Ön seçim ile seçilen Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, “Halkımızın mücadelesi sayesinde önümüzdeki günlerde normalleşme olacak” dedi.
2016 yılında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 24’ü Halkların Demokratik Partisi (HDP) bileşeni olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) belediyesi olmak üzere 28 belediyeye kayyım atanmıştı. Devamında DBP’ye ait belediyelere atanan kayyım sayısı 94’e çıkmıştı. 31 Mart 2019 seçimlerinde de benzer bir tablo ile HDP’ye ait hemen hemen tüm belediyelere kayyım atanmıştı. Kayyım atamaları sonrası HDP tabanında CHP ile iş birliği tartışılmaya başlanmıştı.
14 Mayıs 2023 milletvekili seçimlerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM Parti) tabanının eleştirileri adaylara dair devam etmişti. DEM Parti bu eleştiriler karşısında halk toplantıları gerçekleştirip ön seçim kararı çıkardı. Ön seçimler sonrasında bölgenin birçok adayı kesinleşirken bazı yerlerde ise seçilen adayların yerine parti komisyonları atama gerçekleştirdi.
Önümüzdeki yerel seçimlerde ise halkın merak konusu yeniden kayyım atanıp atanmayacağı. DEM Parti’nin İstanbul’da aday çıkarma kararı alması sonrası kamuoyunda CHP’liler ‘iktidar ile anlaşıldı, kayyım atanmayacak’ yorumları yaparken DEM Partililer ise aday çıkarmanın 3.yol ısrarı olduğunun altını çiziyor.
Van’da gerçekleşen ön seçimde DEM Parti BŞB adayları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan seçilmişti. Şedal ve Zeydan, Dersim Gazetesi’ne yaptıkları değerlendirmede hazır olduklarına dair mesaj verdiler.
Neslihan Şedal: 14’te 14 yapacağız
Şedal, yıllar sonra belediyelerini geri almanın heyecanı ile iddialarının bir önceki arkadaşlarından farklı olmadığına değinerek şöyle konuştu:
Van’da DEM Parti’nin kazandığı ama aradaki oy sayısının çok fazla olmadığı bir durum var sürekli. Yıllar sonra tekrar belediyeyi kazanma şansınız yüksek. Sizin seçim ve yönetim politikanız nasıl olacak?
DEM Parti’nin geleneğinin paradigması ile birlikte dünyaya rol model olan bir yerel yönetim anlayışı var. Demokratik, kadın özgürlükçü paradigması ve eş başkanlık sistemiyle dünyanın gözü DEM Parti’nin seçimlerinde aslında. İki dönemdir kayyımlarla yönetilmek istenen ancak yönetilemeyen bir durumun söz konusu olduğunu biliyoruz. Kayyımların kentin sorunlarına dair herhangi bir çözümü olmadığını tam aksine sorunları daha da derinleştiren politikasızlıkları ile kentin gündeminde oldukları bir süreç olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Başa baş giden bir seçim olmadığını söyleyebilirim. Her seferinde hilelerle, hiçbir hukuki dayanağı olmadan belediyelerimize kayyım atandığını söyleyebiliriz. Her seçimde bunları görüyoruz. Hayali seçmen oluşturma, seçmenleri kaydırma ve taşıma gibi hilelerle oy oranlarını yükseltiyorlar. Van’ın her zaman DEM Parti etrafında kenetlendiğini tarihinden biliyoruz. Biz bu süreçte de kazanacağımızdan çok eminiz. Olası bir hile durumuna karşı mücadele tarzımız da devam ediyor. Heyecanlıyız, umutluyuz, 31 Mart seçimlerinde 14’te 14 yapacağımıza da inanıyorum. Çünkü partimiz gücünü halktan alıyor.
Partiniz Van’ı ‘Kadın kenti’ olarak niteliyor. Sizin Van’ın kadın eşbaşkan adayı olarak Van’a dair nasıl bir iddianız var?
Van örgütlü kadın potansiyelinin çok güçlü olduğu bir kent. Kadın hareketinin örgütlü hali siyasi alana da yansıyor doğal olarak, bu durum Van’ın kadın kenti olduğunu ortaya çıkarıyor. Böyle olunca yerel yönetimlerde de o kenti kadın kenti yapma iddiası taşımış oluyoruz. Bizden önceki arkadaşların da hedefi olduğu gibi Van’ı kadın kenti yapmak istiyoruz. Neredeyse Van’ın her sokağı kadın rengine bürünmüştü. Bizler bu süreçte de bu temel hedefi önümüze koyacağız. Bizler çok güçlü kadın yoldaşlarımızdan aldığımız moral ve motivasyonla bu yola çıktık. 5 yıl sonra kayyımlardan aldığımız kentte nasıl bir iddiamız var sorusuna cevabımız arkadaşlarımızdan çok farklı bir hedefimiz yok. Her işlevsiz bırakılan alanı yeniden işlevsel kılarak bir mücadele yürütmeyi planlıyoruz. Kapatılan kadın kurumlarını ve halka dair ne varsa yeniden işlevsel hale getireceğiz. Bunu başaracağız çünkü halk kayyımların gitmesini çok istiyor.
“Halkımız bizi güçlü bir şekilde sahipleniyor”
Partinizin ön seçim kararını nasıl karşıladınız? Ön seçimle adayların belirlenmesi halkta nasıl bir karşılık yarattı?
Toplumun önerileri ve görüşlerinden beslenen bir tarzı var DEM Parti’nin. Özellikle genel seçimlerden sonra birçok kentte yüzlerce seçmenimiz ile temasımızda halkın şöyle bir önerisi oldu; kendi belirlediğimiz adaylar ile yerel seçime girmek istiyoruz. Dünyaya rol model olan bir yöntem olarak görmek gerekiyor ön seçimleri. Çünkü her STK’dan halktan ve kendi kültürü, dili ile kendini burada var edenlerin delegasyon seçilerek gerçekleştirdiği bir seçim oldu. Yerelden demokrasinin örülüyor olması halkın ön seçimlere daha çok sahip çıkması için bir neden. Halkın sadece seçilen adayların değil tüm aday adayları sahiplenmesi çok anlamlıydı. Omuz omuza yürütülen bu demokrasi şöleni toplumda motivasyon yarattı. Halk ile sohbetlerimizde çok güçlü bir sahiplenme ile karşılaşıyoruz. Kendilerini temsil edenlerin kendilerinin belirlediğini ve radikal demokrasiye dahil olma biçimlerini görüyorlar. Özellikle kayyımlar ve iktidar cenahında hiçbir karara dahil olmayan bir halk gerçeği var. Hatta kayyımların halkın iradesine atanan bir darbe olduğu gerçeği var.
Şedal, kayyımların kaynakları kendi isteklerine göre kullandıklarını dile getirerek belediyenin borç altında bırakılmasının Van kentine nefretin göstergesi olarak gördüğünü söylüyor. Şedal aynı zamanda kayyımların işçileri işten çıkarırken, gençlerin metropollerde inşaatlardan düşerek hayatlarını kaybettiklerini şahit oldukları bir süreç geçirdiklerine değindi.
Abdullah Zeydan: Tekrar kayyım atamayı düşünüyorlarsa, halktan af dilesinler
Diğer eş başkan adayı Abdullah Zeydan ise DEM Parti’nin ön seçim kararının aylarca süren halk toplantıları sonucunda halkın görüş ve önerilerinin sonucu olarak ortaya çıktığını söyleyerek ön seçimlerinin dünyaya örnek olabilecek şekilde şeffaf ve tarafsız geçtiğini belirtti. Zeydan, önemli politik kararların da halk ile birlikte karara bağlanması sonucunun da halk toplantılarından çıktığını ekleyerek sorularımızı yanıtladı.
Tekrar kayyım atanması veya mazbata verilmeyip seçimden ikinci çıkan parti olan AKP’nin adaylarının atanacağı iddialarına karşı ne söylemek istersiniz?
Önceki süreçte belediye eş başkanlarımıza kayyım gerekçesi yaptıkları hiçbir iddiayı belgeleyemediler. İftiralarla eş başkanlarımızı rehin tuttular, halkın özgür iradesini yok saydılar. Ama biz inanıyoruz ki gaspçı kayyım politikalarından vazgeçeceklerdir. Halkımız gereken cevabı her zaman vermiştir. AKP’li adayların kayyım hazırlığı varsa onun yerine öncelikle bu halktan af dilesinler. Biz daha çok halkın tekrar belediyelerini almasına odaklanıyoruz. AKP’nin halkta bir karşılığı yok. Çünkü eğer halka ait bir yeri zorla gasp ederseniz halkın da onlardan beklentisi olmaz. Biz onların ne yapacağından çok kendimizin ne yapacağı ile ilgileniyoruz. Hırsızlık ve talan anlayışı zaten AKP’yi bitirmiş durumda. Aday profillerinin bu derece düşük olmasının sebebi de budur. Aklı başında olan insanlar bu gaspın ortağı olmak istemiyorlar. Halkımızın sayesinde önümüzdeki günlerde yine normalleşme olacak. Halkımızın kararı esas alınacaktır. O süreçte bu suça ortak olanlar halkın içine çıkamayacak.
Seçilirseniz komisyonları ve meclisleri nasıl işleteceksiniz? Yönetim anlayışınız nasıl olacak? Daha önce kapatılan veya ismi değiştirilen belediyeye bağlı kurumlar için ne yapacaksınız?
Biz halkımıza güveniyoruz. Türkiye ezilenleri, Kürtler, Aleviler toplumun diğer muhalifleri gaspçı kayyım anlayışına bir cevap olup sandıkta kendi belediyelerini kayyımdan kurtaracaktır. Tespitlerimiz var, yoğunca bir tahribat var. Ancak bizim de bir fikriyatımız var. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmamız, yerel yönetimler tutum belgemiz ve kolektif katılımcı bir anlayışla bu sorunların üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz. Kentimizi halkımızla birlikte yöneteceğiz. Bizler STK’lar ve meclislerimizle birlikte sorunları masaya yatıracağız ve ortak akıl ile çözüme kavuşturacağız. Kısa, orta, uzun vadede halkımız ile birlikte yapabileceğimiz projeler ortaya koyacağız. Biz bundan çok daha zorlu süreçler yaşadık. Ancak Kürt siyasal hareketi birçok defa küllerinden doğmuştur. Biz tekrar halkımızla birlikte kayyımın ortaya koyduğu imardan ulaşıma, çevreden kültüre bütün bu tahribatları ortadan kaldıracağız. Dil, kültür, kadın ve gençlik derneklerine yoğun saldırılar oldu. Kadınlara dair tüm kurumlar kapatıldı. Haksız biçimde birçok emekçi arkadaşımız işinden oldu. Kentimiz bir talan anlayışıyla yönetildi. Hiçbir zaman AKP ve kayyım bu kenti kendi evleri gibi görmedi. Öyle görseydi zaten iradesini gasp etmezdi. Biz tüm kentlerimizi kendi evlerimiz gibi görüyoruz. Dolayısıyla biz halkımızla birlikte kentimizi yöneteceğiz. Tüm oluşan sorunlara dair enerjimiz ve yetkinliğimiz var.
“Halkın tek kuruşunu onların yanına bırakmayacağız”
Van Büyükşehir Belediyesine bağlı taşınmazların ihaleye çıkarılması ve borcunun en son 4 milyar TL’ye çıkarılması gündemdekini sıcaklığını koruyor. Diğer ilçe belediyeleri için de benzer durumlar gündeme geliyor. Bu sorunlara karşı nasıl bir yol izleyeceksiniz? İlçelerle ortak bir çalışmanız olacak mı?
Biz göreve geldiğimizde halkımızla ve diğer ilçe belediyelerimizle birlikte ortak, gece gündüz demeden çalışacağız. Seçimlere iki ay kala batan geminin malları anlayışı ile kalanı da talan edelim anlayışı var. Bunların sebeplerinden bir tanesi yeni seçilecek olan DEM yönetimini işlevsiz ve çaresiz bırakmak: Biz bunların hepsinin takipçisi olacağız. Çünkü o kadar pervasız bir biçimde yapmaya başladılar ki, o kadar açıkları var ki dolayısıyla bütün bunları belgeleyip kente ait her kuruşun hesabını bu yolsuzluklara bulaşanlardan hukuk önünde soracağız. Halkımız rahat olsun, biz onların tek kuruşunu bunların yanına bırakmayacağız. Bütün yolsuzlukların belgeleri var bizde. Biz göreve geldiğimiz anda bunların takipçisi olacağız.
Evet büyük bir borcu var belediyenin. Fakat teşhisi koyduk, tedavisini de halkımızla birlikte yapacağız. Bizim sadece Van değil çevredeki ilçeler ve Serhat bölgesindeki diğer kentlerimizle birlikte kolektif bir anlayışla kentimiz ayağa kaldıracak bir anlayışla yöneteceğiz. Van bugün kayyımın tahribatları ile özellikle genç nüfusun göç verdiği bir şehir haline gelmiş. Bütün bu dinamikler tekrar bir araya gelecek ve Van tekrar Serhat’ın göz bebeği olacak. Bir cazibe merkezi olacak. Ancak merkez olduktan sonra çevre illerden Van’a genç nüfusun göç etmemesi için biz çevre illerdeki belediyelerimizle ortaklaşa oradaki belediyelerimize istihdam sağlayacak ortak çalışmalar içerisinde olacağız. Vanlı üniversiteli gençlere olanak sağlayacağız. Dil ve kültür alanında gençliğin ihtiyaçlarını karşılayacak gençlik merkezleri kuracağız. Günlük ihtiyaçlarını karşılayacak aşevleri ve spor merkezleri kuracağız.
Haberin görüntülü halini buradan izleyebilirsiniz.