Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Meclis Komisyonu’nun İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ziyaret etme kararını ve sonrasında yaşanacak gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Anadolu Ajansı için bir yazı kaleme alan Uçum, yazısının başında “geçiş sürecine karşı sistematik fikri sabotajların” devam ettiğini belirtti ve “Aslında temel hedef geçiş sürecinin birikimini ve sonuca ulaşma imkanını değersizleştirmek ve nihayetinde geçiş sürecini akamete uğratmaktır” ifadelerini kullandı.
İMRALI GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN YENİ VE SOMUT BİR DURUM OLUŞACAK
Meclis Komisyonunun Abdullah Öcalan ile yapacağı görüşmenin ardından yeni ve somut bir durum oluşacağını belirten Uçum, şunları belirtti:
דSoyut karşı çıkışlar ortaya çıkan somut durum karşısında anlamsızlaşır. O noktada fikirlerin tartışıldığı bir ortam gelişir. Elbette o zaman da lehte ve aleyhte görüşler olacağı kesindir. Ama İmralı dinlemesinde geçiş sürecine katkı veren bir sonucun çıkmasının aleyhte yaklaşımları önemsizleştireceğini değerlendirmek gerekir.”
“FİKRİ SABOTAJLAR” UYARISI
“Fikri sabotajlar” uyarısında bulunan Mehmet Uçum, “Elbette tarih göz ardı edilemez. Bugünün konuları gerçek tarih bilinciyle ele alınırsa doğru çözümler geliştirilir. Tarihsel birikimin, bugüne ve geleceğe etkisi sorun çözme süreçlerine katkı sunma yönünde olmalıdır. Tarihi tecrübeyi sorunların çözümüne engel olarak kullanmak sadece bugüne ve geleceğe zarar vermek anlamına gelmez tarihsel gerçekliğe de ihanet olur” diye belirtti.
Gelinen aşamada geçiş süreci hukukunun somut aşamalarının daha da netlik kazandığını kaydeden Uçum, bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:
“Anlaşılan o ki Komisyon İmralı dinlemesiyle dinleme faaliyetine son verecek. Çok uzun zaman almayacak bir şekilde geçiş süreci hukukuna ilişkin raporunu hazırlayacak. Bu raporda, sistematik terörün her boyutuyla sona erdiğine yönelik pratik teyit konusunda Meclis ve Yürütme açısından merci, mekanizma ve usul önerileri olacağı da beklenebilir. Raporun Meclis Başkanlığına sunulmasından sonra kanunlaştırma sürecinin de gecikmeden başlatılacağı anlaşılıyor.
Komisyonun, adındaki demokrasi nitelemesine uygun olarak demokrasiyi ilerletme yaklaşımı konusunda da bir rapor yazarak görevini tamamlayacağı bekleniyor. Daha önce ifade edildiği gibi Komisyon, demokrasiyi geliştirme raporunu geçiş süreci hukuku raporundan ayrı yazabilir. Veya geçiş süreci ve demokrasiyi güçlendirme başlıklı iki bölümden oluşan tek bir rapor da hazırlayabilir. Bunlar tümüyle Komisyonun kendi takdirinde ve kararındadır.”
KÜRTÇENİN ÖZGÜRLÜĞÜ VE EŞİT YURTTAŞLIK
Süreçle bağlamında “Devletle Kürtlerin” ilişkisine değinen Uçum, “Kürtlerin tamamının Devletle eksiksiz bütünleşmesi başat konu” olduğunu söyledi ve bu konuda Kürtçenin özgürlüğünün güçlendirilmesi ve eşit yurttaşlık konusu de dahil olmak üzere şu başlıkları sıraladı:
×
- Egemenliğin ve milli birliğin dili Türkçenin kapsayıcılığı ile Kürtçe ve diğer dillerin özgürlüğü arasında bir uyumsuzluk yoktur. Bu bağlamda Kürtçenin özgürlüğü güçlendirilecek ve kalıcılaştırılacaktır. Kürtçenin özgürlüğüyle ilgili Devletin yapıcı yaklaşımına rağmen sapma denilebilecek bazı kötü pratikler varsa bertaraf edilecektir.
- Hep altını çizdiğimiz gibi kuşkusuz ‘eşit vatandaşlık’la ilgili hukuki sorunumuz yok ama bütün ‘vatandaşlarımız arasında eşitlik’ duygusunun pratikte egemen olmasını sağlamak da en önemli görevlerden biridir.
- Yerel yönetimlerin yeniden yapılandırması konusu ise sadece belli il ve ilçelerin değil Türkiye’nin tüm illeri ve ilçelerinin ihtiyacıdır.
- Üniter yapıyı destekleyecek, yerel meclisleri denetim, yerel bütçe taslakları, ilçe ve il hizmet ve yatırım programlarının oluşturulmasında yetkilendirecek, yerel icrada merkezin sorumluğunu artırarak tek teşkilat, tek bütçe ve tek icra yaklaşımını hayata geçirecek bir yerel yönetimler reformu kaçınılmaz hale gelmektedir.
