Kureyşan Ocağı, Dersim’in Nazımiye İlçesine bağlı Bostanlı Köyü’nde toplandı. Buluşma, sohbet ve müziğin yanısıra Türkçe ve Kırmancki olarak cem erkanı düzenlendi. Sanatçı Kemal Kahraman sözlü aktarımın önemini vurgularken, Pir Hasan Ali İşlek, “Dersim’deki ulularımızın ve ocaklarımızın sayesinde sorunlarımızı asla devlet kapısına taşımadık. Hakimin karşısına çıkmadık” dedi.
İki gün süren etkinliklerin ilk gününde, ‘Muhabbet meydanında cemal cemale buluşma’ etkinliği düzenlendi. İkinci günde ise Metin & Kemal Kahraman’ın katıldığı bir sohbet ve dinleti etkinliği düzenlendi. Aynı günün akşamında ise iki dilde (Kırmancki/Zazaca ve Türkçe) Cem erkanı yürütüldü, semah dönüldü. Lokmalar pay edildi.
“CEMEVLERİYLE YAŞANAN KURUMSALLAŞMA SÜRECİ BİR ŞEYLERİMİZİ GÖTÜRÜYOR”
‘Metin & Kemal Kahraman sohbet ve müzik dinletisi’ etkinliğinde konuşan Kemal Kahraman, Dersim Kırmanc Alevi kültüründe sözlü gelenek ve aktarımın önemine vurgu yaparak, İslam yazılı kaynaklarından aktarımlarla güncellenen ritüel ve ibadetlerin, sözlü aktarımla kuşaklar boyu gelen ve mana aleminde farklı karşılıkları olan gerçek ritüel ve ibadetlerde bozulmalara yol açtığını belirtti.
“Bizde söz ikrardır” diyen Kahraman, “Hakikat hep bu söz üzerinden devredilmiş ve bugüne kadar gelmiştir. Bu anlamda biz aslında her şeyden önce kendi gerçeğimizi anlamak istiyorsak, Aleviliğimizi anlamak istiyorsak ilk önce bize aktarılmış sözlü hafızadan bakmayı kabul etmemiz lazım. Bugün mesela Avrupa’nın ve Türkiye’nin de birçok şehrinde, bu göç süreçleriyle beraber tabii ki Cemevleri kuruluyor. Hepsi iyi niyetle yapılmış çalışmalardır fakat bu kurumsallaşma süreci bir şeylerimizi götürüyor. Tam adını koyamadığımız bir şey var” değerlendirmesinde bulundu.
“BİZ DAĞA TAŞA TAPMIYORUZ”
Aleviliği anlatırken sözlü aktarımları dikkate aldıklarını ifade eden Kahraman, şunları kaydetti:
“Alevi diyor ki kendini bil Hakk’ı bilirsin. Yani bütün alem vahdet-i vücut içindedir. ‘İnsan, 18 bin alem sende’ diyor seyit Süleyman Şahin. Bu tabii ki Alevi öğretisinin bir düsturudur. Diyor ki Allah 18 bin alemi yarattı Adem için, Adem’i yarattı kendi için. Bu anlamda Hakk da sende, şeytan da sende. Sen eğer kendindeki Hakkı takip edersen, Hakk burada, o hiçteki var olarak Hakk burada tecelli eder. Sen kendindeki hırsı nefsi takip edersen, şeytan burada tecelli eder.
Hakk 18 bin alemi Xızır eliyle yapmış. Yani Xızır yaradılışın başında da o hiçteki varın eli, ayağı ustasıdır. Bütün bu alemi çekip çevirendir. Andaki tecellidir. Yani hem zamanın sahibidir hem de mekanın sahibidir.
Biz dağa taşa tapmıyoruz. Biz güneşe de tapmıyoruz. Bunların hepsi Hakk’ın varlığının ispatı…”
İKİ DİLDE CEM YAPILDI, KIRMANCKİ SEMAH DÖNÜLDÜ
Metin & Kemal Kahraman sohbet ve müzik dinletisi etkinliğinin ardından dergahın önündeki açık alanda, büyük bir katılımla Türkçe ve Kırmancki olarak cem erkanı yürütüldü ve Kırmancki semah dönüldü. Erkanı ocak mensubu pirler ve analar; Hüseyin Altınışık, Murat Dündar, Ali Kızılkan, Fatime Özcan, Ahmet Demir, Ali Ulucan, Hasan Ali İçmek, Ali Tamaç, Aliyar Özcan, İbrahim Doğan, Gülüzar Tonkuş, Bakı Ķumaş, Hacer Güzel ve Düzgün Dağ yürüttü.
“BU KAPIDAN RIZAYLA GİRMEK İSTEDİK, RIZAYLA ÇIKMAK İSTİYORUZ”
Bu yolun razılık ve rızalık, ikrar ve itikat yolu olduğunu belirterek Cem erkanının açılışını yapan Pir Hasan Ali İşlek, “Bu kapıdan rızayla, ceddimizin kapısından girmek istedik. Rızayla çıkmak istiyoruz. Olur ya birisi bizle küskünse, birisi bize dargınsa, birisi bizden alacaklıysa, müşkülü varsa, hali varsa, bu Pir meydanında ceddimizin huzurunda hesabımızı vermeye hazırız. Bizlerden Hak Muhammed Ali aşkıyla istekli olan can var ise bu meydanda özünü dar eylesin. Halini hal eylesin. Dilini dil eylesin. Gönül kırmadan, incitmeden, döktüğümüzü dolduralım, küstürdüğümüzü barıştıralım ve biz de hak yoluna gönül birliğiyle, gönlümüzü bağlayıp can baş ile teslim olmaya hazırız” diyerek öncelikle cemaatten rızalık istedi.
“SORUNLARIMIZI ASLA DEVLET KAPISINA TAŞIMADIK”
İnsanların yeri geldiği zaman dünya malı için birbiriyle belki de hoşnut olmayan durumlar içerisine girdiklerini vurgulayan Pir Hasan Ali İşlek, şunların altını çizdi:
“Ama tüm bunlara rağmen biz yüzyıllarca ceddimizin ve pirlerimizin sayesinde, Dersim’deki ulularımızın ve ocaklarımızın sayesinde sorunlarımızı asla devlet kapısına taşımadık. Hakimin karşısına çıkmadık. Savcı bizim hakkımızda mutalaa tutmadı. Devletin sistemi yerine kendi Hakk ve hakikat sistemimizle yönümüzü primimize çevirdik. Dost cemali önünde sorunlarımızı hallettik.
“DERSİM İNANCINDA İSTİSNAİ OLARAK BİZE YAKIŞMAYAN HAL VE HAREKETLER YAŞANDI”
Bu nedenden dolayı istisnalar hariç Alevi Kızılbaş inanç toplumunda, hele hele Dersim inancında çok istisna olarak insana yakışmayan hal ve hareketler, davranışlar müşkülatlar yaşandı. Ve bu müşkülatların ağır suçlarına da inancın gereği bedelleri ödendi. Ve bu nedenden dolayı da bizler ecdadımızın sürmüş olduğu o yolun kutsallığı temelinde bugün buradayız. Pirimizle, talibimizle.”
Kaynak: Pirha