Alevi düşüncesi ve tarihsel bağlamında hakka uğurlama erkanı: Zerdüşti-Ezidi ve Kakai-Yarsani karşılaştırmaları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

      Bizim düşüncede hiçbir şey aynı kalmaz, her şey değişir, her şey dönüşür. Haqq düşüncesi bir sistemdir. Alevi düşüncesi semavi dinler gibi ‘ibadet inancı’ değil, ahlak ve etik değerler öğretisidir. Etrafımızdaki canlı cansız bütün varlılarla uyum ve dayanışma içerisinde yaşandığına, yaşanması gerektiğine inanır ve hayatımızı bu inanç, kabul ile sürürüz. Alevi düşünce inanç felsefesi sistem olarak bu yol ile Haqq kavramını kullanır. Haqq bir varlıktır. Zor günlerimizde Xızır’dır. Yalnızlığımızda, sevinçli ve hüzünlü gün ve zamanlarımızda Xuda dır. Yoldur. Yolumuzdur. Alevi düşüncesi bir hakikat, gerçek hayat fikri ve yaşam biçimidir. Kayıpta gelme, bilinmeyene gitmeyi kabul etmez, inanmaz.

Zaten şu gün içimizde dahi kavram ve biçimleri şeklen de olsa güçlü varlık gösteren, yoktan geldik gibi semavi inançlar, Alevi düşüncesi ile karşılaştırılamayacak kadar yenidir. Denilebilir ki bu semavi anlayışlar ana kavram ve biçimlerini Alevi felsefesinin özünde, tarihinde almıştır. Ama uygulama ve söylemde bir yokluk üzerine yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu kesinlikle Alevi varlığına uygun değildir. Alevi varlığı bir sistem dönüşümü, yeniden güzel ve faydalı bir varlığa dönüşmeyi hedef alır. Ezberler, kabuller üzerinden değil, anlaşılabilir bağlantılar üzerinden hareket eden bir inancımız vardır. Don a don, “Haqqa yürüme” fikri de buradan gelir. “Devri daim” derin bir düşüncedir. Yok olmama, dönüşme buradadır. Göç etti, “Haqqa yürüdü” denir. “Öldü” denmez. Uğurlama dönülecek yol-yön ‘CANIN CEMALİ’ denilen ‘İNSANI KAMİL’ yüzüdür. “En-el Haq” diyen Hallacı Mansur, Pir Seyid Rıza, Sultan Sahak, Ebul Vefa budur.

In pictures: Inside Iran's secretive Yarsan faith - BBC News

Kırklar katarı gidilecek, içinde güçlenerek devri daim olunacak yerdir. 72 şartımız içinde bulunduğumuz dünya sistemi ile uyum içinde paylaşımcı, ahlaklı, iyi düşünceli, iyi işli, iyi sözlü bir hayattır. Alevi düşüncesinin özü bu 72 şarttır. ‘İNSANI KAMİL’ olma ulaşabileceğimiz en yüksek mertebedir. ‘ İnsanı Kamil’ hem yaşarken hem de  devri daime girildiğinde ulaşılacak güzel, bilge ehli kamil insan makamıdır. Devrimizin daimi sonu varlıkta ve gittiğimiz yolda buna ulaşma, bunu hak etme, bunu yaşam ve yaşatma üzerine kuruldu, böylece güzelleşerek, güçlenerek geleceğe aktarılmalıdır. Alevi inancında Hakk’a yürüyen bir can, beden varlığı yok olsa da canlılığı başka bir donda, farklı bir canlıda yeniden doğacağı inancı vardır. Bu bir yeniden doğuştur. Devri daim olsun devri daim düşüncesi bu anlayıştan gelir.

Alevi öğretisinde Hakk’a yürüme dışında  ‘ikrar’ verme de bir ‘ölümdür’ . ‘Ölmeden önce ölmek’ ikrar da olur. Bu da kendini terk etme, ‘insanı kamil’ olmanın eğitim, ocak yoludur. Yeni bir insan olma anlamına gelir. Yola bu ikrar ile geçilir.

RIZALIK İSTEME

Alevi düşüncesinde hakka uğurlama erkanı çok az değişikliklerle bütün bölgelerde aynı tarz ve söylemle yürütülür. Başta Rızalık isteme olmak üzere yürütülen Erkanlarda Gılbang ritüeli uygulanır. Ozanlardan, erenlerden deyişler çalınır ve konuşmalar felsefeyi anlatacak tarzda yapılır. Buradaki örnekler bu bakımdan verilmiştir:

“Değerli canlar bugün aramızdan ayrılan, Devri daim yolculuğuna çıkan canımızı, Hakk’a uğurlamak için toplanmış bulunuyoruz. Sonsuzdan gelip sonsuza gidilen bu alemde, tabiatta bin bir hale büründük. Canımız Bir devri tamamlayarak Haq ile Haq oldu. Bizim inancımızda ölüm yoktur. İyiye güzele evrene faydalı bir dönüşme vardır.”

Biçiminde söylenir, bu söylem görüldüğü gibi bütün tarihsel felsefeyi içerisinde barındırır.

Alevi yolunda Hakk’a yürüme erkanı üç aşamalıdır: “Rızalık Meydanı. Hak Meydanı. Toprağa Sırlama Meydanı.”

“Aramızdan ayrılan Canımızı Hakk yolculuğuna hazırladık, yolu açık, makamı ışık, devri daim olsun. Her an, her zaman, bir yaşamın sonu başka bir yaşamın başlangıcıdır. Bizler Hak’tan geldik Hakk’a gideriz. Canımız bir devri tamamlayarak Hakk’a yürüdü, Xwuda ile buluştu. Yeni bir dona, yeni bir cana karışacak. Hepimiz bu yolu izleyeceğiz. Bütün Hak’ka erenler aslına-nesline döner. Bu menzilde sevgili Canımızın Hakk’a kavuşmasını, geride kalan aile efradına ve sevenlerine sabır, sağlık, başsağlığı diliyoruz.”

Alevilikte devir ölümle yaşamla sınırlı değil. Birçok eğitim süreçlerinden geçen insan insan-ı kâmil olur ve ondan sonra artık geldiği kaynağa geri döner. Yani hak ile hak olur. Aksi durumunda ise çeşitli formlarda insan-ı kâmil olununcaya dek bu süreç devam eder. Çünkü ruh hâlâ hamdır, yani ham ervahtır. Devir kuramı Aleviliğe hastır ve hiçbir semavi din, devir inancını kabul etmez; çünkü bu inanç cennet ve cehennem kabulüne terstir. Alevilerde ölüm algısı sadece biyolojik ölümle sınırlanmamaktadır. Alevi öğretisindeki İkrar Cemi önemli uğraklardan birini oluşturmaktadır. İkrar Cemi’nin ana konusu “ölmeden önce ölmek” , iradi bir biçimde dedenin ve cemaatin önünde talibin yola baş koymasıdır. Bu ikrardan sonra talip arınmış ve ikinci masumiyetini kazanmış olarak, bundan sonraki hayatında en güzelini yaşamaya ve yaşatmaya koyulur. Buda ancak nefsin öldürülmesi ve bedeni isteklerin sınırlanmasıyla mümkündür.

Alevilikte “Can”ın Hakk’a yürümesi, tümden bir “yok oluş” değildir. Bu bir don değişimidir, beden değişimidir, varlığın özüne dönmesidir. Düşüncemize göre yaşamı belirleyen bu devri daimi, kaimi, rızalığı gerçekleştirmeye çalışırız. Alevilikte bu düşünmenin, inanmanın gerçekleştirildiği ilk erkânlar cemlerdir. Cemlere rızalıkla girilir ikrarla çıkılır. İkrar Alma Erkânı aynı zamanda bir “yeniden doğum” olarak görülür. Bir anlamda bedensel doğum yanında ruhsal bir doğumla “can” olunur. Bu husus toplumumuzun erkânlı topluluğuna ve yeni bir yaşama katılmak olarak değerlendirilir. Hamlıktan kurtulan Can ise yaşam devrini, “devri kaim”ini tamamlayarak Hak’la Hak olur, bütünleşir.

ZERDÜŞTİ DÜŞÜNCEDE HAKKA YÜRÜME ERKANI

Zerdüşti öğretide Dara kalkma biçiminde bir işleyiş bulunmaktadır. Başta tanrı Ahura Mazda’ya karşı suç işleyenler olmak üzere, aile, toplum ve doğaya karşı suç işleyenler; dini önder ve toplum önünde yapılan bir yargı sistemine tabi tutulurlar. Yargılama sonucunda af dilenir, kişi topluma yeniden katılır.

Dara kalkma işlemi yapılamadan önce şahıs ölürse; yakınlarından birisi onun yerine topluluktan sorumluluğu aldığı ve gerekenleri yapacağı sözü ile erkan başlatılır. Böylece hakka yürüyen  rızalık ile uğurlanır. Bütün canların bir biçimde yaşamda günah içerisinde olabileceği bu rızalık ile en az günah ile cinwat (sırat) köprüsüne gitmesi arzu edilir. Cenaze işlemi üç kişi ve iki şahit bulunması ile yürütülür. Ölüye kutsal şiirler okunur. Bir biçimde hakka yürüdü denilir. Öldü denilmez, geri döneceğine inanılır.

Ölüler gömülmez, sessizlik kulesine (daxma-dakma) bırakılırlar. Sonra kemikler toplanıp gömülür. Buradaki amaç kutsal sayılan su, toprak ve ateşin kirlenmemesidir. Öğretide beden kötü ve ruhu günaha iter. İnsan ruh, beden ve akıldır. Ölümde ruh, beden ve akıl ayrışır ve aslına döner. Ölen insanın ruhu üç gün cesedin yanında kalır. Dördüncü gün bedende ayrılır ve cinwat köprüsüne gider. Bu yolculukta ruhu yanıltmamak için ağlanmaz. Cenaze yakılmaz ve yıkanmaz, ateş ve su kutsal, beden kirlidir. Bu yolculuk Yasna’da ayrıntılı biçimde anlatılır. Kemikler bir yıl içerisinde temizleneceği düşünüldüğünden artık çevreye zarar vermeyeceği için gömülür. Ritüeli uygulayanlar ve ölüye özel kıyafetler giydirilir. Bu kıyafet biçim ve giymelerin ayrıntılı anlatıları vardır.

EZİDİLİKTE HAKKA YÜRÜME ERKANI

Ezidi düşüncesinde ölüm, ruhun bedenden ayrılması, hayatın sona ermesi ve ruhun bir diğer bedende yeniden doğmasıdır. Êzidilik’de cennet cehennem farklı tarzda vardır ve yeniden dirilişe inanılır. Kıyamet gününde  sonra ruh yeni bir bedende tekrar ortaya çıkar ve geçmiş yaşamla bir bağlantı kurmaz. Ölen kişiye son üç günde “ahiret kardeşi” yardımcı olmalıdır. Daha çok akıl ile, duygusal değil, yol yöntemle davranma öğütlenir. Erkanda tef, flüt, bağlama vb çalınır. Ölünün başı doğuya çevrilir ve müzik eşliğinde gılbanlar söylenir. Kadınlar ağlayarak, saçlarını yolarak ve göğüslerini döverek yas tutarlar.

Bir hafta boyunca ölenin ahiret kardeşi evi ziyaret eder. Bir ihtiyacı var mı diye bakar. Kırkıncı gün mezarda kurban kesilir ve dağıtılır. Gew-gılbanglar okunur. “Öldü” denilmez “hakka yürüdü” denilir, bir biçimde geri döneceği kabul edilir.

Ölümde giysi değiştirildiği kabul edilir (kiras guharin), bütün bu işlemler ‘braye axrete’ tarafından yürütülür. Bu zorunlu bir kuraldır. Braye axret ile aile birbirinden sorumludur. Ölünün elbiseleri cenazenin ardından ihtiyacı olan komşulara dağıtılır. Braya axret aileleri arasında evlilik kesinlikle yasaktır. Bu kuralları ihlal etmenin toplumsal sorumlulukları çok ağırdır.

Üç-yedi ve kırk günlerinde özel törenlerle anmalar gerçekleştirilir. Ölüye bu günlerde ayrı ayrı Kürdçe ‘Qewle ser merg’ 70 dörtlükten oluşan ‘qewl’ okunur. Sonuç olarak ‘kirase xwe guheri’ gömlek değiştirdi diye ölüyü tarif ederler. Cenaze toprağa verildiği akşamı ölenin mezarı üzerinde ateş yakılır. Bu Alevi Kürd’lerde ve Zerdüştilerde de vardır. Kadınlar saçlarından bir tutam belik-örük ‘bisk’ keser ve mezar taşına asarlar. Ölü ile mezara bazı eşya veya yiyecek bırakılır. Bu gelenek Alevi Kürd bölgelerinde de uygulanmaktadır.

KAKAİ- YARSAN HAKKA YÜRÜME ERKANI

Kakai düşüncesinin temel kutsal kitabı Serencamname Sultan Sahak tarafında 12. yüzyılda derlenmiştir. Semavi dinlerle ayrışmanın, İşrak felsefesinin ve inanışlarda takiyeler döneminin başladığı yüz yılların final noktasıdır. Ezidi düşüncesi de  11. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasında oluşmuştur. Ayrı ayrı coğrafyalarda da olsa düşüncede ve yaşam biçiminde oldukça benzerlikler olduğunu bugün daha net görmekteyiz. Zerdüşti felsefeden son Hakikatçi Alevi düşüncesine kadar bir silsileden bahsedilebilir. Bunu en çok düğün, ölüm, brayete axrete denilen veya musayiplik kültüründe görebiliriz. Doğa, güneş, aile, ilişikler ve özel günlerin ritüelleri en yakın davranış biçimleridir.

Kuzey Kürdistan Rea Haq ve Hakikatçi Alevi düşüncesinin en yakın, neredeyse birebir olduğu düşünce Kakai-Yarsan düşüncesidir.

Ezidilikte “brayte axrete” burada ‘braye yari-yardımlaşma kardeşliği ölüm ve destek ritüelinin yürütücüsüdür. Pir duasını alarak işlem “braye yâri” tarafından yürütülür. Kakai yaşam biçimi kesintisiz sürdüğü için düğün, sünnet, ölüm vb düşüncenin ana temelleri daha ayrıntılı ve ısrarlı yürütülmektedir. Ölüme kesinlikle inanılmaz. Donadon temel ilkedir, ölen şahıs 1001 yaşam sürdükten, günahlardan arındıktan sonra herhangi bir canlı olarak geri döneceği kabul edilir. Ölümden yedi gün sonra donadon’un başlayacağı öngörülür. Ölüm yoktur, bir canlıdan başka bir canlıya dönüşme vardır. Cennet ve cehennem düşüncesi buradan hareketle yoktur. Ruh sadece insana değil, her şeye intikal edebilir. Bu ruhani devir 1001 kerede tamamlanır. Ölüm değil dönüşme inanma temeldir. Ölülerin tören sırasında, arkasında ve seneyi gün ve devriyelerinde tambur ve tef eşliğinde gılbanglar okunur. Bu gelenek güçlü ve zengin biçimde yürütülür. Cennet cehennemi insan bu dünyada yapıp etmeleri ile kendisi yaratır fikri kabul edilir.

Serencamname’de: ‘Ölünün yıkanması için önce temiz suyla yıkanmalı sonra Pir Binyamin’in qawli okunmalı ve sonrada dokuz kez üzerine su dökülmeli. Biri öldüğünde yakınlarından biri onun mezarı başında ateş yakmalı ve çırası üç gün yanık kalmalı” diye yazılır.

‘sığınma yeri dürüst insanların Cem’inin şerefidir

Cem Hak ehli ve iyi insanların yeridir

Hakkın temelleri Şert-o Eqrar’dır’ okunur.

Uğurlamalarda tambur eşliğinde hep bir ağızda qewler söylenerek yürütülür. Ölünün yanında ve arkasında, seneyi devriye veya anmalarında asla ağlanmaz. Ölü evinde Cemxanedeki gibi cem düzenlenir. Mezarlığa kadar tambur çalınır ve stranlar söylenir. Loristan gibi bazı bölgelerde bu müzik eşliğinde danslarda yapılsa da bu gelenek artık yok olmaya yüz tutmuştur. Ölümden sonraki ilk akşam ve sabah yalnız davul ve zurna çalınır.

Alevi düşüncesi ve tarihsel bağlamında hakka uğurlama erkanı: Zerdüşti-Ezidi ve Kakai-Yarsani karşılaştırmaları
Giriş Yap

Dersim Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
BEDA