Categories: Ergin Doğru

Eskiyen hayatın içinde

Akan nehirdir zaman. Zamanın kendinde taşıdığını bıraktığı yeri bilemezsin. Zamanda sürüklenirken eskiyoruz. Geride kalan hatıralar çoğaldıkça farkına varıyoruz, yaşanılan eskimenin.

Yaşam ruhumuzu aşındırırken geride kalan sadece örselenmiş duygularımız oluyor. Bedenin gözelerinde kanayan sızılarımız yaşadığımız kırılmaların sancılarıdır. Delinmiş ayakkabılarımıza sızan küçük taşlar battıkça yıkılmıyor bilakis yaşam köreldikçe daha da yükseliyor.

Yaşamın içinde sadece eskimiyor aynı zamanda eksiliyoruz da. Tuttuğumuz eller birer birer kopuyor. Kol kola yürüdüklerimiz bilinmeze savruluyor. Aralarında kayıp yıldızlaşarak sonsuza uğurlarken içimizde yarası kalanlar yakıyor canımızı. Direnemiyoruz zamana ayrılıkla tanışıyor, hasretleri öğreniyoruz. Sevdalar giderek uzaklaşıyor. Sevgiler dinamitlenen dağlar gibi heybetinden kaybederek parça parça dökülüyor.

Hiçbir şey aynı kalmıyor. Eskidikçe yitiriyoruz giydiğimiz güzellikleri. Artık sokaklar adımlarımızı tanımıyor, birer yabancı oluyoruz kaldırımlara. Sarkan ağaç dalları saçlarımızı okşamıyor, ağaçta sevgi şakıyan serçeler bırakıp gittiler. Oysa hiç böyle hayal etmemiştik. Birbirimizin içine geçtiğini düşünüyorduk dostluklarda. Şimdiyse birbirimiz olmadan yaşamaya alıştık.

Eskidikçe takılı kaldığımız zamanın duyguları gibi sözcükleri de yetmiyor yeni olana. Eskilerin arasına geçmişin sözcükleri de katılıyor. Yeninin her cümlesi içimize batsa da, iki yabancı gibi sarılmak zorunda kalıyoruz.

Neler neler yitirdik bu zaman yolculuğunda. Toplayıp eskici dükkânına bile koyamadığımız hatıralar birer birer kayboldu. Biz çıplaklığımız ve çaresizliğimizle kaldık yeni denilen sanal meydanın ortasında.

Bir yabancı gibi dolaştığımız sokaklarda eskiyi arıyoruz. Bu arayış yitirdiğimiz kendimizdir. Bu kalabalıklar arasında kendimizi bulamasak yeninin acımasızlığında kaybolacağız.

Geceden sabaha sarkan uykusuz hallerimi özledim. Onun bile beni ben yapan güzellikleri vardı. Hasretini çekerken düşlerde görmenin tadını özledim. Her ayrılık sonrasında gökyüzüne düşen bulutun kendisini bırakmasını özledim. Sabah ezanında sokağa çağıran serçelerin melodisini özledim. Delik ayakkabımda bir olduğumuz kaldırımlarda acıların, sevinçlerin, zorluklarını bölüştüğümüz günleri özledim. Ben özlemenin kendisini özledim.

Özlemler büyük olsa da yaşamın acımasızlığı ve akan zaman karşısında eskiyip kendimi ararken seni bir nefes gibi içime çekip, gözlerimin nehrinde seni var etmeye devam ediyorum. Biliyorum ki her şey eskise de insanı insan eden sevdalar eskimez.

Dersim Gazetesi

Recent Posts

2025 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi Türkiye’den Bülent Şık ve İspanya’dan Helena Maleno Garzón

Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün on yedincisi, 15 Eylül Pazartesi akşamı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre…

8 saat ago

Pınar Aydınlar için 7 yıl 6 aya kadar hapis talebi

Sanatçı Pınar Aydınlar’ın, “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın duruşması görüldü. İstanbul 13.…

9 saat ago

Dersim Araştırmaları Merkezi’nden Çağrı: Nesimi Aday ve Kent Uzlaşısı Tutukluları Serbest Bırakılsın

11 Şubat’ta başlatılan operasyon kapsamında birçok belediye yöneticisi ve belediye meclis üyesi tutuklandı. Kartal Belediye…

9 saat ago

Reuters: Şara en önemli savaşı kaybetme riskiyle karşı karşıya

Esad rejiminin devrilmesinden sonra Şam’da iktidar koltuğuna oturan Heyet-i Tahriri Şam (HTŞ) lideri Ahmed El…

10 saat ago

Avukatı konuştu: Kılıçdaroğlu’nun bir beklentisi yok

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı ile 21.…

10 saat ago

Avukatlar İmralı’dan döndü

  Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüştü. Asrın Hukuk…

10 saat ago