1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Erdoğan Yalgın
  4. Telli Kur’an: Saz, Bağlama, Tembur, Tenbur, Curra

Telli Kur’an: Saz, Bağlama, Tembur, Tenbur, Curra

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkçede daha çok “bağlama” telaffuzu kullanılan bu telli çalgı, aynı zamanda “saz” olarak da bilinmektedir. Türkçe müzik literatürüne saz sözcüğü, Farsça’dan geçmiştir. Manası: alet, çalgı, enstrümandır. Dolayısıyla telli-telsiz, yaylı, tezeneli, vurmalı veya nefesli her tür çalgı” için, gündelik Türkçede “saz” denilmektedir. 

Farsçadaki Saz’ın karşılığı; “uygun, düzen, düzenek, aygıt, enstrüman, uymak, uydurmak, imal etmek, düzenlemek” gibi manalar içermektedir. Türk Alevilerinde (Bektaşi, Tahtacı, Çepni vs.) daha çok “bağlama” tabiri kullanılırken; Kürtçede genellikle “tembur” denilir. Kürt Alevilerinde ve Yarésanlarda ise “tenbur” olarak telaffuz edilir. İran’da “tar, dutar“ benzeri sözcüklerle adlandırılmaktadır. Şimdi gelin konuyu, anlam bağlamında biraz daha açalım. 

Farsçadan Türkçeye geçen  Saz (bağlama) diye adlandırılan bu müzik aleti; Kürtçe dillerine ait olan “Tembur” yada “Tenbur” kelimeleriyle ifade edilmektedir. Farsça ve Kurdi dillerinde, kendi içerisinde bir ayırıma daha gitmiştir ve üç tellisine, “sétar”, altı tellisine de “şeştar” adı verilmiştir. Üç telli “Sétar” için ayrıca Farsça ve Kürtçede “cüra, curra” adı da kullanılmaktadır. Bu küçük model, tenbur’un ilk proto tipidir. Tezenesiz icra edilen curanın, perdesizine de rastlanılmaktadır!

Tembur: Kelimenin kökü olan Tem “arzu, istek, meyletme” anlamına gelmektedir. Çok ilginç: arzu, istek, meyletme. Kelimenin eki olan -bur ise “feryat, feryat etmek, çığlık atmak, derdinden inlemek” gibi manaları içerir.

Tembur’un kökü olan Tem’den de bir çok kelime üretilmiştir. Mesela bunlardan birisi de Temaşa’dır. Temaşa “seyir etmek, izlemek, görmek”. Yine kelimenin son eki olan –bur, buri sözcükleri ise “nefesli bir çalgı” olan “boru” kelimesine kaynaklık etmiştir. Çünkü Kürtçe bur, buri; “içinde suyun aktığı düzgün kanal” anmana gelir. 

Kanalın içinde akan suyun, ahenkli bir sesi olur. Ezelden beri su sesi, ruhun gıdasıdır. Dolayısıyla bu kelimelerin hepsi ağaçtan yapılmış bir çalgı aleti olan Tembur’la alakalı-bağlantılı kelimelerdir. Ruha iyi gelen müzik notaları, bu estetik ağaçtan akıp gider. Kürtçede Tembur’la birlikte, Tenbur sözcüğü de kullanılır. 

Buna göre; “Ten” Proto Hint-Avrupa dillerinde; ”yaşam gücü, zindelik“ anlamına geliyor. Aslında Tenbur’un sade anlamı “yaşam gücü, zindelik” demektir. Evet; anlaşıldığı gibi “yaşam gücü, zindelik”, derin bir anlama işaret etmektedir. Tenbur sözcüğünü yukarıda da belirttiğim gibi Kürt Alevileri (Réya/ Raa Heqi, Yarésanlar, Kakailer vs) kullanır. Detaylandıralım.

 

Tenbur yine iki kelimeden oluşur. Bu telaffuz da ise kelimenin kökü olan Tendir. Ten: İnsan vücudunun dış-görünen zahiri yüzüdür. Avestada “beden” anlamında “tan “olarak geçer. Tene, dane, dan: “bir tek” anlamına gelir ve toprağa atılan “tohumla” alakalıdır. Tene; Tenbur ağacının kökenine, tohumuna da işaret eder. Tenbih: “Uyarmak, dikkat çekmek, kendine getirmek”, manalarını içerir. Bu sözcüklerin Tenbur’la gizemli bir bağı vardır. Tenburla söylenen söz, uyarıcıdır ve öğüt verici, tenbih edici işlevini görür.

Velhasıl-ı kelam; bütün bu anlatımlar içerisinde ağaçtan yapılmış telli-perdeli, eşikli-tezeneli müzik aletinin icrasıyla; “dilden dökülen sözlerin, kalpte ve ruhta hayat bulması” anlamına gelmektedir. Öyle ki; “içten gelen feryadın, haykırışın tellerdeki dışa vurumunu” ifade etmektedir.  

Bu da; yaşam gücünün tazelenmesi, etrafa pozitif enerjinin verilmesi anlamlarına gelmektedir. Söylenen sözün doğruluğu, su gibi akışkanlığı yine düzgün olan tellerdeki ahenkli anlatımıdır.  İsterseniz gelin birazda antik çağlarda dolaşalım:

Tambur ve Bağlama türü çalgılara Hitit kabartmalarında sıkça rastlanırken, Sümerler bu çalgıya “Pantur” adını vermişlerdir. Manası “küçük yay” anlamındadır. Bu çalgıya Mezopotamya’da MÖ. 2000 yılının başlarında rastlanmıştır. 

Antik çağlarda zikuratlarda ağaçtan bir çalgı olan Pantur’la, dinsel (ayin-i cem) törenler yapılırdı. Bu görevi yerine getiren yaşlılara Sümercede “Kalu” sözcüğü kullanılırdı. Kalu, Kürtçedeki “Gal, Ghalo < dede” sözcüğüyle eşdeğerdir. Aynı zamanda Kalu; Sümer dilinde “kuvvetli” anlamında da kullanılmaktaydı. Küçük bir hatırlatma daha yapayım: Zerdüştilerde “din adamları “Vifra” adı verilen çalgılar eşliğinde dinsel şarkılar, ilahiler söylerlerdi. Pir-i Muganlar, Mabatlar (din adamları, dervişler) köy köy gezer ve bu çalgı eşliğinde Zerdüştilere ahlak ve vicdan temalı Avestadan gatalar-ilahiler seslendirirlerdi.

Saz, Bağlama, Tenbur, Tembur, Curra: Alevi Cemlerinin, muhabbetlerinin olmazsa olmazlarındandır. Her Alevi hanesinde baş köşede, kutsanan duvar süsüdür. Aleviler tarafından ona “Telli Kur’an” denirken, Ona eşlik eden “söze, kelama” ise “dilli Kur’an” denmiştir. Lakin o; gönülden gönüle giden doğru yolun köprüsüdür. 70’lerde zabıtalar, devlet görevlileri tarafından elinden zorla alınıp kırılan, yakılan Alevi Pirlerinin tenburlarını hatırlamadan geçersem ayıp olur! Ve anımsayalım: “Ben gidersem sazım sen kal dünyada” diyen Veysel babanın, acaba “sırlarını aşikar eden” yine omuydu? Yani, Veysel Babanın “dert ortağı” Sarı tenburası mıydı?

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 casino siteleri/div>