Savaş, kan ve ölüm

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Dünyanın en kadim halklarından biri olan Filistinliler’in çilesi hiç bitmedi, hiç bitmiyor ve bitmeyecek gibi. Neden?
Bir şiirimde, ‘Kan her yerde kandır ve her ülkede kırmızıdır ölümün rengi’ diyeli yıllar olmuş. Peki şimdiye kadar bir şey değişmiş mi, hayır.
Umutsuzluğum bulaşıcı olsun istemem ama en başta kapitalizm ve emperyalizm var oldukça savaşların son bulması ihtimali de yok gibi maalesef. Her şeye ve her duruma rağmen, yine de vicdan taşıyorum diyen her insan, bütün savaşlara karşı durmalı; nereden, nasıl gelirse gelsin bütün savaşlara hem de. Çünkü hiç kuşku yok ve hiç olmayacak ki ‘Kan her yerde kandır ve her ülkede kırmızıdır ölümün rengi’!
Gazze denilen küçük bir bölgeye sıkışmış, insani ihtiyaçları bile dışarıdan sağlanan, güneyinde Mısır’la sınırı olsa bile İsrail güçleri tarafından mutlaka denetlenen, mazlum bir halkın üzerinde hakimiyet kurmuş Hamas adındaki karanlık bir örgüt, nasıl olmuşsa binlerce füze ediniyor ve bunlardan 5000 adedini de İsrail’in o çok korunaklı Demir Kubbesine peş peşe sallıyor, öyle mi? Ardından görüldü ki pis bir savaş yeniden başladı ve tez zamanda bitecek gibi de değil.
Ne, nasıl oldu, saldırılar yeniden neden başladı, bunları yakında daha net anlarız umarım. Anlasak da anlamasak da bilinmeli ki İsrail, 2. Dünya Savaşından hemen sonraki yıllarda, özellikle Filistin’e karşı bir terör devleti olarak ABD ve İngiltere tarafından o topraklarda kuruldu ve bugünlere geldi! 100’lerce yıl Yahudilere yurt bulamayanlar, sonunda Filistin’in topraklarında karar kıldılar. Ve o günlerden başlayarak kan, ölüm, gözyaşı bir halkın kaderi oldu sanki.
Öyleyse bu kısa yorumun öznesi ve  bir soru olarak Gazze diyelim biz! Yani oradaki mazlum Filistin halkına ne olacak? İşte, asıl soruyu böyle soralım!
Hamas, şimdilerde kontrolden çıkmış olsa bile, (ki orası hâlâ muamma!) zamanında Mossad tarafından desteklenerek FKÖ’ye karşı kurulmuş bir örgüttür! Üstelik yerine ikame etmeye çalıştıkları yapının içinde sosyalistler vardı; ille de cihatçılığa karşı laik, seküler, ilerici ve esasen Filistin’i savunmayı amaç edinmişlerdi; liderleri de Yaser Arafat’tı. FKÖ’nün ve şimdilerde FHKC, El Fetih, FDKC gibi örgütlerin yerine geçirmek istenen Hamas ne peki? İhvân-ı Müslimîn’in en radikal kolu! İşte bu gerici Hamas’ın, o devrimci FKÖ’ye karşı kurulduğu bilinmez ise mesele anlaşılmaz.
Üstelik bütün bunlar, en sağcı Netanyahu hükümetinin İsrailli solcuların ve İsrail halkının aylardan beri onu çok çok sıkıştırmışken olması aklımıza deli sorular da getirmeli.
O zaman bir daha soralım: Durup dururken binlerce insanın ölümüyle birlikte elektriksiz, susuz, gıdasız Gazze’deki Filistinlilere bu cehennemi yaşatmanın nedeni ne?
Beri yandan siz gelin işe başka bir yönden bakın ki bizde de yeni tezkereyle birlikte, çok açık saçık olarak yabancı ülke askerleri topraklarımıza girebilsin diye TBMM’ye gelecek yasanın eli kulağında.
Yoksa yıllardır sancılarıyla hazırlıkları yapılan BOP, fiilen başlayacak mı, ne?

Savaş, kan ve ölüm
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
BEDA