NURSEL ŞENGEZER
DEM Parti Karakocan Belediye Eş Başkan adayları Cafer Oğur ve Songül Düzgün; Dersim Gazetesi’ne konuştu. Türkiye’de siyasetin birey üzerinden yapıldığını söyleyen Cafer Oğur, Avrupa’daki siyaset deneyimini Karakoçan’a taşımak istediğini söylüyor.
Eş başkan adayı Songül Düzgün ise, AKP’nin ilçede 5 yıl önceki vaatlerini yeniden vaatler listesine koyduğuna dikkat çekerek “Demek ki 5 yılda hiçbir şey yapmamışlar” diye konuşuyor.
Söyleşimizde ilk olarak teybimizi Cafer Oğur’a uzattık. İşte sorularımız ve verdiği yanıtlar:
Cafer Oğur neden size Reşo diyorlar bunu çok merak ettik, sizi tanıyabilir miyiz?
Reşo küçükken köyde ailemin kullandığı bir lakap, ben çok esmermişim hatta bir ara ismimi Cafer Reşo olarak da değiştirmeyi düşündüm, inşallah belediye başkanı olunca da değiştireceğim. Ben 1970 Karsini doğumluyum. İlkokulu Karsini de okudum, çok kısa bir orta okul deneyimim oldu ama devam etmedim, İstanbul’a gitmek zorunda kaldım. Evli iki çocuk babasıyım. İsviçre’de yaşıyorum 37 yıldır.
İsviçre’de neler yaptınız?
İsviçre’de normal işçi olarak çalıştım, daha sonra kendi işimi kurdum market üzerine. 1987’de İsviçre’ye gittim, 1995 yılında kendi işimi kurdum, o günden beri kendi işimi yapıyorum. Değişik sivil toplum kuruluşlarında görev aldım aynı zamanda İsviçre’nin Strajburgb kentinde de Belediye Meclis üyeliği burada encümen diyorsunuz görev yaptım.
Peki siyaset nedir size göre?
Siyaset bana göre bir araçtır ama amaca giden bir araçtır. Yaşamı daha kolaylaştıran, daha zenginleştiren, daha illeri götüren ama gerçek anlamda bir siyasetten bahsediyorum ben. Şu anda maalesef ilçemizde yapılan yanlış siyasetten gibi değil tabii ki.
Türkiye’de ve Avrupa’da siyaseti karşılaştırın desek, nasıl anlatırsınız?
Siyaset Türkiye’de biraz bireysele dayanıyor, biraz çıkara ve biraz da ranta dayanıyor. Ama Avrupa’da siyaset biraz daha halkçı ve toplumsala dayanıyor. Buradaki siyaset ile oradaki siyaset karşılaştırırsak ben 37 yıldır İsviçre’de siyaset yapıyorum başbakanı tanımıyorum desem komiğinize gider, ama Türkiye’de tam tersine Cumhurbaşkanını, milletvekillerini, belediye başkanlarını, encümenleri herkesi tanıyorsun çünkü sürekli isim ön plana çıkıyor. Avrupa’da yapılan işler projeler ön planda iken burada isimler hep ön plana çıkıyor. Daha çok halka dayalı işler yapılıyor, halkın refahı ön planda, burada kişilere göre işler yapılıyor.
Karakoçan Belediye Başkanlığına adaysınız, nasıl bir siyaset yapacaksınız?
Baştan şunu söyleyeyim: Dem Partimizin halkçı belediyecilik diye bir projesi vardır. Biz halkımıza rağmen hiçbir karar almayacağız. Burada halkımız ile karar vereceğiz yapacağımız her projeyi halkımız ile sunacağız. Örneğin Karakoçan’da 7 mahallemiz var, her mahalleye sandık koyacağız, projelerimizi sunacağız, paramız hangi projelerimize yeterse, ilk halkın istediği proje neyse onu yapmak önceliğimizdir.
Seçim çalışmaları nasıl gidiyor?
Tek kelime ile harika gidiyor. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum çünkü Karakoçan halkı da bunu çok iyi görüyor. Buradaki bir buçuk yıllık deneyimimiz dışında, 22 senedir mevcut siyasi iktidar bu belediyeyi yönetiyor. Ve 22 senenin sonunda Karakoçan’ın ne hale geldiğini hepimiz görüyoruz. Onun için biz çok iddialıyız ve çok da güzel yapacağımıza inanıyoruz. Halk bunu gördüğü için bize karşı teveccühleri de vardır. Gezdiğimiz esnaf toplantılarında, aile ziyaretlerinde bu bariz olarak karşımıza çıkıyor.
Projeleriniz neler, ilk olarak ne yapmak istiyorsunuz?
Ben açık söyleyeyim benim hayalimde birçok şey vardır. Ama ilk yapacağım iş sokakları dolaşıyorum maalesef hayvanlarımız gerçekten zulüm altındadır, insanlarımız çocuklarını okula götürmeye korkuyorlar. Birçok insan da bizi uyarıyor soruyor, söylüyorlar. Hayvan barınağı yapacağız ama bugün ki mevcut belediyenin yaptığı barınak gibi değildir. Ben Avrupa’dan da bildiğim için hayvan barınaklarında en azından insanların çok rahatlıkla içine girebileceği, hayvanları seveceği sahip çıkacakları bir ortam yaratmak istiyoruz. Yani salt götürüp orada ölüme terk etmek değildir. O hayvanları yaşatmak ve sahip çıkmak gerekiyor. Biz önce hayvanları insanlardan korumak istiyoruz. Bazı insanlar bu hayvanlara tekme atıp eziyet ediyorlar, dövüyorlar. Bunlar çok yanlış hareketler, insanları da hayvanlardan korumaya çalışacağız. Bana sorarsanız ilk projem bu olacak ama halkımız ne isterse onu da yapacağız, ona ben karar veremem.
Şunu da eklemek isteriz onlar 40 -50 proje diyorlar biz 23 proje ile geliyoruz. 23 Elazığ’ımızın plakası olduğu için önemlidir. Karakoçanlı olarak 23 rakamını önemsiyoruz. Projelerimizi de söylemekten çekinmiyoruz keşke onlar da alıp yapsalar. Çünkü biz geleceğiz ve yapacağız.
Her yurttaşımızı ücretsiz kaynak suyuna ulaştırmak istiyoruz, her mahalleye bir çeşme yaptıracağız. Mesela bizim Sarıcan’da bir çeşme var millet araba ile gidip oradan ya da Zelxider’de ki Kaniya Dızan’da arabanın arkasına bidonları atıp su doldurup getiriyorlar. Benim de arabamın arkasında su bidonları var. Her mahalleye çeşme yapacağız temiz içme suyu getireceğiz. Ne yazı ki evlerimizdeki musluklardaki su sağlıklı olmadığı için içilmiyor, koku geliyor, atıklar karışıyor. Bunu için de bir arıtma tesisi artık zaruri oldu.
Sonrasında sosyal alanlar park ve yeşil alanlarımız var projelerimizde. Yeni bir pazar yeri olmazsa olmazımız arasında. Mevcut pazar yeri işlevini görmüyor. Oxi Deresinin ıslahını mutlaka yapacağız, etrafında Pazar yerleri, mesire yerleri, kadın kooperatifleri kurmayı düşünüyoruz. Sanayi sitesi yine mutlaka olmazsa olamazlarımız arasındadır.
Depreme karşı dayanıklı kentler oluşturmak hedefimiz. Kreş ve gündüz evde bakım evi projelerimiz olacaktır. Kooperatifler kurmak istiyoruz, arıcılar kooperatifi her köyümüzde arıcılarımız var, yöresel ürünler kooperatifi. Taziye evlerini her mahalleye yaptırmak istiyoruz. Belediyenin ayıbı şimdiye kadar yapmamış, biz yapacağız, çok gerekli bir ihtiyaç. Gençlerimiz için gençlik sanat kültür evleri yapmak istiyoruz. Otopark sorunumuz vardır. Belediye personelimiz, yaşlı ve engelli vatandaşlarımızın ihtiyacı olan temizliğini yapacak, evine gidecek temizlik işi projemiz var. GES projelerimiz olacak. Deprem için toplanma alanları oluşturacağız. Turizmi canlandıracak projelerimiz olacak. Ayrıca Seyir Tepesi yaptıracağız. Geçen dönemde belediyenin projelerinde vardı, onlar yapmadı ama biz yapacağız. Dün görüştük Ayhan Akbaba ile dedi 52 projemiz vardı. Dedim keşke bir tanesini yapsaydınız, yapmadan gidiyorsunuz. Onlar benim rakibimdir, düşmanım değildir.
DEM Partisine oy verirseniz Karakoçan hizmet alamaz deniyor, siz buna inanıyor musunuz? Hangi kaynaklar ile projelerinizi gerçekleştirmeyi hedefliyorsunuz?
Kim diyor bunu? Ben buna sadece güler geçerim. 22 yıldır kim yönetiyor bu ülkeyi, Karakoçan’ı DEM Partisi mi yönetiyor? Mademki bu kadar güçlüsünüz 22 senedir niye yapmadınız? Ben de soruyorum, sizi hizmet yapmak için kim engelledi, yapsaydınız? Uyuyor muydunuz? Yoksa yeni mi geldiniz, bizim mi haberimiz yoktu? AK Parti yeni mi kuruldu? 2002’den beri iktidarda ve memleketin hali perişan ve Karakoçan perişan halde! Yani bu söyleme kargalar bile güler, değil insanlar. Çünkü komik duruma düşüyorlar.
Açık söyleyeyim devlet bize vermezse de biz birçok şeyi yaparız. Bakın ben bunu birçok toplantıda da söylüyorum. Karakoçan’ı sadece Karakoçan olarak görmeyin. Karakoçan İstanbul’dur, Karakoçan İzmir’dir, Karakoçan Almanya’dır, Karakoçan birçok Avrupa ülkesidir. Çünkü Karakoçanlıların 120 bin nüfusu Avrupa’da yaşıyor. Avrupa’da onlarca-yüzlerce büyük iş insanlarımız vardır. Eğer onların önünü açarsan devlet katkısı almadan da birçok şey yapabilirsiniz. Yani öyle hariçten gazel okumasınlar, ukalalık da yapmasınlar biz Karakoçan’ı ne kadar güzel yöneteceğimizi onlara göstereceğiz.
Seçim propagandalarında hep ideolojik vaatler ön planda, size göre belediyecilik ideoloji ile mi yönetilir, yoksa şehircilik projeleriyle mi?
Her parti kadar DEM Parti de ideolojik bir partidir. Eğer AK parti, MHP ideolojik bir partiyse biz de ideolojik bir partiyiz. Neyiz, Kürtlüğümüzü ön plana çıkarıyoruz, ee şimdi biz Kürtlüğümüzü inkar mı edelim, biz Afrika’dan mı geldik diyelim. Ben yıllarca İsviçre’de yaşadım İsviçreli olamadım, hala rüyalarımda Karakoçan’ı görüyorum. Neden bu kadar insanları ötekileştiriyorlar. Ellerinde başka bir şey yok, bir argümanları yok, böyle sahte siyaset ile insanların aklına başka şeyler sokarak anlatıyorlar buradan da gülünç duruma düşüyorlar.
Biz şehir planlamada Avrupa’nın 150 yıl gerisindeyiz. Avrupa’da alt yapı yapılınca önce arıtma sitemleri, testler yapılır, en son yol yapılır. Bizde ne yapılıyor? Her gelen belediye başkanı ilk olarak kaldırımları söküp yerine yeniden aynı kaldırımı yapıyorlar. Amaçları yandaşlarına, birkaç tane zengine biraz daha para aktarmaktır. Biz gelince önce alt yapımızı sağlamlaştıracağız. Sonra üstünü yapacağız. Karakoçan’da altyapı yok, o gün bir yağmur yağdı, yollar su altında kaldı. AKP’nin yaptığı en güzel iş bize okyanusu getirmek. Yani iki saatliğine de olsa bir deniz hayatını yaşadı Karakoçan. Alt yapı diye bir şey yok yapmamışlar. Ben 5 sene kendimi nasıl kurtarırım diye çalışmış, olanlar millete olmuş. Ama biz geldiğimizde halkçı belediyecilikle halka hizmeti getireceğiz. Mahalle muhtarlarımızla her mahallenin bir komisyonu olacak, yapacağımız projelerde halk söz sahibi olacak. Son olarak tüm Karakoçan halkını DEM Partiye oy vermeye çağırıyorum, gelin belediyeyi birlikte yönetelim.
*****
DEM Parti’nin Karakoçan’daki genç eş başkan adayı Songül Düzgün bir eğitimci. Özellikle engelliler konusunda Karakoçan’da yaşanan sorunlara dikkat çeken ve gençlerin uyuşturucu eğilimlerinin öncelikleri olacağını söyleyen Düzgün’e sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:
Songül Düzgün kimdir?
1997 Karakoçan Alayağmur köyü doğumluyum, Karakoçan’da okudum ve Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümü mezunuyum Daha sonra da öğretmenlik yaptım.
Hayatınızda siyasetin yeri nedir?
Yaşamın her alanında siyaset vardır özellikle bir kadın olarak da siyasette aktif yer almanın da bir gururu da vardır, çünkü hep diyoruz kadınlar çözüm odaklıdır. Siyasette kadınlar ne kadar aktif olursa, barışın kısa sürede geleceğine olan inancımız da büyüktür.
Belediye eş başkanı seçilirseniz, eğitimci olarak engelli vatandaşlarımız için ne gibi çalışmalarınız olacak?
Aslında engelli birey yoktur sistem özel bireylerin önünde engeldir, diyebilirim. Bunu en somut örneği binalardaki rampa girişleri, tekerlekli sandalyelerle gidilebilecek bir kaldırımın yapılmaması, özel bireylere yönelik bir parkın dahi olmaması. Biz geldiğimizde, özel bireylerimizin işletebildiği bir işletme yapacağız. Hem hanelerine hem ev bütçelerine katkısı olması açısından. Yıllardır AKP iktidarının yönetilen bir belediyede ve şu ana kadar bizim kentimiz hiçbir özel bireye yönelik bir çalışma yapılmadığını görüyoruz.
Seçim çalışmalarından memnun musunuz?
Bizde eş başkanlık sistemi var, bunun coşkusu çok daha fazla oluyor, halka indiğimiz zaman halk bir değişim istediğini gösteriyor ve heyecanla bizi karşılıyorlar. Ama diğer adaylar bizim üzerimizde bir algı yaratmaya çalışıyor. Halk bizi tanıdıkça onların algısını çürütüyoruz öyle söyleyebilirim.
Projelerinizi anlatır mısınız?
Kadın istihdam projelerimiz var, kadının işletme sayısını arttıracağız Karakoçan’da. İlk geldiğimiz zaman bu sloganla halkımızın önüne çıkıp, “Karakoçan’ın mor Kent yapacağız” demiştim. Kadın belediyeciliğinin nasıl olduğunu bu topluma göstermek istiyoruz ve toplum kadın eli değdiği zaman bir kentin ne kadar değiştiğini ne kadar güzelleştirebildiğini görsün istiyoruz. Sokaklarımızda kadınların oturabilecekleri hiçbir sosyal alan yok. Kadınlara yönelik sosyal alan projemiz var ve gençlere yönelik aynı şekilde sosyal alan projelerimiz var. Yine kadın atölyelerine yönelik çalışmalarımız var. Kadınların gelip sadece bir seçimden seçime ya da bir taziyeden düğünden düğüne değil, kendilerini geliştirebildiği ve bir arada olabildiği bir alan yaratmak istiyoruz. Yine kreş belediye bünyesinde Kreş ve Gündüz Bakımevi açmak istiyoruz.
Karakoçan’da en büyük sorunu toplumsal yaramız, özellikle uyuşturucu ile mücadeledir. Gençlerimizin çoğu Avrupa’ya göç etti. Kalan gençlerimiz ve özellikle lise çağındaki gençlerimiz birçoğu da uyuşturucuyla mücadele ediyor, ya da bir aktivitesi olmadığı için yönelebileceği bir alan olmadığı için maalesef olumsuz yöne yöneliyor ve buna da müdahale edilmiyor. Sistemin gözünün önünde yapılan bir şey ama engel olunmuyor. Niye? Toplum kör edilmek isteniyor, üreten araştıran haksızlığa baş kaldıran bir gençlik değil, gençlerimiz köreltilmek isteniyor. Körü körüne yaşayan ya da yaşamdan bir haberi olmayan bir gençlik haline getirilmek isteniyor.
Karakoçan’da ana caddelerimizde ışık var, arka caddelerde yok, biz bu sorunu defalarca haber yapmamıza rağmen yetkililerimize söylememize rağmen, bu sorunun bir türlü çözemedik, çözülecek gibi de değil.
Şöyle söyleyeyim bir ampulün arkasına sığınmışlar kendilerince aydınlattıklarını düşünüyorlar. Ama o karanlığın içinde kendileri de yaşıyorlar, zaten karanlığın içinde yaşayan bir kesimin aydınlatması beklenemezdi, o yüzden şaşırmıyoruz diyebilirim. Hizmet getirmemeleri de bu yönlüdür. Çözeceğimiz sorunlardan bir diğeri de bu noktadadır sokakların aydınlatılmasıdır. 31 Mart’ta Bizimle aydınlanacak sokaklar, daha aydınlık daha güvenilir bir hale getirecektir. Bugün sokaklarda halkımız eve giderken korkuyla değil, güvenliğinin var olduğunu hissederek yürüyecektir. Yani o karanlıktan biz halkımızı da kurtaracağız.
DEM Parti’ye oy verirseniz Karakoçan hiç hizmet-destek alamaz, deniyor. Buna yanıtınız nedir?
Bu devlet AK Parti’nin devleti değil, onların sermayesi de değil. Hizmeti halka lütuf olarak sunamazlar. Bununla beraber kardeş belediyecilik projemiz var. Biz diyoruz hem onlar vermek zorundadır hem de bu halka hizmet etmeyi bekleyen iş insanlarımız vardır. Biz halka kaynak bulmakta zorluk çekmeyeceğiz diyoruz. Bunun ön çalışmalarını, şu anda yapıyoruz.
Biz belediyeye geldiğimiz zaman bütün halka hizmet edeceğiz. Mevcut sistemin yaptığını görüyoruz, HDP’ye oy veren mahalleleri yol hizmet gitmezken, sadece kendilerine oy veren mahallelere hizmet gitmiştir. Burada bile halk sınıflandırılmıştır. Bize oy vermiş veya oy vermemiş diye ötekileştirmeden yapacağımız bir belediyecilik anlayışımız vardır.
Deprem ülkesiyiz ve Karakoçan Kuzey Doğu Fay hattı üzerinde. Bu konuda proje veya çalışmalarınız olacak mı?
Bütün mahallelerimizde afet toplanma merkezleri yapacağız ve deprem anı için bir bütçe oluşturacağız. Ve yine gönüllü arama kurtarma ekiplerinden oluşan ve eğitimle tabii ki eğitim alacak birimler oluşturacağız. Mevcut yapılarda da denetim yapılıp tabii ki güçlendirme çalışmaları yapılacaktır, yapılması gerekiyor. Depreme dayanıklı ve güvenilir alanlarda imar izninin verileceği çalışmalar olacaktır.
Belediye Başkanı seçilirseniz belediyenin çalışanların işten çıkaracak mısınız?
Öncelikle şunu söyleyeyim: Biz bankamatik işçilerine tabii ki yer vermeyeceğiz. Bir belediye de 4 kişinin alması gereken ücreti tek kişi alıyorsa buna izin vermemiz söz konusu olamaz. Ama emekçinin hakkını savunuyoruz ve işçiler bizimle güvendeler. Fakat bankamatik işçileri dediğimiz işçiler de bence fazla rahat olmasınlar. Bir insan bir birimde çalışıp ayrı 4 yerden maaş alıyorsa, diğer üç insanın da hakkına giriyordur değil mi? Yolsuzluk noktasında çok iyi uzman olmuşlar. Ama biz de diyoruz biz de halkçı belediyecilikte çok iyi uzmanız. Halkın emeğine sahip çıkmada çok iyi uzmanız merak etmesinler.
Karakoçan’ın üç temel sorunu: Arıtma, kaldırımlar ve otopark. Bu konularda neler yapacaksınız?
Hepsi birbirini takip eden sorunlardır özellikle yaz sürecinde metropollerde ve Avrupa’da yaşayan halkımızın yoğun bir şekilde gelmesi ile trafik sorunu çok yoğun oluyor. Bununa yönelik de bizim otopark projemiz var tabii ki, biz bu projeyi hayata geçirdiğimiz zaman kaldırımlarımız da daha rahat geniş olacaktır.
Mevcut belediye son dönemde 18 milyon borç aldı, soruyorum aldıkları parayı nereye kullanıyorlar? Bakıyoruz mevcut projelere 2019’daki AK Parti’nin projeleriyle şu an 2024’teki projeleri aynı. Demek ki geçen dönem hiçbir projelerini tam olarak yapmamışlar bu dönemde aynı projeler ile halkın karşısına çıkıyorlar. Örneğin arıtmayı yine projelerine koymuşlar oysa geçen dönem ilk üçe koymuşlardı arıtma projesini. Bir de boş balon projelere yer vermişler. Bir çevre yolu dediler, devamına bakın rezalet, moloz yığınlarının döküldüğü çamurdan bir enkaz bıraktılar.
Son olarak mesajınız nedir?
Demirtaş’ın da dediği gibi, “Bize oy veririn, siz de kurtulun.” Yani hem kendileri de bundan kurtulmuş olurlar, biraz da huzura güzelliğe kavuşmuş olurlar.