kapımı çalmamış, seçim yaklaşınca mı beni soracaklar? Milletin hepsi sokaklarda, bir şey alınmıyor, 1 kg et çocuklarıma alamıyorum. Çocuklar beni besleyemiyor, ihityarım. Kadınları niye öldürüyorlar? Demirtaş niye boşuna içerde yatıyor? Suçu yok bir şeyi yok. Hiçbir şey alınmıyor, yem alınmıyor. Biz derdimizi kime anlatalım? Helallik istiyor, helalliği niye istiyor? Oy vereceğiz ama ona vermeyeceğiz. Kadınlarımıza yol bulun, yazık günahtır.”
Görüşlerini aldığımız Gülcan Akkaya Çakmak ise, “Dersim’in çok ciddi sıkıntıları var. Kadınların da bu süreçte mücadele içerisinde bulunmaları gerekiyor. Özellikle bu dönem gerçekten kritik bir dönem. Özellikle bu hükümetin artık gitmesini istiyoruz. Hakikaten hatlarımız çok ciddi bir şekilde ihlal ediliyor. Özgürlükler gelsin, haklar gelsin, adalet gelsin; doğaya, çevreye bütün herkese gelsin. Bunun için de elimden gelen mücadeleyi yapacağım.” dedi.
“İyi bir şeyler olsun, iyilik kazansın”
Ziya Toy “toplumsal refaha çok ihtiyacımız var” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Adaylardan beklentilerimiz çok yüksek değildir. Mevcut sistem değişmedikçe çözümler de kolay olmayacaktır. Beklentilerimiz biraz daha demokratikleşme olsun, insanlarımız biraz daha rahatlasın. Ekonomik olarak insanların gelir düzeylerinin yükselmesini bekliyoruz. Tek adam rejimine karşı demokratik bir seçim olsun. İyi bir şeyler olsun, iyilik kazansın. Mecliste çoğunluğu sağlarsak belki daha demokratik kanunlar çıkar ve biz halk olarak da rahatlarız. İnsanların talepleri yüksektir ama bunların karşılanacağını da zannetmiyorum.”
“Böyle bir sistemi istemiyoruz”
Ekonomik darboğazın insanları yaşayamayacak hale getirdiğini söyleyen Tahsin Atar ise şunları söyledi:
“Şimdi Kılıçdaroğlu’nun bazı açıklamaları var. Burayla ilgili mülakat konusu vardı. Geçen seneden beri Tunceli’ye dışardan 600 kişi nakledildi. Buna mülakat diyorlar. Tunceli Alevi bir memleket. Onun için burada devlet kurumlarına almamakta kararlılar. Üniversite bitirmiş, yüksek mesleği var. İş bulamıyor gidip dönemsel işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Böyle bir sistemi biz istemiyoruz. Dün de istemiyorduk, bugün de istemiyoruz. Sisteme bağlı yaşamıyorum, kendim ekip biçiyorum. Sisteme bağlı kalsaydım ölmüştüm şimdiye. Bir de baskılar çok. Konuşamıyorsun, istediğini telaffuz edemiyorsun. Ben düşüncemi söylediğim zaman cezaevlerine veyahut yargılanmaya düşüyorsam burada demokrasiden bahsedilmez. Söyleyeceklerim bu kadar.”
