Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu’nun da arasında olduğu 15 kişinin tahliye edilmesine karar verildi.
Yerine kayyım atanan ve tutuklanan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu, tahliye edildi.
12 Aralık 2016’da Akdeniz Belediyesi ve HDP’ye yönelik operasyonda 100’ün üzerinde kişi gözaltına alınmıştı. Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu ve HDP Mersin İl Eşbaşkanı Sadun Doğan’ın da bulunduğu 15 kişi, 24 Aralık 2016’da tutuklanmıştı.
Mersin’de 24 Aralık 2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve kayyum atanan Akdeniz Belediyesi’ne dönük operasyonlar kapsamında tutuklanan HDP İl Eşbaşkanı Sadun Doğan, Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu ile aralarında KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Ergin Çağlar’ın da olduğu 15’i tutuklu 34 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşmasına bugün Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Soruşturma sonunda 15’i tutuklu 34 kişinin hakkında “örgüt üyesi olma” suçlamasıyla iddianame hazırlanmıştı.
Mersin’de 7 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıkan Akdeniz Belediyesi’nin tutuklu Eşbaşkanı Yüksel Mutlu ve HDP İl Eşbaşkanı Sadun Doğan’ın da aralarında bulunduğu 15 tutuklu çıkarıldıkları ilk mahkemede “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı.
‘Siyasi konjonktür değişince yargılanmaya başladık’
Duruşmaya SEGBİS ile katılan sanıklar üzerlerine atılı “örgüt üyeliği” suçlamasını reddederek, parti faaliyetlerinin “terörize” edip suç oluşturulduğunu savundu. Sanıklar, iddianamenin yasal parti çalışması olan eylem ve etkinliklerin suç unsuru olarak değerlendirildiğini ve şiddet içermeyen bu etkinliklerin çözüm süreci döneminde yapıldığını, bunla birlikte siyasi konjonktürün değişmesiyle yargılandıklarını savunup tahliyelerini talep etti.
‘HDP siyaset dışına itilmek isteniyor’
Söz alan tutuklu HDP İl Eşbaşkanı Sadun Doğan, “Bu iddialar karşısında şaşırmış durumdayız. Öyle görünüyor ki burada yargılananlar bizler değiliz HDP’dir. Bu iddiaların hemen hemen hepsi 2014 ile 2016 yıllarında yaptığımız taziye ziyaretleri, basın açıklamaları gibi etkinliklerdir. Karşımıza çıkan iddialar da bunlardır. Bahsi geçen iddianamelerde üç cenaze ve dört basın açıklaması vardı bu etkinliklerde şiddetten uzak etkinliklerdi. Tüm bu davalar gösteriyor ki HDP siyaset dışına itilmek isteniyor ev baskınlarında ele geçen ve basın açıklamalarında kullandığımız pankartlar ve dergiler de yasaldır” diye savunma yaptı.
Selman Günbat’ın avukatı iddianamenin boş bir iddianame olduğunu ve iddianamede suç vasfının oluşmadığından kaynaklı CMK 223/2 maddesinden müvekkilin beraat etmesi gerektiğini savundu. Avukatlar, sanıkların yaptıkları basın açıklamalarıyla ve iddialarla “örgüt üyeliği” suçlamasıyla bir alakasının olmadığını ve iddianamenin kabul edilmeyerek tüm sanıkların beraatını talep etti.
‘Barış ve kadın mücadelesi vermek suç değildir’
İlk olarak söz alan tutuklu sanık Akdeniz Belediyesi Meclis Üyesi Ayşe Aydoğan, 8 aydır neden tutuklu olduğunu anlamlandıramadığını ve Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiği sırada ters kelepçe yapılarak kötü muamele gördüğünü aktardı. 8 Mart eylem ve etkinliklerinden dolayı suçlandığını belirten Aydoğan, barış ve kadın mücadelesi yürüttüğünü ve yasal parti olan HDP içinde mücadele ettiğini barış meclisi olarak birçok asker, polis ve kadın cenazelerine katıldıklarını savundu. Aydoğan, “Kürtlerin yanında olan bir Türk olduğum için tutuklandım. Barış ve kadın mücadelesi vermek suç değildir” dedi.
‘Dosya illegaldir’
Aydoğan’ın avukatı Şiar Rişvanoğlu,”Bu dosyanın tümü illegaldir. İddia makamının tüm iddiaları kurgu üzerine kurmuştur. Savcının sanığın lehine olan delilleri toplama isteği yoktur. Dosya tamamen sanığa uygun dosya üretme dosyasıdır. Bu dosyada yargılanan Kürt halkıdır. Ayşe şahsında ise Türk halkıdır.” diye savunma yaptı.
Kürtçe savunma yapan Fatma Demirdağ ve Nuran Arslan üzerlerine atılı suçlamaları reddedip tahliye taleplerinde bulunurken, cezaevinde yaşanan hak ihlallerine değinerek, “Yeni cezaevi inşaat halindeyken götürüldük. 10 gün boyunca su verilmedi. Cezaevine giderken insanlık onuruna yakışmayan işkencelere maruz kaldık ” dediler.
‘Tek yaptığımız kadın dostu belediyeciliktir’
Söz alan tutuklu Yüksel Mutlu ise, Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı olarak 3 yıl boyunca tüm kesimlere hizmet verdiklerini ve Akdeniz Belediyesi’nin DBP’nin Batı’daki tek partisi olduğunu belirtti. Eşbaşkanlık sistemine de değinen Mutlu, “Eşbaşkanlık, kadınları hayatın içine katmaya yönelik bir sistemdir” dedi. DBP’nin eşit temsiliyeti getirdiğini belirten Mutlu, “HDP ve DBP demokratiktir, çünkü yerellerde halkın katılımını sağlar. Ekonomiktir, çünkü çevre tahribatına karşı kadın özgürlükçüdür. Yüzde 50 kadın kotasını, eşit temsiliyeti önemser. Bin 250 çalışanı olan Belediye, HDP, CHP ve AKP’li çalışanlardan oluşuyor, çünkü biz insanlara ayrımcılık yapmıyoruz. Son bir yıl TC’nin tüm müfettişleri Akdeniz Belediyesi’nde inceleme yapmış. Çocuk bahçesinden korolara kadar sayan bir muamele ile karşılaştık. Bizim yapmak istediğimiz kadın dostu yerele yöneticiliktir” diye konuştu.
‘Siyaset yapan kadınlara dava açılıyor’
Katıldığı tören, cenaze gibi etkinlik ya da olaylar nedeniyle suçlanamayacağını belirten Mutlu, “DAİŞ’i kim protesto ederse etsin yine katılırım. DAİŞ, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiş bir örgüttür. Tabii ki protesto edeceğim. Cenazelere katıldığımdan dolayı dava açıldı. Bu kadar davanın açılmasıyla suçluluk algısı yaratılmak isteniyor. Muhalif siyaset yapan kadınlara davalar açılıyor” dedi. Adliyeden cezaevine ters kelepçe ile götürüldüğünü ve cezaevinde 80 kişinin bir arada olduğu koğuşta kaldığını aktaran Mutlu, “Bir ay önce kampüs tipi cezaevine götürüldük. Burada genç kadınlar darp edildi. Buna tanık oldum. 10 gün su verilmedi. Orada Kerbala’yı gördük. Soğuk su yok, kitap ve gazete yok. İddianamemi istedim, vermediler. İki defa hastaneye sevk edildim ama doktora götürülemedim” şeklinde savunma yaptı.
Mutlu’nun ardından ise avukatlar savunma yaptı. Suç vasfın oluşmadığını söyleyen avukatlar müvekkillerinin beraat etmesini talep etti.
Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu ve HDP İl Eşbaşkanı Sadun Doğan’ında aralarında bulunduğu 15 tutuklunun uzun tutukluluk süresini göz önüne alarak, yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. (DİHABER)
