Kültürel değerler, bir milletin yaşam kodlarını oluşturur. Bu alana ilişkin en önemli unsurlar; Dil, tarih, coğrafya, gelenek, görenek, inanç ve dolayısıyla bütünlükçü olan etnik köklerdir. Her milletin tarihinde sahip olduğu bu değerlerin, sosyal yaşama yansıyan göreceli kutlamaları, bayramları, şenlikleri, festivalleri, ve ritüelleri vardır.
Yukarı Mezopotamya’da şekillenen bölgenin Aryenik inancının; yazılı ve sözlü kaynaklarda farklı telaffuzları bulunmaktadır. Bunlar, farklı isimlerle; Yézdan, Êzdan, Yezdani, Êzdani, Yarisani inancı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu köklü inanç; Kürtler arasında günümüze kadar taşınmıştır. Yaşadıkları bölgede; çok yönlü saldırılara uğradığı halde bu ana gövdenin günümüzdeki devamcılarını, manevi yol olarak da tanımlanan üç ana yapıyla, öğretiyle, ekolle ele alabiliriz. Bu manevi yollar;
Şengal/ Sincar merkezli Êzidilik, Yezidilik;
Dersim merkezli (Réya/ Raa Heqiye);
İran-Irak Kürdistan’ındaki Yarisanilik (Ehli Haklar, Kakailer) inançlarıdır.
Bu dalların, meyvelerin ana gövdesi olan Êzda/ Yezda hakkında kısaca şunları hatırlatmalıyım.
Êzda/ Yezda/ Yezdan
Kürtçe ve Farsçadaki melek, tanrı İzed kelimesinin çoğulu olan Êzda/ Yezdan adı; Avesta’da geçen ilahi varlılar için kullanılan “Yez, Yazata, (-çoğulu Yezdan)“ olup; “övülmeye, tapınmaya değer, melek, var eden, Tanrı, Hak“ ve aynı zamanda “kendinden veren, kendinden yaratan, doğuran” benzeri anlamlarıyla takdis edilmiştir.
Farsçada Tanrıya, günümüzde de hala Yezdan ve Xwadé, Xwudé denilmektedir. Xwade ile Yezdan aynı anlamlara gelmektedir. İran’ın orta kısmında yer alan ve Zerdüştlerin 3000 yıllık bir şehri olan Yezd şehri ve yine İran Sasani son hükümdarının Yezdegerd adının kaynağı da Yezdan’dır. Zaten bütün İran kralları Yezda’ya inanmaktaydılar. Kralların erkek ve kız çocukları için fehr-i yezdan sıfatı kullanılırdı. Kutsanarak dile getirilen Fehr-i Yezdan’da kasıt; O insanın “içinde, ruhunda, Yezdanın ruhunun olduğu” dile getirilirdi. Günümüzde Êzidilik inancının isim kökeni de zaten buradan gelmektedir. Yezdanizim; sözünü ettiğim bu üç antik inancın anaç gözdesidir.
Türkçeleşerek Alevilerin dilinde yaşayan Tanrının Aslanı anlamına gelen Kürtçe-Farsça “Yezdan Şer” tanımının asıl kökeninin de, yine bu ana kaynak olduğunu belirtmeliyim. Yezdan sözcüğünün, Sanskritçede Yaj, Yej kökünden türetildiği sanılmaktadır. Yezdan; Kürtçe ve Farsça bir tanımdır.
Genel anlamda Alevilik; özelde Kürt Aleviliği < Réya/ Raa Heqi inancı, Êzidilik/ Yezidilik ve Ehl-i Haq (Kakailer) arasındaki temel benzerlikler aynıdır. Bu inançlar; köklü bir ağacın dalları ve aynı tattaki meyveleri gibidir. Dolayısıyla tarafsız bir niyet ve gözlemle araştırıldığında, yukarıda sıraladığım bu üç kadim İnancın; “aynı ağacın; dalları, meyveleri“ olduğu rahatlıkla görülecektir.
Alevilik Anlatıları; Êzidilik ve Ehl-i Haq İnancından Asla Soyutlanamaz!
Tenzih edeceklerimiz dışında, biraz zülfi yâre dokunmamız gerekir. Sözünü ettiğimiz o alan; Yezda’nın Çocukları olan, Kürtler arasında geliştirilen Réya/ Raa Heqiye, Êzidilik/ Yezidilik ve Ehl-i Haq (Kakailer) devamcılarına ait hakikatlerdir.
Çoğu Alevi aydınları, akademisyenleri, araştırmacı yazarları, dedeleri, kurum yöneticileri her nedense bu alanı, hep görmezden gelmişlerdir. Zira bunlardan bazıları, büyüklerinden dinledikleri masallarla kendilerini-egolarını yaşatmayı bir marifet saymışlardır. Bunların siyasi ikballeri, etnik aidiyetleri, kişisel kariyerleri; nefislerine-vicdanlarına galebe çalmıştır. Her neyse, burayı şimdilik geçelim! Zira İncil’in Matta 16’da belirtiği gibi; Siz, “Onları meyvelerinden tanıyacaksınız” sözünü, buraya not düşüp, asıl konumuza geri dönelim.
Aleviliğin Kökleri, Mezopotamya Topraklarında Filizlendi
Şunun altını bir kez daha çizmeliyim: Êzidi/ Yezdani/ Êzdani; Réya/ Raa Heqi ve Ehli Heq/ Kakai Kürtlerinin kavramsal isim kökleri; “Êzda/ Yézdan” a dayanmaktadır. Kürtlerin dilindeki kadim inançlarının baş Tanrısı olan Êzdan/ Yézdan’dır. Aynı zamanda felsefi ve dilsel açıdan konuyu ele alacak olursak, Êzdan/ Yézdan; Alevilik inancının da başlangıç noktasıdır.
Zira bölgenin antik halkları, dilleri, mitolojileri, dinleri, inançları, bütün kültürel değerleri bu topraklarda, Mümbit Hilal (verimli hilal) ve iki nehir (Dicle-Fırat) arasında kalan Mezopotamya topraklarında ortaya çıkmıştır. 12 Bin yıllık Göbekli Tepe (Giré Miraza) ve diğer antik höyükler işte oradadır.
Yezda: Dayé, Xwaza, Xwadé Döngüseli
Bu paralelden hareketle; “kendinden yaratan, doğuran, veren” anlamına gelen “Êzda, Yézdan” kavramları; daha sonraları inancın kendi öğretisinde “kendinden doğuran, veren, yaratan, yaşatan” Da, Dayé < Anneye, Kadın Ana’ya dönüşmüştür.
Var oluşun kutsanan mekanı olarak da Xwaza < doğayla, tabiat Anayla birleşmiştir. Bu çerçevede tek Tanrılı dinlerle birlikte öğreti; Xwadé/ Xwudé < Hakla, Sahip/ Wahirle, Tanrıyla/ Yézda ile bütünleşmiştir.
Dikkat edilecek olursa burada, başlangıcı ve sonu önceden belli olan düz bir çizgi değil, tam aksine güneş kurslu-dünya halkasıyla döngüsel bir çizgi söz konusudur. Öyle ki bu süreklilik; mekanın içinde zaman, zamanın içinde insanın devri daimi böylece gerçekleşmiştir. Yani bu üç (Êzidilik, Ehl-i Haq ve Réya/ Raa Heqiye) doğal inanç; Dayé, Xwadé ve Xwaza döngüsel eksenlidir. Sade bir anlatımla bu inançlar; Vardan, var olan insan-doğa merkezli düşünsel-felsefi bir sistematiğe sahiptir. Bu inançların itkisel temel yapısı; İlahi değil, aklidir.
Asma Gaxan < Aralık Ayı < Çilê Zivistan
Yukarı Mezopotamya kökenli bu Aryenik inanç sistemi, üç sac ayağı üzerinden şekillenmiştir. İçinde bulunduğumuz bu mevsim; zemheri kış; aylardan: Aralıktır. Yani çileli geçen kışın kırk günü < Çilê Zivistan’dır. Bu ayın ikinci yarısı; işte bu üç inancın mensupları için oldukça önem arz etmektedir. Bu öznel önem, bölgede hiçbir halkta, inançta ve dinde bulunmamaktadır. Bu kış aylarında, iç içe geçmiş yığınla sosyo-kültürel etkinlikler yaşatılmaktadır.
İstisnasız bütün yakarışlarında; önce 72 millete, sonra kendileri için dua eden bu inancın devamcıları, yılın bu son günlerinde coğrafi özelliklerine göre farklı ritüeller, şenlikler yaparlar.
Mesela Êzidiler bu kutlamalara: Rojiya Êzî < êzi orucu; Cejna Êzî < Êzi bayramı derler.
Ehl-i Haq (Kakailer): Céjni Merrnewi yada Merrnovi ve Réya/ Raa Heqi devamcıları: Gaxan (t), Gağan derler.
Êzidîler, üç günlük “Rojiya Êzî“ adını verdikleri “Êzî Orucu“ na, 17 Aralık’ta başlarlar.
Ehl-i Haq (Kakailer), Céjni Merrnewi ve Şeva Yelda, Cejna Yela kutlamalarını oruçlarını yine bu günlerde gerçekleştirirler.
Réya/ Raa Heqi mensupları ise, Roja Gağan günleri adı verdikleri şenliklere 21 Aralık’ta başlarlar.
Aslında Aralık ayının bu günlerinde gerçekleştirilen şenlikler, oruçlar, ritüeller ve benzeri Erkanların tümü Ehl-i Haq (Kakai), Êzidi ve Réya/ Raa Heqi inançlı Kürt topluluklarında hep aynıdır. Dahası, geçmiş yıllara kadar Müslüman Kürtler de dahi; bu günlerde aynı kutlamaları yaparlardı. Dolayısıyla bu Gaxant günleri, Kürt halkının kadimden-eskiden gelen bir bayramı olarak hala yaşatılmaktadır.
Oruç tutma zorunluluğu olmamakla birlikte 3 gün süren bu oruç, güneşin doğuşu ve batışı içerisinde tamamlanır. Öyle ki; “yeniden doğuşu” simgeleyen bu Oruç genellikle Salı günü başlar. Perşembe günü sonlandırılır. Bu son günde lokmalar dağıtılır. Ateşler yakılır. Çıralar-deliller uyandırılır. Mezarlıklar ve kutsal mekanlar ziyaret edilir. Evlere misafir gidilir.
Son söz olarak; Bu kısa makalemde, tarihsel gerçekliğiyle Yukarı Mezopotamya’da otokton-yerleşik olan Kürtler arasında Êzidilik, Réya /Raa Heqiye, Ehl-i Haq inanç mensuplarının, Yezda üzerinden aynı ağacın meyveleri olduğuna dikkatleri çekmeye çalıştım. Bu bağlamda Aralık ayının ikinci yarısında gerçekleştirdikleri ortak kültürel-inançsal değerleri üzerinde kısaca durdum.
Hak ile kalın!
DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu, Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 4 Ocak Pazar günü Diyarbakır’da…
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis Komisyonu rapor çalışmaları kapsamında komisyonda yer alan siyasi partilerin grup…
10 Ekim Ankara Katliamı öncesi Antep’te katliamın faillerinden Yakub Şahin ve Hüseyin Tunç’un bomba yapmak…
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Mersin İl Örgütü tarafından düzenlenen dayanışma yemeğinde konuştu.…
Koma Amed, 30 Ocak’ta Ankara’da konser verecek. 1988’de Ankara’da kurulan ardından ise 1997’de dönemin siyasi…
SEVDA CAN Türkiye bugün yalnızca bir siyasal eşikten değil; ahlaki, kültürel ve toplumsal bir çözülme…