Nursel Şengezer
Doğu ve güneydoğuda giderek yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı; Dersim coğrafyasının da önemli sorunlarından. 2019 tarihli Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre uyuşturucu kullananlar, bağımlılık yapıcı maddeleri yüzde 71,9 oranında ilk olarak arkadaşlarından alıyor, yüzde 25,2’si ise uyuşturucu karşılığında para ödüyor.
Yazı dizimizin bu bölümünde; bağımlı gençlerle konuşmayı sürdürüyoruz. Gençler bağımlılıklarının nasıl başladığını, hangi etkenlerin madde kullanımını tetiklediğini ve bağımlılık yapıcı maddelerin adeta bir zincir gibi birbirini takip ettiğini, kendi cümleleriyle anlatıyor.
“Para yetmeyince satmaya da başlıyorsun”
V.D. bağımlılık süreci satıcılığa evrilenlerlerden. Kullandığı madde miktarı sürekli artmaya başladığını “Son dönemlerde iyice abartım maddeyi” diye anlatıyor ve elbette bu kadar çok kullanınca paranın yetmediğini de söylüyor.
Peki para yetmeyince bir bağımlı ne yapar? Yine V.D.’nin anlatımlarını araya girmeden aktaralım: “Yapmayacağım dediğin her şeyi yapıyorsun, para yetmeyince. Hırsızlık yapıyorsun, torbacılık yapıyorsun. Aile parayı kesince bunlara mecbur oluyorsun. İş olmayınca para da oluyor, geçici işler bulursam giriyorum, ama o da çok zor. İşe girersem, parayı sadece madde almak için biriktiriyorum. Ama çalışarak da yetmeyince, bu defa sen başkalarına madde satmaya başlıyorsun.”
“Arkadaşımla birlikte sattığımız da oldu”
V.D.’nin satıcılık serüveni böyle başlamış. Sözü yine ona bırakalım: “Satıcılık yaptım. Sattığım zamanlarda arkadaşlarıma da yardımım dokundu. Çünkü arkadaşlarım da bana yardım ederdi. Çok düştüğüm (madde eksikliği) zamanlarda arkadaşımın yanına giderdim, ondan alırdım. Sonra o arkadaşımla beraber satmaya başladık. Ama artık satmıyorum.”
“Piyasadaki bütün uyuşturucuları denedim”
Y.K., henüz 17 yaşında. Çok küçük yaşlarda sigara kullanmaya başlamış ve aslında bağımlı kişiliğinin sigarayla başladığının farkında. 10 yaşında başladığı sigara alışkanlığına dair; “Sigarayı özendiğimiz için kullanıyorduk, bizden büyükler içip atardı, biz de gidip izmaritlerini toplardık. Sonra izmarit içmek yetmemeye başladı, paket almaya başladık” diye konuşuyor.
Sigaradan esrara geçmek ise çok zor olmamış. “Uyuşturucuya esrarla başladım” diye konuşuyor ve bir süre sonra esrarın da kendisini kesmediğini söylüyor: “İhtiyaç sürekli artıyor. Esrarın içme tarzını öğrenince, önce sarmayı öğreniyorsun, sonra farklı içme tarzları geliştiriyorsun ve bu yerinde sayan bir şey de değil, sürekli değişiyor.”
“Yetmiyor, başka şeyler arıyorsun”
Ardından esrarın yerini başka arayışların aldığını şu sözlerle dile getiriyor. “Yetmiyor, yetmemeye başlıyor. Önce kullanım sıklığı artıyor, doz artıyor yani, ondan sonra da madde sıradanlaşıyor, ilk zamanlarda aldığın hazzı almamaya başlıyorsun ve bu sefer de başka şeyler aramaya başlıyorsun.”
Bu farklı arayışların kendisini önce hap kullanmaya, sonra ekstaziye, zaman zaman da bonzaiye yönelttiğini artık hepsini denediğini esrarı ise zevk için kullandığını anlatıyor Y.K.
“Mutluyken, üzgünken, parasızken, paralıyken aklımda hep esrar var”
B.H., şu anda 26 yaşında. 15 yaşında sigara ile başlamış onun da bağımlılık süreci. Sonra aslında bir yapıştırıcı madde olan bally kullanmaya geçmiş. “Sonra” diyor, “Esrar başladı. Uzun süre esrar kullandım. Bir süre sonra daha kimyasal şeylere geçtim, herhalde şu anda piyasada olan bütün uyuşturucu maddeleri kullanmışımdır.”
Sözü B.H.’ye bırakalım ve bağımlılık sürecini, onun sözcükleriyle öğrenelim: “Sigara ile başladım, sanırım ergenlik dönemimin ilk zamanlarıydı. Sigaradan esrara geçmek zaten çok değil, bir duman çekmeyle başladım, sonra o bir duman iki duman, üç duman, on duman oldu. Hep başkalarından alıp içiyordum ya da başkaları içerken onların yanında oluyordum, onların sardıklarını içiyordum. Sonra haftada iki-üç gün esrar içme zamanlarım başladı. Evde bir sorun çıkarsa aklıma esrar geliyordu, kavga ediyordum aklıma esrar geliyordu. Mutlu olduğumda da aklıma esrar geliyordu, üzgün olduğumda. Param olduğu zaman direk bununla ilk önce esrar almalıyım diye düşünüyordum.”
“Babam o kadar baskı yapmasaydı, bağımlı olmayabilirdim”
E.D.G. 23 yaşında. 14 yaşında esrar kullanmaya başlamış. Öncesinde gizli gizli sigara içtiğini ve babasının kendisine büyük bir tepki gösterdiğini, “Bir daha içersen seni öldürürüm” dediğini anlatıyor. Korkarak sigara içmeye devam etmiş ve “Belki de babamın tepkisinin etkisiyle sigara içmeyi sürdürdüm. Bazı korkuların insana cesaret verdiğini düşünüyorum. İnsan bazen korkudan öyle şeyler yapabiliyor ki, cesur olanlar bile onları yapamaz” diyor.
İnsanın içindeki korkuyla baş edince, mevzu da bağımlılık olunca hep bir sonraki aşamaya gözünü diktiğini söyleyen E.D.G., sigaradan sonra çakmak gazi kullanmış.
Sonrasını şu ifadelerle dile getiriyor: “Zaten bakkallarda bile satılıyor, kimse uyuşturucu olarak görmüyor, ama bağımlılar çakmak gazının uyuşturucu olarak kullanılabildiğini bilir. Sadece bakkallar değil, herkesin evinde olan bir şey çakmak.”
“Evdeki çakmak gazını bile içtim”
Bir süre sonra çakmak gazından bally kullanmaya geçmiş E.D.G ve esrar kullanmaya başlaması, çok uzun sürmemiş. Esrar kullanmanın kendisinde yarattığı duygu durumunu şu sözlerle ifade ediyor:
“Bir kere içtiğimde içimdeki bütün korku uçup gidiyordu sanki. Esrarı şekerle birlikte kullanmayı çok kısa bir süre sonra öğrendim. İkisini birleştirip içiriyorsun. Birini içtin mi, diğerleri daha kolay oluyor zaten.”
“İlkokul çocuğu bile eroin bulabilir”
Peki uyuşturucu maddelere ulaşmak bu kadar kolay mı? E.D.G, “çok kolay” diyor bu sorumuzun yanıta: “Hem satmak çok kolay hem temin etmek çok kolay. Bir selam çak, şu maddeyi istiyorum de, köşe başında takılan üç-beş kişiye, hemen bulurlar. Onlarda yoksa bile yardımcı olurlar. Onlar da kullanıcıları tanıyor, sanki gözlerinden anlıyorlar, konuşmalarından anlıyorlar. Para olduktan sonra ilkokul çocuğu bile eroine ulaşır.”