Akan nehirdir zaman. Zamanın kendinde taşıdığını bıraktığı yeri bilemezsin. Zamanda sürüklenirken eskiyoruz. Geride kalan hatıralar çoğaldıkça farkına varıyoruz, yaşanılan eskimenin.
Yaşam ruhumuzu aşındırırken geride kalan sadece örselenmiş duygularımız oluyor. Bedenin gözelerinde kanayan sızılarımız yaşadığımız kırılmaların sancılarıdır. Delinmiş ayakkabılarımıza sızan küçük taşlar battıkça yıkılmıyor bilakis yaşam köreldikçe daha da yükseliyor.
Yaşamın içinde sadece eskimiyor aynı zamanda eksiliyoruz da. Tuttuğumuz eller birer birer kopuyor. Kol kola yürüdüklerimiz bilinmeze savruluyor. Aralarında kayıp yıldızlaşarak sonsuza uğurlarken içimizde yarası kalanlar yakıyor canımızı. Direnemiyoruz zamana ayrılıkla tanışıyor, hasretleri öğreniyoruz. Sevdalar giderek uzaklaşıyor. Sevgiler dinamitlenen dağlar gibi heybetinden kaybederek parça parça dökülüyor.
Hiçbir şey aynı kalmıyor. Eskidikçe yitiriyoruz giydiğimiz güzellikleri. Artık sokaklar adımlarımızı tanımıyor, birer yabancı oluyoruz kaldırımlara. Sarkan ağaç dalları saçlarımızı okşamıyor, ağaçta sevgi şakıyan serçeler bırakıp gittiler. Oysa hiç böyle hayal etmemiştik. Birbirimizin içine geçtiğini düşünüyorduk dostluklarda. Şimdiyse birbirimiz olmadan yaşamaya alıştık.
Eskidikçe takılı kaldığımız zamanın duyguları gibi sözcükleri de yetmiyor yeni olana. Eskilerin arasına geçmişin sözcükleri de katılıyor. Yeninin her cümlesi içimize batsa da, iki yabancı gibi sarılmak zorunda kalıyoruz.
Neler neler yitirdik bu zaman yolculuğunda. Toplayıp eskici dükkânına bile koyamadığımız hatıralar birer birer kayboldu. Biz çıplaklığımız ve çaresizliğimizle kaldık yeni denilen sanal meydanın ortasında.
Bir yabancı gibi dolaştığımız sokaklarda eskiyi arıyoruz. Bu arayış yitirdiğimiz kendimizdir. Bu kalabalıklar arasında kendimizi bulamasak yeninin acımasızlığında kaybolacağız.
Geceden sabaha sarkan uykusuz hallerimi özledim. Onun bile beni ben yapan güzellikleri vardı. Hasretini çekerken düşlerde görmenin tadını özledim. Her ayrılık sonrasında gökyüzüne düşen bulutun kendisini bırakmasını özledim. Sabah ezanında sokağa çağıran serçelerin melodisini özledim. Delik ayakkabımda bir olduğumuz kaldırımlarda acıların, sevinçlerin, zorluklarını bölüştüğümüz günleri özledim. Ben özlemenin kendisini özledim.
Özlemler büyük olsa da yaşamın acımasızlığı ve akan zaman karşısında eskiyip kendimi ararken seni bir nefes gibi içime çekip, gözlerimin nehrinde seni var etmeye devam ediyorum. Biliyorum ki her şey eskise de insanı insan eden sevdalar eskimez.
Gizem Güven, İnci Türkay, Nevra Serezli, Damla Ersubaşı ve Buğra Özmüldür gibi isimlerin yer aldığı…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel Mersin’de, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem…
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanvekili Nuri Aslan, kurum ve bağlı kuruluşu İSKİ’nin tepe yöneticilerine yapılan…
Rüyada yılan görmek, en yaygın ve en çok merak edilen rüyalardan biridir. Yılanlar genellikle korkular,…
Rojava’da uzun süredir gündemde olan ve Kürt taraflarının temsilcilerini bir araya getiren Ulusal Konferans, bugün…
Rüyalar, insanların içsel dünyalarını ve bilinçaltlarını yansıtan sembollerle doludur. Tarım ve doğa unsurlarıyla ilgili rüyalar,…