1. Haberler
  2. Güncel
  3. Özgür Özel: Demokrasiyi bir kez daha kuracağız

Özgür Özel: Demokrasiyi bir kez daha kuracağız

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Pendik’te  gerçekleştirilen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi”nde konuştu.

Mitingler dizisine başlamalarına yol açan 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ve Başkan Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonu anımsatan İmamoğlu, “Bu akşam İstanbul’daki altıncı ilçe buluşmamızı yapıyoruz. 19 Mart darbe girişiminden sonra Saraçhane’de yedi gün – yedi gece hep birlikte direndik.” dedikten sonra gelişmeleri özetledi.

“19 Mart’ta ‘ne olacaksa bu akşam olacak’ dedik”

“Darbenin maksadının İstanbul’un iradesine kayyım atamak, Saraçhane’yi ele geçirmek olduğunu, seçimle kazanamadıkları İBB’yi, atama ile yönetmek istediklerini biliyorduk. O gün dedik ki ‘Bu akşama buraya bir çağrı yapalım.’ Daha biz bunu söylerken elbette en tepeden gelen talimatla İstanbul Valiliği beş gün süreyle üç kişi bir araya gelmeyi, toplanmayı, yürümeyi, eylem yapmayı yasakladı. Köprüleri, Saraçhane’ye, tarihi yarımadaya gelen köprüleri kaldırdılar. Metroları, metro duraklarını kapattılar. Vapurları iskelelere zincirlediler. Otobüsleri ve özel araçları 7,5 kilometrelik bir çapla Saraçhane’ye yaklaştırmadılar. ‘Acaba ne olacak?’ dedik, ‘Ne olacaksa bu akşam olacak.’ Ya bu akşam İstanbullu seçtiğine sahip çıkacak ya da atanmışların dönemi başlayacak. Sandık gidecek kayyım gelecek.’”

“Bu daha başlangıç”

“Gözümüz, kulağımız yollardaydı. Orada iki önemli iş oldu. Biri, Vatan Emniyet’in önündeki Cumhuriyet Halk Partililer, oradaki bariyerleri aşıp; ikincisi, İstanbul Üniversitesi’nin önündeki öğrenciler, bariyerleri aşıp, meydana geldiler. İlk beş – altı bin kişi orada sosyal medyadan fotoğraf paylaştılar, bize seslendiler. Biz çıktık, balkondan onlara seslendik. ‘Bütün İstanbul’u buraya çağırıyoruz’ dedik. Bir anda 10 kilometre yürüyerek gelenler, köprülerin kalkmasına rağmen ta nerelerden dolaşarak gelenler, kucağında çocuğuyla, karnında üç aylık bebeğiyle, anasının – babasının koluna girip gelenler 19 Mart darbe girişimini püskürttüler. O gece toplanan 100 binler, 500 bin oldu, 1 milyon 200 bin oldu. Yedi gün – yedi gece boyunca Türkiye siyaset tarihinin en önemli direnişlerinden birini orada hep birlikte gerçekleştirdik. Ardından köprüyü geçtik, buraya Maltepe’ye geldik. Milyonlarca kişi irademizi haykırdık, seçtiğimiz belediye başkanına, Ekrem İmamoğlu’na, Ekrem Başkan’a sahip çıktık. O günden beri her hafta sonu bir ilde, Samsun’dan başlayarak Yozgat’ta, Mersin’de, Konya’da, Van’da ve nihayet 19 Mayıs’ta 2 milyon İzmirli ile birlikte Gündoğdu Meydanı’ndaydık. İlçe mitinglerinin ise beşincisini geçen hafta Silivri’de yapmıştık. Dediler ki ‘19 Mayıs’ta muhteşem bir miting yaptınız. Herhalde burada bitiyor.’ Dedik ki ‘19 Mayıs bitişlerin, vedaların değil; başlangıçların, ilk adımın tarihidir. İlk adımın.’ Şunu söyledik…. Buradan da tekrar ediyoruz. ‘Biz 19 Mayıs’ta İzmir’de bir kapanışı, bir finali değil; bir başlangıcı gerçekleştirdik. Ekrem Başkan’ı, belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi, belediyedeki bürokratlarımızı, bütün arkadaşlarımızı alana kadar ant olsun ki bu bir başlangıçtır. 19 Mayıs’tan sonra ilk miting Pendik’tedir. Pendik’ten başlıyoruz.’ İşte Türkiye’nin duymak istediği ses, ihtiyacımız olan slogan. Hep beraber diyorlar ki ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.’”

“Demokratlarla omuz omuzayız”

“25 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönettiği, sorunlarını çözmediği, çözemediği ama hep çantada keklik saydığı bu ilçede son seçimlerde, biz Pendik’i bilen, tanıyan ve Pendik’in sorunlarını çözeceğine inandığımız bir adayımızla, Tarık Balyalı ile Pendiklilerin karşısına çıktık. Tarihimizin en yüksek oyunu alarak, yüzde 43’lere ulaştık ama olmadı. Ama bütün Pendikliler, Pendik’in AK Partili, MHP’li ve diğer partilerden çok değerli seçmenleri bilsin ki biz birileri gibi alamadığımız ilçeye küsen, oy vermeyen seçmeni cezalandıran bir anlayıştan değil; kusuru kendisinde arayan ve gelecek için bugün neyi eksik yaptıysa onu telafiye çalışan bir anlayıştan geliyoruz. Biz kaybettiği seçimi, ülkenin demokrasinin kazancı sayan İsmet Paşa’nın geleneğinden geliyoruz. Biz 47 yıl boyunca birinci parti olamayıp sandığa küsmeyen, seçmene kızmayan, darbeye kalkışmayan, 15 Temmuz’da en husumetli olduğumuz partiye darbeye kalkışılınca bile sandığı, demokrasiyi, milletin iradesini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni savunan yani demokrasiyi savunan bir anlayıştan geliyoruz. Bizi kimse yıllarca seçim kazanıp, birinci parti olunca milli iradeyi baş tacı eden, bir seçim kaybedilince darbeye girişen cuntacılardan zannetmesin. Cumhuriyet Halk Partisi sadece kendi seçmeninin değil; bugün sandıkla gelip sandıkla gitmek istemeyen, sandığı milletin önünden kaçırmaya çalışanlara karşı Türkiye’nin bütün demokratları ile omuz omuza vermiş bir partidir. Nasıl ki yerel seçimlerde başardıysak, bundan sonraki seçimlerde de Türkiye İttifakı’yla Türkiye’nin sosyal demokratlarını, muhafazakar demokratlarını, milliyetçi demokratlarını, liberal demokratlarını, sosyalist demokratlarını, Kürt demokratlarını omuz omuza, yan yana getirip otokratları yeneceğiz. Andolsun ki yeneceğiz.”

Konuşmasının devamında İBB’ye ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik suç icadı amacıyla yürütülmeye devam edilen operasyonları değerlendiren Özgür Özel, yandaş medyada dolaştırılan düzmece kanıt ve iddiaları yanıtladı.

“Duruşmaları TRT’den yayımlayın”

“Tam 62 gün oldu. Ekrem Başkan’a, yani dünyanın Türkiye’de en çok tanıdığı, kiminin Türkiye’nin adını bilmeyip, adını bildiği güzel İstanbul’un seçilmiş, emin, şehremini insanına, şehrin emin insanına, İstanbul’un muhafızına, birinci seçimi kazandığında oyunbozanlık yapıp mazbatasını iptal ettiklerinde 806 bin farkla gelene, beş yıl hizmet edip karşısına başbakanlar, meclis başkanları ya da şehircilik bakanları çıkarıp, bileğini bükemediklerine karşı üst üste üç kez sandıktan çıkan Ekrem Başkan’a darbe yapılalı tam 62 gün oldu. Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’yla yarışmaktan korktuğu için, onu yenemeyeceğini anladığı için onu hapse atmıştır. Ergenekon ve Balyoz kumpasları gibi Erdoğan, Ekrem Başkan’ı yarışarak yenemeyeceği için onu hapse atmıştır. İftiralar attılar, hala atıyorlar. Yalanlar söylediler, hala söylüyorlar.” dedi.

İddialardan örnekler veren ve bunları belge ve kanıtlarla çürüten Özel, “Korkunun ecele faydası yok, siz gideceksiniz. Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu olacak.” dedi ve Erdoğan’a seslendi.

“Erdoğan, sen birini yolladın. Yalanlar, iftiralar, gizli tanıklar, zorla iftira attırmalarla bir şeyler tasarladı, olmuyor. Sen ona güveniyorsun, biz arkadaşlarımıza güveniyoruz. Eğer cesaretiniz varsa bir an önce iddianameyi düzenleyin. Arkadaşlarımızın yargılanmalarını TRT’den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da görsün cevabını da duysun. Erdoğan, 25 yıldır kazandığın Pendik ‘Hak, hukuk, adalet’ diye inliyor. Ve sana sesleniyor. Diyor ki ‘Gel, gel, cesaretin varsa TRT’ye gel. Canlı yayında ver onu duyalım.’ Buradan hem meydanda olanlara hem televizyonu başında olanlara şunu söylüyorum. Yarından itibaren sokakta, parkta, çarşıda, pazarda, alışverişte, ev gezmesinde, iş yerine giderken serviste AK Partili kimi görürseniz şunu sorun. Deyin ki ‘Neden TRT’den yayınlanmıyor bunlar? İftiralar duyuyoruz da cevaplarını niye duyamıyoruz? Var mısınız TRT’den yayınlanmasına’ deyin. Var mısınız? Kendine güvenen yayınlasın.”

“Tayyip Bey top kendi kalesine girince kızdı”

Özel Pendik Meydanı’ndaki gençlerle birlikte Türkiye’deki gençlere seslenmek istediğini söyledi: ” Bakın genç arkadaşlar, kadınıyla erkeği ile bütün gençler, hepimiz futbolu biliyoruz. Biliyorsunuz ki hayat fena halde futbola benzer. Siyaset daha da benzer. Şunu görün ki; bir futbol müsabakası gibi kabul edelim siyaseti. Yıllardır Tayyip Bey’le müsabaka yapıyoruz. 23 yıl boyunca Tayyip Bey kazandı. Ama 31 Mart seçimlerinde, son seçimde biz kazandık. AK Parti 23 yıl sonra ikinci parti oldu, Cumhuriyet Halk Partisi de 23 yıl sonra birinci parti oldu. Şimdi Tayyip Bey o maç yaptığımız top kendi kalesine girince kızdı. Topu aldı, sizin eve geliyor, AK Parti’ye. ‘Kimseyi oynatmam’ diyor. ‘Madem ki kazanmıyorum, artık maç yok’ diyor. ‘Ben bu topu keseceğim, bundan sonra maç yapmayacağız’ diyor. Pendikli AKP’li genç kardeşim, AKP gençlik kolları, Türkiye’deki AK Partili gençler, Tayyip Bey’e deyin ki dede deyin, baba deyin, reis deyin. ‘Ya kazanınca iyi de kaybedince biz niye kaçıyoruz?’ deyin. ‘Niye topu kesiyorsun?’ deyin. ‘Ver o topu, sen otur evde, biz gidip oynayacağız’ deyin. Bakın AK Partili arkadaşlar belki bir maç kaybedersiniz, iki maç kaybedersiniz. Ama onurunuzu, gururunuzu, haysiyetinizi kaybetmezsiniz. Yenmek de var, yenilmek de var. Kazanınca oynayıp, kaybedince topu kesmek kimseye yakışmaz. Tayyip Bey kaybetmeyi de öğrenmeli. Eğer AK Partili gençler topu alıp gelirlerse AK Parti demokratik bir partiye dönüşür. Belki ilk seçimi kaybeder ama gelecekte hepinizin siyaset olanağı olur. İktidar ihtimali olur. O top kesilirse, demokrasi biterse geriye hiçbir şey kalmaz. Sadece bir tek adam ve onun yarattığı felaket kalır. Siz de o ayıbın ortağı olursunuz. Kendinize bunu yapmayın, ailenize bu utancı yaşatmayın. Gelin sahaya, gelin sahaya. Korkup da kaçanlar tarihe geçemez, tarihe kazananlar da geçer, kaybedenler de geçer. Ama korkakların tarihte yeri yoktur.”

“Kürt seçmeni cezalandırmak istiyorlar”

Özgür Özel 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’da Kürt seçmenin oylarını “Kent Uzlaşısı” kapsamında CHP listelerine yönlendirmesinin suç ilan edilmesini de değerlendirdi. “Öyle bir suç varsa faili benim.” dedi.

“Biliyorsunuz hem Ataşehir’de, hem Kartal’da birer belediye başkan yardımcısı, sekiz belediyemizde de birer belediye meclis üyemizi toplayıp, belediyelere akıllarınca korku salmak, belediye başkanlarımızı tedirgin etmek ve o belediye meclis üyeleri üzerinden onlarla birlikte partimize oy veren Kürt seçmenleri cezalandırmak isteyen bir anlayış var. Buna DEM Parti, Kent Uzlaşısı diyor. Onlar diyorlar ki ‘Seçimi kazanırsak kazanırız. Kazanamayacağımız yerlerde adaya bakarız. Eğer kente karşı suç işlemeyecek, oy verebileceğimiz, demokrat adaylarsa biz de destekleriz.’ Bunun bizim partimizdeki ismi daha geniş. Biz buna Pendik İttifakı, İstanbul İttifakı, Türkiye İttifakı diyoruz. Ama DEM’den, ama diğer partilerden kanaat önderi, oy getirebilecek, hatta geçmişte başka partide siyaset yaptılarsa da eğer demokratsa, bu ülkenin bütünlüğü ile bir sorunu yoksa, vatanına, milletine bağlı ise bu ittifakın içine alıyoruz.”

“Türkiye’de tüm illerde, birçok ilçede çeşitli siyasi partilerden isimler alındı. İstanbul’da da ilçelerde birer, ikişer DEM’de geçmişte siyaset yapmış ya da Kürtlerin kanaat önderlerinden oy verecekleri isimler listelerde yer aldı. Bu ne bir kusur, ne bir günah. Ama savcı şöyle yazmış, ‘Batıda belediye kazanamayacakları yerlerde CHP listelerinden seçime girmek suretiyle, batıdaki Kürtlerin temsil imkanı kazandığı…’ Bunu suç olarak gösteriyor. Eğer böyle bir suç varsa o suçun faili benim kardeşim, ben.”

“PKK ile süreç yürütürken Kürt vatandaşı içeri atıyorlar”

Özel Erdoğan hükümetinin Öcalan’la diyalog yürütürken, Kürt seçmeni suçlamak arasındaki çelişkiye işaret etti.

“Açıkça hem bir yandan PKK ile pazarlık ediyor, PKK ile bir süreç yürütüyorlar. Abdullah Öcalan’a methiyeler düzüyorlar. Diğer taraftan belediye meclislerinde yer alan birer Kürt vatandaşı alıp içeri koyuyorlar, HDK’dan yargılıyorlar. Bugün onların duruşması vardı. HDK’nın, başta İzmir 12’nci Ağır Cezanın karar olmak üzere çokça kararda bir kongre olduğu, terör örgütü olmadığı yazdığı halde 10 kişiyi bugün 10 saat yargılayıp eylülün bilmem kaçına kadar tutukluluğuna devam kararı vermişler. Yazıklar olsun. Bir tarafta Devlet Bey’in konuştuğu umut hakkı, diğer tarafta Türkiye demokrasisinin en sağlıklı işbirliklerinden birine, böyle yaptıkları haksızlıklarla Türkiye’nin barışına vurulmuş büyük bir darbedir. Bu meselede ne bir belediye başkanı, ne bir belediye meclis üyesi mesul değildir. Türkiye’nin birlik ve beraberliği için atılmış bu adımı kriminalleştirenler, Türkiye’nin en büyük düşmanlarıdır. Türkiye’deki herkes bilsin ki bu meydandakiler, bu meydanda yan yana duranlar, hem Ekrem İmamoğlu’nun, hem Selahattin Demirtaş’ın, hem Ümit Özdağ’ın özgürlüğünü birlikte savunabilen demokratlardır. Bu meydandaki bu alkış Türkiye’nin umududur. Türkiye’nin umudu sizlersiniz. Efendim Ümit Özdağ’ı içeri alsınlar, ona birileri sevinsin. Selahattin Bey’i alsınlar, başkası sevinsin. Ekrem Başkan’ı alsınlar, öbürü sevinsin. Bir tek adam, hep sevinsin. Öyle yağma yok; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

“Evinde demokrat olmayan küresel lider olamaz”

Özel, Erdoğan’ın kendisini “küresel lider” ilan etmesini de alaya aldı.

“Memlekette bir kendini değil, herkesi düşünenler var. Evellallah bu akşam Pendik Meydanı’na onlarla birlikteyim. Hepiniz hoş geldiniz. Bir de kimseyi düşünmeyip bir tek kendini düşünen biri var. Şimdi devletin parasıyla, devletin parasını ajanslara verip kendine kampanya yaptırıyor. Oylar düşmüş ya. Oradan kendini yükseltmek için kampanya yaptırıyor, ‘küresel lider’ diye. Buradan Erdoğan’a söylüyorum; evinde demokrat olmayan küresel lider olamaz. Evinde otokrat olan, evinde diktatör olan ne dünyaya lider olur, ne küresel lider olur. Olsa olsa rezil olur. Memleketi de rezil eder. Ecevit’le Yaser Arafat’tan beri CHP’nin sahip çıktığı Filistin davasına, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının gidip omuz verdiği Filistin’in haklı kurtuluş mücadelesine, sahip çıkmayan, Trump’ın sözüyle Gazze’yi sahil kasabası yapmaya çalışan, Filistinlilerin Gazze’den uzaklaştırılmasına susandan, Kuzey Kıbrıs’ı Türki Cumhuriyetler tanıyacak diye beklerken, Türki Cumhuriyetlerin Güney Kıbrıs’ı tanımasına susandan, Ege’deki Adalar’daki işgallere susandan, Türkiye’nin hakkını, menfaatini Trump’ın iki dudağının arasına bırakandan küresel lider olmaz. Böylesine birisinin kendi hesapları için memleketin çıkarlarını feda etmesine, AK Partililer susuyor mu bilmem. Ama bu meydan susmaz, susmadı, susmayacak.”

“İmzalar bize emanet”

CHP Genel Başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, onun serbest bırakılması ve erken seçim talebiyle ülke genelinde “Adayımı yanımda, sandığı önümde görmek istiyorum” sloganıyla başlattıkları imza kampanyasını hatırlattı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in liderliğinde yürütülen kampanya, hem İmamoğlu’nun serbest bırakılmasını hem de erken seçim çağrısında bulunulmasını hedefliyor. Kampanyanın amacı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 seçimlerinde aldığı 27 milyon 730 bin oy kadar imza toplayarak, halkın desteğini ve erken seçim talebini göstermek.

Özel, “‘19 Mayıs son değil, başlangıç’ dedik. 19 Mayıs’tan sonra çağırdınız, ilk olarak koştuk Pendik’e geldik. Muhteşem bir coşku, muhteşem bir ev sahipliği ile karşılandık. Bu meydan, bu enerjisini 15 milyonu geçen, 20 milyona doğru yürüyen imzalarda, ilk hedef 20 milyonu tutturup, 28 milyona doğru yürümek için bu meydan görev almaya hazır mı?” diye sordu.

“Buradan endişeli olan herkese söylüyoruz. ‘Çok imza vermek istiyorum, memuriyete gireceğim, korkuyorum.’ ‘Torun polis, korkuyorum.’ ‘Mülakat var, korkuyorum’ diyenlere imzalar bize emanet, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine emanet. Onu kimseye vermeyiz. Sadece notere tespit için göstereceğiz. O imzalar herkesin onuru olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nde saklanacak. Şimdi buradan hep birlikte Silivri’ye doğru sesimizi duyuracak kadar gür bir sesle seslenelim. Ey Erdoğan, ben milletim, ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Bu sandık sizin inancınızla, kararlılığınızla, coşkunuzla, cesaretinizle ya gelecek ya gelecek. İzmir’de en son kapatırken ‘Yürüyelim arkadaşlar’ demiştik. O zaman Pendik, bugün çağırdınız geldik. Çağırdığınıza değdi, geldiğimize değdi. Muhteşem bir ses, büyük bir inanç, büyük bir kararlılık gösterdiniz. Bundan sonra durmak yok, hep beraber Türkiye’yi bir kez daha kurtaracağız, bir kez daha demokrasiyi kuracağız. Var mıyız? Hazır mıyız? O zaman yürüyelim arkadaşlar.”

 

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 casino siteleri/div>